21 Ocak 2009 Çarşamba

AHMET MARANKİ'DEN KISIRLIĞA BİTKİSEL ÇÖZÜMLER

. 21 Ocak 2009 Çarşamba
0 yorum

Çocuk istemelerine ve bir yıllık düzenli cinsel yaşama rağmen gebe kalamama durumuna infertilite (kısırlık ) denir.
Önce doktor fakat bunun yanında alternatif tıptan da faydalanmakta yarar var.
Kısırlık tedavisinde önerilen şifalı bitkiler nelerdir ?
Zencefil: Erkekteki sperm sayısını ve hareketliliğini önemli derecede arttırdığı ispatlanmıştır.
Ayçiçeği ve Arginin içeren diğer bitkiler:Sperm sayısı düşük erkeklere doğal şifacılar tarafından genellikle arginin takviyesi önerilir. Arginin Ayçiçeğinde yeterli oranda bulunur.
Günde 4 gram arginin almak için 50 gram kadar ayçiçeği tüketmek yeterlidir.Bu hayati besini yüksek oranlarda içeren diğer besinler ise sırasıyla ; keçiboynuzu, ak ceviz, acı bakla, yer fıstığı, su teresi,susam, soya fasulyesi, çemen, badem,hardal,bakla ve mercimektir.
Ahududu: Kadınlarda hamilelik sırasında ortaya çıkan rahim iltihapları için ahududu yapraklarından yapılan çay önerilir.
Ispanak ve çinko içeren diğer bitkiler: Yapılan araştırmalar gösteriyor ki erkeklerin üretkenliğini etkileyen çinko eksikliği aynı zamanda sperm kalitesini de düşürmektedir. Çinko’nun bol bulunduğu sebzeler arasında en başta ıspanak geliyor.Sonra sırasıyla maydonoz,salatalık,bürüksellahanası, taze fasulye,hindiba, börülce, kuru erik geliyor.
Karnabahar ve B6 vitamini içeren besinler:Kısırlık için genellikle karnabahar önerilmektedir. B6 vitamini en çok Karnabahar, su teresi, ıspanak, muz, bamya, soğan, brokoli, kabak, karalahana, yer lahanası,bürüksel lahanası,bezelye ve turpda bulunur.

Klik disini untuk melanjutkan »»

REFLÜYE DOĞAL TEDAVİ

.
0 yorum

Hatalı beslenme, kötü alışkanlıklar ve çevresel etkenler nedeniyle oluşan mide sorunlarından şikayet etmeyen yoktur herhalde..
Ayaküstü beslenme alışkanlığı, gelişigüzel alınan ilaçlar, aşırı tüketilen sigara ve alkol ve stres… Gündelik yaşam alışkanlıklarımız gittikçe olumsuz yönde değişiyor. Bu karamsar tablodan en fazla payını alanlardan biri midemiz. Ağrılar, ekşime, şişkinlik ve kramplarla aslında bize tepkisini anlatmaya çalışıyor! Ülser, gastrit ve reflü…
Prof.Dr.Ahmet Maranki katıldığı Esra Ceyhan'ın programında reflü konusunda kısa bilgiler verdi
Ne yapmalı:Çiğ patates ve beyaz lahananın suyu sıkılarak içilmelidir.Her sabah bir bardakla başlanmalı ve daha sonra 1,5-2 bardağa kadar çıkartılabilir.Bu kür 20 günlüktür.

Klik disini untuk melanjutkan »»

HEMOROİTE KURU İNCİR VE KAYISI İYİ GELİYOR

.
0 yorum

Hemoroitte, beslenme alışkanlığı çok önemlidir.Bunun için en önemli besin Zeytinyağıdır.Her gece yatmadan pamuğa döküp makat kısmına koyuyorsunuz..Bunu tam 7 gece uyguluyorsunuz...Bsurunuzun düzeldiğini göreceksiniz...
Dahilden
Her gece yatmadan 3 adet inciri (40 kiloysanız) 70-80 kiloysanız (5 adet) kuru inciri sıcak suyun içine koyuyorsunuz..Bu incirler 1-2 saat içinde şişiyor.Yatmadan evvel bu incirleri yiyiyorsunuz.Yada Ihlamur çayı ile birlikte içebilirsiniz
Gölgede kurutulmuş 5 adet kuru siyah kayısıyı alıyorsunuz yine incirde olduğu gibi sıcak suyun içerisine koyup 1-2 saat şişmesini bekliyosunuz ve daha sonra kayısıları gece yatmadan önce yiyiyorsunuz..
Not:3 hafta devam ediyorsunuz.
PROF.DR.AHMET MARANKİ

Klik disini untuk melanjutkan »»

PROF.DR.AHMET MARANKİ’DEN TAVSİYELER

.
0 yorum

*Günlük tükettiğimiz gıdalar

konusunda dikkatli olunması ve her türlü meyve ve sebzenin mevsiminde tüketilmesini tavsiye eden Maranki;”Sağlığımız için gıdaları zamanında yemeliyiz.

*Mesela kış aylarında domates kesinlikle yenmemeliyiz.

Yüce yaratan onu yaz aylarında yenilmesi için yaratmış. Bu aylarda yenilen domatesin çekirdeği kan hücrelerine olumsuz etki yapabilir.

*Buna karşı yazın da kış aylarında yenilen meyveler yenilmemeli. Mesela;

MENOPOZ İÇİN

Bayanların menopoz dönemlerindeki sıkıntıları azaltmak için; civanperçemi, meyankökü,ve kır papatyasından yapılan çayı öneriyor

TROİD İÇİN CEVİZ

kaç adet cevizi bir su bardağında bir kaç gün bekletiniz ve cevizi

yedikten sonra suyunu içiniz bunu hergün yaparsanız bir kaç hafta sonra sizdeki değişikliği fark edeceksiniz

Birde ceviz arasındaki perdeden 25,30 adetini bir litre suda bekletin ve onuda aynı şekilde hergün tüketirseniz troide faydasını fakedeceksiniz

SAĞLIKLI ZAYIFLAMAK İÇİN ÖNERİLER;

Beslenme düzenimizi değiştirmemiz lazım

Beslenme saatlerini değiştirmemiz gereklidir

Tatlıları yemekten 1 saat önce yada yemekten sonra yenmeli

Karbonhidratlarla proteini ayrı ayrı almamız lazım..

YEŞİL ÇAY

Asrın mucizesidir.Çinliler senelerdir yeşil çayı tüketmektedir.Çay yemekten 1 saat önce yada 1 saat sonra tüketmelidir.Yemekten hemen sonra içilirse demir eksikliğine neden olur.Beden yemekteki demiri ve bütün aminoasitleri tükettikten sonra çay içilmelidir.Bu da yemekten 1 saat sonra uygun olur.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Antideprasanlar

.
0 yorum

Depresyon durumlarının tedavisi amacıyla kullanılan ilaçlardır. Etkileri yavaş yavaş ortaya çıkar ve uzun zaman devam eder. Yan etkileriyse hemen kendini gösterir. Bu nedenle elde edilen sonuç, ilk başta cesaret kırıcı gibidir. Ancak, buna aldanmamak ve
zaman: 02:40 0 yorum
Etiketler: Antideprasanlar

Klik disini untuk melanjutkan »»

Apandisit belirtileri

.
0 yorum

Başta, göbek çevresinde ağrı duyulur. Sonraları bu ağrı, karnın sağ alt bölümüne iner. Ağrı duygusundan önce, karında genel bir rahatsızlık, sindirim bozukluğu, ishal veya kabız belirebilir. Mide bulantısına sık rastlanır ve hasta birkaç kez kusabilir.
zaman: 02:43 0 yorum
Etiketler: Apandisit belirtileri, Hastalıklar

Klik disini untuk melanjutkan »»

Apopleksi

.
0 yorum

Felç, inme. Apopleksinin nedeni, beynin bir bölümünü kanlandıran hasta bir damarda birdenbire gelişen bir olaydır (ağır kanama, tromboz veya amboli sonucu tıkanma gibi). Bu olay sonucu, bilinç yitimi, felç veya ölüm görülür.
zaman: 02:43 0 yorum
Etiketler: Apopleksi, Hastalıklar

Klik disini untuk melanjutkan »»

Bitkisel Beslenme ile Temizlenme

.
0 yorum

Amerikalı Dr. Walker beslenme ile tedavi konusundaki kitabında kalın bağırsak temizleme konusunu şöyle açıklamaktadır. “Eğer insanlar pişmiş yemek ile besleniyorsa, kalın bağırsak normal fonksiyonunu kaybediyor.” Bu sonuçlar bilimsel deneyler ile ispat edilmiştir. Bu beslenme tercihi nedeniyle günümüzde ideal ve sağlıklı kalın bağırsağa sahip insan bulmak imkânsızdır. Bu yöntemi tercih edenler ilk önce lavman, detoks vasıtası ile kalın bağırsağı düzenli bir şekilde yıkamalıdır. Daha sonra kalın bağırsağın fonksiyonunu normale döndürmek için çiğ taze sebze suyu içilir. Sebze suları temizleyici, meyve suları besleyicidir. Bunu asla unutmayalım. En uygun sebze suyu karışımı havuç, ıspanak ve kırmızı pancardır. Bu su kalın bağırsak ve ince bağırsak içindeki kasları ve sinirleri besler, güçlendirir ve yeniler.

Eğer bu malzemeler bir arada bulunamazsa her gün sadece havuç suyu veya o mevsimde bulunabilen sebzelerin suları içilebilir. Kalın bağırsağa normal peristaltik hareketini kazandırmak için öğle ve akşam yemek menüsüne yeterli miktarda sebze, meyve, kabuklu bulgur gibi lif bakımından zengin besinler eklemek gerekir. Bu gıdalar aynı zamanda kalın bağırsağın hareket fonksiyonunu yükseltmektedir. Lif yapılı besinler sindirim esnasında gelen safrayı yapılarına alarak emerler. Emilen safra kalın bağırsak duvarlarını rahatsız ederek peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Safra lifli besinlerden ayrılmadığı için tam boşaltım olmaktadır. Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlayan en etkili meyve ve sebzeler; incir, kara erik, üzüm, bütün kuru meyveler, havuç, pancar ve taze lahanadır. Yenen meyve ve sebzeler kalın bağırsağın içinde şişer, hacim ve kütle kazanır. Bu da peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Kolit hastası olanların sadece lahana tüketmesi doğru değildir.
Sebze ve meyve dışında kalın bağırsak sindirimine yardımcı olan diğer gıdalar: karpuz, kavun, bal, bitkisel yağ, kara ekmek, kabuklu buğday, kara pirinç ve bütün diğer meyve ve sebze sularıdır. Her gün 300-500 gr. bu meyve ve sebzelerin suları içilmelidir.

Eğer tüketilen sebze ve meyveler şişkinlik yapıyor ve gaz oluşturuyorsa, sadece haşlama sebze tüketilir. Mevsime uygun olan meyve ve sebzelerden az miktarda alınır. Gıdalar şayet gaz oluşumuna ve şişkinliğe sebep oluyorsa, taze fasulye, bezelye, soğan, lahana ve pancar gibi gıdalar haşlama ve sıcak, az pişirilmiş olarak yenebilir, çiğ olarak yenmemelidir. Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsızlıklarının çözüm yolu ise taze çiğ lahana suyuna patates suyu katarak içmektir. İlk başlangıçta vücudu alıştırmak için 150 gr. havuç ve 150 gr. lahana suyu, 150 gr. patates birlikte alınır. Bu uygulama 2-3 gün devam ettikten sonra 300 gr. lahana ve patates suyuna geçiş yapılır ve gaz oluşumu, reflü, ülser tamamen ortadan kalkana kadar devam edilir. Lahana suyunun içine tuz katılmamalıdır. Gaz oluşumuna destek olarak dışarıdan müdahale etmek için, karın üzerine papatya bitkisi ile ıslatılmış sıcak kompres, sıcak küvet, vücudu susam ve badem yağı ile yağlama uygulanabilir.
zaman: 06:19 0 yorum
Etiketler: Bitkisel Beslenme ile Temizlenme

Klik disini untuk melanjutkan »»

Aç Kalarak (Oruç) Temizlenme-Arınma

.
0 yorum

Amerikalı Dr. Paul Breakt’in yöntemine göre insan her hafta 1 defa 24 ile 36 saat aç kalmalı. O zaman insan organizması sindirim için enerji harcamaz. Metabolizma bu enerjiyi organizmanın tüm sistemlerini kontrol etmek ve sistemlerde oluşan zehirli maddeleri dışarı atmak için kullanır. Bunun sonucunda kalın bağırsak taşları yumuşar ve kalın bağırsak duvarından ayrılır. Eğer insan bu yöntemi kullanırsa kendi kendine koruma yapabilir. Aç kalma sürecinden sonra ilk yemek olarak çiğ havuç ve lahana salatası az yağlı olarak alınabilir. Bu maddeler kalın bağırsaktaki çamurları dışarı atar. Diğer yemekleri de sebze yemeği ağırlıklı olarak alabilirsiniz.

Bu yöntem yılda iki kez tekrarlanmalıdır. Lavman uygulaması yılın her zamanı yapılabileceği gibi, en uygun zamanı ilkbaharın mart, nisan ve mayıs ayları, sonbaharda ise eylül, ekim, kasım aylarıdır. Uygulama zamanı ay takviminde ayın hareketine göre ayarlanır.
zaman: 06:20 1 yorum
Etiketler: Aç Kalarak (Oruç) Temizlenme-Arınma, Detoks

Klik disini untuk melanjutkan »»

Prof. Dr. Ahmet Maranki Kanal D'de "Esra Ceyhan'la"da yeni sezonda sizlerle

.
0 yorum

Sayın Prof. Dr. Ahmet MARANKİ Ramazan da "Esra Ceyhan'la" programında cuma günü 14.30 -17.00 arasında sizlerle Namaz, Oruç, Sadaka, Abdest ve dinin diğer kozmik boyutları ile ilgili konularının yanında 10 yaş gençleşme kampları, bitkilerin mucizevi tedaviliği ve hastalıklar, termal-kür uygulamalarıyla ilgili açıklamalar yaparak, pratik şifa reçeteleri ve zayıflama metotlarını anlatacak. Sakın kaçırmayın !....Canlı yayına telefonlarınızla katılabilirsiniz..
zaman: 14:01 0 yorum

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit C'den Nasıl Kurtuldum

.
0 yorum

Hala bana bile hayal gibi geliyor. Fakat bu zor ve pahalı tedavi gerektiren hastalıktan kurtuldum.(Hepatit Hakkındaki tüm Bilgiler yazının devamında...)





Hikayem, Haziran 2007 tarihinde benim tiroid bezime baktırmak için KIZILAY hastanesine gitmemle başladı. Uzun zamandır içimde Hepatit testi yaptırma konusunda bir istek vardı. Doktordan rica ettim, test formunda ANTİ HCV’yi de işaretledi. Ben rahatım! Bana göre nasıl olsa hiçbir şey çıkmaz!
Ama öyle olmadı
Birkaç gün sonra test sonuçlarını aldığımda büyük bir süprizle karşılaştım: ANTİ HCV pozitifti.


Tam o günlerde de bir sene önce radyoda dinlediğim Maranki Hoca’nın sitesini “acaba bahsettiği merkez kuruldu mu?” diye sıkı takip ediyorum. Lavman kısmında bize, acısız, maliyetsiz ve son derece sağlıklı bir yöntemle çok büyük şikayetlerin iyileştirilebileceğinin müjdesini veriyordu. O sıralar hastalığın varlığından haberdar olmadığımdan, detoks+lavman uygulamasını “yapabilirsem yaparım” diyerek keyfi yaklaşıyordum fakat kucağıma bomba gibi düşen hastalıktan sonra benim için bu uygulama mecburi oldu !


İlk test sonucundan sonra, beni hemen Marmara Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Oraya gidip kan vermeden önce aradaki bir haftalık zamanda detoks + lavman uygulamasını yaptım. Sonra hastaneye kan vermeye gittim. RNA testi yapılacaktı.


20 gün test sonuçlarını, büyük bir endişe ve üzüntüyle bekledim. Bu zaman aralığında da sürekli Maranki Hoca’nın sitesini okuyordum. Ben onun yöntemiyle iyileşeceğime inanıyordum ama %20’lik bir payla da kendimi bu hastalıktan dolayı değişmesi muhtemel bir hayata hazırlamaya çalışıyordum.
Bu tip hastalıklarda insanı paniğe sürükleyen ilk şey, bilmemek. Yani bu hastalık nasıl sonuçlar doğurur, yaşantım nasıl değişir, tedavisi olur mu olmaz mı, başkasına bulaşır mı bulaşmaz mı, maddi olarak çok zorlar mı vs. bir sürü soruyla beraber bilinmezliklerin karanlığında yuvarlanıyorsunuz. Moraliniz çok bozuluyor ve doğal olarak bol bol ağlıyorsunuz.
Çok şükür ki ben, ağlamanın ötesinde bir uygulama yapmış olmanın da rahatlığını yaşıyordum.
Bu test sonucunu bekleme dönemimde, hastalığın detaylarını öğrenmeye çalışıyordum. Tüm süreç boyunca bu hastalıktan, aileme ve arkadaş çevremden kimseye bahsetmedim. Bunun sebebi de belki sessizce atlatacağım bir hastalık yüzünden onları üzmek, tedirgin etmek istemememdi.(Bu arada eklemek isterim ki Hepatit C’nin çok bariz belirtileri yok. Yani o belirtilerle başka bir hastalık olduğu da düşünülebilir. Yıllarca sinsice vücutta kalabiliyor. Takip edilmezse aniden karaciğer hastalıklarıyla karşılaşılıyor. Ayrıca tedavi masrafları çok yüksek.)


Evet, 20 gün dolmuştu ve ben yine hastane yollarındaydım. Pozitif mi negatif mi ? Bu iki işaret, şimdi hayatımın dönüm noktasıydı.
Çekinerek ve heyecanla testlerin dağıtıldığı bölüme yaklaştım.
Ve test sonucu elimdeydi :
HCV - RNA NEGATİF


Hemen doktora götürdüm. “İyi, atlatmışsın. Virüs pasifize olmuş. Yalnız 15 gün sonra tekrar ANTİ HCV’ye bakalım” dedi.


15 gün sonra Kızılay’da (sonuç NEGATİF) , 1 ay sonra da tekrar Marmara Hastanesin’de (bu testte ne negatif ne pozitif çıktı. Makine ölçememiş dediler) iki ayrı test yaptırdım.


Doktora götürdüm. İunları söyledi :”Bunun üstünde durmana gerek yok. Vücut virüse karşı antikor üretmiş. Belki 1 sene sonra tekrar test yaptırabilirsin.”


Artık doktor beni ciddiye almıyordu. Çünkü ortada ciddi bir hastalık yoktu :)
Ağlayarak ayrıldığım hastaneden gülerek ayrıldım ve keyifle evime geldim.
Ahmet Maranki ve değerli eşi Elmas Maranki’ye içimden minnettardım. Çok büyük teşekkür ve dua ile andım.
Daha sonra TÜYAP kitap fuarında, bizzat kendilerine yaşadıklarımı anlatıp teşekkürlerimi iletme fırsatı yakaladım.


Onlar sayesinde kim bilir daha nice insanların hastalıkları şifaya dönecek. Bir ay sonra açılacak olan “Sağlık Yaşam Merkezi”ni de dört gözle bekliyoruz.
*
Bir hayat düşünün sevdiklerinizle, sevdiğiniz şeyleri yaparak keyifli yaşamak; bir hayat düşünün hastane kuyruklarında - belki aşağılanmalarla- doktorların iki dudağının arasına hapis olmak !

Ben öncelikle yüce Allahım’a daha sonra da vesile olan çok değerli Ahmet Hocamıza ve değerli eşine tekrar şükranlarımı sunuyorum.


Böyle olumlu tecrübe yaşayan arkadaşlarımızı da sitede paylaşmaya davet ediyorum.
zaman: 14:02 0 yorum
Etiketler: Hepatit C'den Nasıl Kurtuldum

Klik disini untuk melanjutkan »»

Genel Hepatit Belirtileri Nelerdir

.
0 yorum

*Halsizlik ve kaslarda zayıflık hissi

* Baş ağrısı

*Karın ağrısı (ki bu ağrısı karaciğer bölgesinin hemen üzerindeki bölge)

* Mide bulantısı

*Koyu renkte idrar (kola rengi)

*Kilo kaybı

*Yağlı yiyeceklerden tiksinme

*Nadiren sarılık

*Eklem ağrıları
zaman: 14:04 0 yorum
Etiketler: Genel Hepatit Belirtileri Nelerdir, Hepatit

Klik disini untuk melanjutkan »»

Genel Hepatit Belirtileri Nelerdir

.
0 yorum

*Halsizlik ve kaslarda zayıflık hissi

* Baş ağrısı

*Karın ağrısı (ki bu ağrısı karaciğer bölgesinin hemen üzerindeki bölge)

* Mide bulantısı

*Koyu renkte idrar (kola rengi)

*Kilo kaybı

*Yağlı yiyeceklerden tiksinme

*Nadiren sarılık

*Eklem ağrıları
zaman: 14:04 0 yorum
Etiketler: Genel Hepatit Belirtileri Nelerdir, Hepatit

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit A'dan Korunma Yolları Nelerdir ----Hepatit A

.
0 yorum

Tam olarak temizliğinden emin olunmayan suyu içmeyin ve bu sudan oluşan buzu kullanmayın. Aynı tehlike bu su ile diş fırçalarken de söz konusu olabilir. Soyulmamış meyvelerin, salataların, haşanmamış sebzelerin yıkanmadan yenmemesi ve çiğ deniz mahsüllerinden sakınılması gerekir. Sokaklarda temizlik kurallarına dikkat edilmeden hazırlanmış yiyecek ve içeceklerin yenilmemesi gerekir.

Tüm bu önlemlere rağmen Hepatit A riski altında olabilirsiniz. Korunmanın en kesin ve güvenli yolu aşılanmaktır.
zaman: 14:06 0 yorum
Etiketler: Hepatit, Hepatit A, Hepatit A'dan Korunma Yolları Nelerdir



Hepatit A son derece bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Halk arasında sarılık adıyla bilinir. Virüsünün vücuda girdikten sonraki 2-6 hafta kuluçka süresidir. Ülkemizde önemli bir sağlık sorunudur.

Belirtilerin hepsi aynı anda olabileceği gibi hiçbiri de görülmeden sessiz olarak hastalık ortaya çıkabilir. Hastanın yaşı arttıkça hastalık daha ağır seyreder. Küçük çocuklarda hiçbir belirti görülmeyebilir. Hepatit A genellikle 3-6 hafta sürer, ancak bazı olgularda altı aya kadar devam eden uzun süreli ya da kötüleşerek tekrarlayan semptomlar olabilir.Hastalık süresince çok uzun süre yatakta kalınması ve buna bağlı olarak işgücü kaybında artış söz konusudur. Tam düzelme 6 ay kadar sürebilir

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit B-----Hepatit A Risk Grupları Hangileridir

.
0 yorum

Hepatit B bulaşıcı bir hastalıktır ve ülkemizde çok önemli bir sağlık sorunudur.Türkiye'de bugün her 3 kişiden yaklaşık 1'i Hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her 10 kişiden 1'i Hepatit B virüsünü taşımakta ve bulaştırmaktadır. Hastaların % 75-80 inde herhangi bir belirti vermeksizin gelişir, taramalarda ve kan bağışlarında yapılan tetkiklerde tesadüfen tespit edilir. Kuluçka süresi 2-6 ay arasında değişmektedir.
zaman: 14:08 0 yorum
Etiketler: Genel Hepatit Belirtileri Nelerdir, Hepatit

*
Çocuk yuvaları, kreşler ve okullarda bulunan çocuklar ve buralarda görevli personel.
*
Eşcinseller.
*
Yüksek endemik yerlere seyahat edenler.
*
Sağlık çalışanları, laboratuvar personeli.
*
Askeri personel.
*
Hapishanede bulunanlar ve görevliler.
*
Yakınları Hepatit A hastalığı geçirenler.
*
Aşçılar ve gıda sektöründe çalışanlar.
zaman: 14:07 0 yorum
Etiketler: Hepatit, Hepatit A, Hepatit A Risk Grupları Hangileridir

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit B Virüsün İzlediği Yol

.
0 yorum

1.Kişinin bağışıklık sistemi kuvvetli ise vücudunda virüse karşı antikorlar oluşur ve hastalık oluşmaz. 2.Bu koruyucu antikorlar, eğer ki yeterli düzeye ulaşamazsa kişi taşıyıcı olarak kalır ve potansiyel virüs saçıcı olarak etrafında risk oluşturur. 3.Kişide koruyucu antikorlar hiç oluşamaz, vücut yeniktir, karaciğer enzimleri yüksektir, kişi hastadır, hızla karaciğer yetmezliğine gider veya hastalık yıllara yayılır zamanla karaciğer yetmezliğine ya da kansere dönüşür.
zaman: 14:08 0 yorum
Etiketler: Hepatit, Hepatit B, Hepatit B Virüsün İzlediği Yol

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit B Nasıl Bulaşır

.
0 yorum

Hepatit B Nasıl Bulaşır Kan yoluyla ve yakın temasla (kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) bulaşır. Derideki bir çatlak yada açık yara ile temas eden bir damla kan yada tükürük bile hastalığın bulaşması için yeterli olabilmektedir. Taşıyıcı anneden bebeğine de doğum esnasında bulaşabilir.

En önemli ve yaygın bulaşma yolu korumalı da olsa cinsel ilişkidir, çünkü ter ve tükürük gibi vücut sıvılarıyla dahi geçişleri olabilmektedir.
zaman: 14:09 0 yorum
Etiketler: Hepatit, Hepatit B, Hepatit B Nasıl Bulaşır

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit B Risk Grupları Hangileridir

.
0 yorum

* Hepatit B'li anneden doğan bebekler,
* Ev içinde Hepatit B hastası yada taşıyıcısı olanlar,
* Birden fazla kişi ile cinsel ilişkisi olanlar,
* Eşcinseller,
* Kan ve kan ürünleri kullananlar,
* Hemodiyaliz hastaları,
* Damar içi ilaç bağımlıları,
* Sağlık personeli,
* Toplu halde bulunulan yerlerde ( okullar, kreşler, kışlalar, yurtlar, huzurevleri v.s.)
* Yaşayanlar risk gruplarını oluştururlar.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kronik Hepatit C Belirtileri

.
0 yorum

Sebat eden bir halsizlik
Hafif-orta derece karın ağrısı
Siroz belirtileri: vücutta kırmızı damar lekeleri ki bunlara spider (örümcek) denir. Avuç içersindeki kızarıklıklar, karında şişlik, el ve ayaklarda ödem ve şişlik gibi belirtileri olan karaciğer de fibrozla giden çok ciddi bir hastalıktır.
zaman: 14:11 0 yorum
Etiketler: Hepatit, Hepatit C, Kronik Hepatit C Belirtileri

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit C'den Korunma Yolları Nelerdir

.
0 yorum

Olası infeksiyöz materyale bulaşmış iğne batmaları veya sivri uçlu alet yaralanmalarından kaçınmak; eldiven, maske gibi koruyucu gereçler kullanmak
Damar içi ilaç kullanmamak, eğer kullanılacaksa tek kullanımlık iğne ucu veya şırınga kullanmak.
Gerektikçe el yıkamak.
Traş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi şahsi eşyaları paylaşmamak.
Korunmasız cinsel ilişkide bulunmamak.
Kontamine yüzeyleri 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlemek.
Kesik, yanık ve diğer açık yaraları bandaj ile kapamak.
Dövme piercing, akupunktur, sünnet, kulak deldirme, diş tedavisi gibi risk taşıyan girişimleri sağlıklı ve steril şartlarda yaptırmak

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit C Nasıl Bulaşır

.
0 yorum

Kan ve kan ürünleri ile geçebilmektedir. Ayrıca uyuşturucu kullananlarda iğnelerden bulaşması dolayısıyla yaygın görülür. Ayrıca tüm sağlık çalışanları hepatit C içinde riskli bir gruptadır. Sağlık çalışanlarına yine iğne batması ve diğer tıp ekipmanı ile bulaşması söz konusudur.
zaman: 14:13 0 yorum

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit C Cinsel İlişki İle Bulaşır mı

.
0 yorum

Doğal olarak akla gelen hepatit C nin cinsel ilişki ile geçip geçemediği sorusudur? Hepatit C cinsel yolla bulaşır, ancak bu olasılık son derece düşüktür. Tek eşli çiftlerde bu olasılık daha da zayıftır. Ancak çok eşli , cinsel yolla bulaşan hastalığı olan ve AİDS li kişilerde cinsel yolla bulaşma olasılığı yüksektir. Ayrıca organ nakli sırasında hepatit C geçme olasığıda çok yüksektir. Ancak özellikle kan nakli ve organ nakillerinde kan ve organlar hepatit C yönünden taranmaktadır. Bu da hastalığın yayılmasını önlemektedir.
zaman: 14:22 0 yorum
Etiketler: Hepatit, Hepatit C, Hepatit C Cinsel İlişki İle Bulaşır mı

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit D, E, G

.
0 yorum

* Hepatit D virüsü yalnızca hepatit B virüsü ile birlikte görülebilen bir enfeksiyondur. Çünkü çoğalmak için Hepatit B virüsüne ihtiyaç duyar. Hepatit B infeksiyonunun kliniğini hızlandırır ve ağırlaştırır.
Hepatit E Hepatit A virüsüne benzer şekilde feko-oral yolla bulaşır, kronikleşmez ancak gebelerde %20 oranında ölümcül seyretmektedir.Türkiye'de taşıyıcılığı % 5 civarındadır


Hepatit G Karaciğerde enfeksiyon etkeni olan hepatit etkeni virüslerden biri olan hepatit G virüsü yeni bulunmuş (laboratuarda yeni tespit edilmiş) bir viral hepatit virüs türüdür.

Korunma Yolları Nelerdir?
* Olası infeksiyöz materyale bulaşmış iğne batmaları veya sivri uçlu alet yaralanmalarından kaçınmak; eldiven, maske gibi koruyucu gereçler kullanmak,
* Damar içi ilaç kullanmamak, eğer kullanılacaksa tek kullanımlık iğne ucu veya şırınga kullanmak
* Gerektikçe el yıkamak
* Traş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi şahsi eşyaları paylaşmamak
* Korunmasız cinsel ilişkide bulunmamak
* Kontamine yüzeyleri 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlemek
* Kesik, yanık ve diğer açık yaraları bandaj ile kapamak
* Dövme piercing, akupunktur, sünnet, kulak deldirme, diş tedavisi gibi risk taşıyan girişimleri sağlıklı ve steril şartlarda yaptırmak

Nasıl Bulaşırlar ?
Hepatit D Damardan uyuşturucu kullananlarda, hemofilili hastalarda ve homoseksüellerde bulaşma riski ve görülme sıklığı oldukça yüksektir. Anneden bebeğe geçme çok nadir olarak görülür.
Hepatit E özellikle Asya'nın bir kısmı ve Afrika da görülen bu oral-fekal yani ağız dışkı yolu ile geçiş göstermektedir.
Hepatit G'nin kan ve kan ürünleri ile bulaştığı yönünde yayınlar son 5-10 yıl içinde çeşitli kliniklerce yayınlanmıştır.
* Hepatit G virüsünün bulaşmasını engellemek için kan ürünlerine uygulanan ve virüsü etkisiz hale getirecek yöntemlerin oldukça başarılı olduğu söylenebilir

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Marankiyle Cilt Bakımı Üzerine

.
0 yorum

Prof.Dr.Ahmet Maranki’den Cilt güzelliği için yumurta ve havuç ile yapılan cilt maskesi tarifi

Malzemeler :

1 yumurta sarısı

yarım tatlı kaşığı zeytinyağı

1 tatlı kaşığı dolusu havuç suyu

Yapılışı:Malzemeler iyice karıştırılır. Önceden yıkanmış cilde uygulanır. 15 dakika etki etmesi beklenir.Ardından bol su ile yıkanır.
zaman: 01:16 1 yorum

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki Menopoz için civanperçemi kürü

.
0 yorum

Menopoz öncesinde başlayan terleme, iç sıkıntısı, depresif halleri, menapoz döneminde daha da şiddetlenen sıkıntı verici durumları tölare etmek için kullanılacak en etkili bitkilerden birisi de Civanperçemidir.


Kullanımı:
Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış civanperçemi bir bardak kaynar suya atılır. On dakika üstü kapalı olarak demlenir.

Süzüldükten sonra tatlandırmadan aç karnına veya öğün aralarında günde 2-5 bardak içilir.

Kullandığımız bitkinin çayına destek olarak da banyo suyunda kullanabiliriz. 2-3 avuç kuru bitkiyi 3 saat bir litre soğuk suda bekletin.

Banyo küvetini 37 dereceyi geçmeyecek şekilde su ile doldurun. Soğuk suda beklettiğiniz bitkiyi bir taşım kaynatıp süzün. Hazırladığınız banyo suyuna ekleyin.

Bu su ile 15 dakika banyo alın. Banyodan sonra 15-20 dakika dinlenin. Haftada 2-3 kez bu banyoyu tekrarlayabilirsiniz.

Günlük çay içiminizi de aksatmadan 4 haftalık bir kür düzenlediğinizde Civanperçeminin menapoz sıkıntıları üzerindeki olumlu etkisinin fark edileceğini belirten uzmanlar Civanperçemini gebelik sürecinde kullanılmamasını öneriyorlar.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki renkler ve etkileri

.
0 yorum

vardır.Denizin mavisi,güneşin türlü sarı ve kızıl tonları insanın görüp algılayabildiği renkler.

Algılayabildiği diyorum,çünkü insan;sıfırla sonsuz sayı arasındaki renk skalasından ancak kırmızı ve mor arasındaki renkleri görür.

Renkler,insan hayatını ve duygularını önemli derecede etkiler.Hatta çeşitli hastalıkları tedavi edici bir yöntem olarak da eski çağlardan beri kullanılır.

Tıbbın babası olan Yunan Hekim Hipokrat "Yaratılış Doktrini" adlı eserinde;bir hastaya teşhis konulurken,onun saçının ve teninin rengine,gözlerine,kulak yapısına ve hatta idrarındaki renk farklılıklarına bakarak,olabilecek hastalıklardan haber vermiştir.

Yine tıbbın otoritesi İbni Sina ,"Tıbbın Esasları " eserinde;mavi rengin teskin edici olup kan dolaşımını yavaşlattığını,kırmızı rengin ise cinsellik ve üremeyi arttırıp dolaşımı hızlandırdığını belirtmiştir.

Günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar da göstermiştir ki;renkler merkezi sinir sistemine,olumlu ya da olumsuz duygu uyandıran enerji yaymaktadırlar.

Renklerin İnsan Psikolojisine Etkisi:

Giysilerimizde yeşili kullanmamız,örf ve adetlere bağlılığımızı gösteriyor

KIRMIZI:Heyecanı ve hareketi sevenler bu rengi seçerler.İnsanın kendisini daha enerjik ve harekete hazır hissetmesini sağlayacağı gibi bu rengin etki alanında yaş faktörü çok önemlidir.

TURUNCU:Ağırlıklı olarak tercihi turuncu olanlar cesur ve maceracı kişilik özelliklerine sahip insanlardır.Diyalog ve mizah yeteneğini attırıcı özelliğiyle,aynı zamanda gülmeyi ve güldürmeyi sevenlerin rengidir.Kırmızı kadar olmasa da enerji ve heyecan veren bir renktir.

SARI:Güneşin rengi olmasından insanlara pozitif duygu aşılayan sarı,entelektüel kişiliğe sahip olanların rengidir.Yönetmeye ve hükmetmeye olan ilginin göstergesidir.Zihin açıcı etkisiyle dikkati arttırır.

YEŞİL:Doğanın rengi olan yeşil,huzuru temsil eder.Buradan hareketle denge ve uyum sembolüdür.Giysilerde tercih edilen bu renk,örf ve adetlere bağlılığı gösterdiği gibi sezgilerin güçlülüğünün de bir göstergesidir.

TURKUAZ :Düşüncelerinde saf ve açık olanların rengidir.

Giysilerinde bu rengi tercih edenler,dikkatleri üzerlerinde toplayarak,bedenlerinin genç ve dinamik kalmasına da katkı sağlamış olurlar.

LACİVERT:Düzenin ve ruhsallığın ifadesidir.Bu rengin insanları;huzur,barış ve sadelikten hoşlanırlar.Sadakat,erdem ve başarının rengidir.Özellikle öğrenciler giysilerinde ve yaşadıkları mekanlarda bu renge ağırlık vermeliler.Lacivert,araştırıcı ve başarılı insanların rengidir

MOR :Kendine güven ve özgürlük duygularını harekete geçirir.Yaratıcı ve ruhsal özellikler taşıdığından ilahidir ve sanatın rengidir.

SİYAH:Işığı reddeden bu renk,ölüm ve kederi sembolize edip ışık enerjisinin vücuda girmesini engeller.

BEYAZ:Temizliğin,sağlığın ve masumiyetin ifadesidir.Tarafsızlığın rengidir.

KAHVERENGİ:Toprağın rengi olan kahverengi,kırmızı ve siyah renklerden elde edildiği için her iki rengin de özelliğini taşır.

Giysilerde bu rengi kullanmak;bir yere bağlı olma ve geleceğe yönelik sağlıklı ilişkiler kurma isteğini gösterir.Düzen duygusunu ve serbest duyguları harekete geçirerek,pozitif etkisi ile de insanlar geçekçi bir kişilik geliştirebilirler.

Renklerin,ruhumuza vereceği pozitif enerjinin eşliğinde huzurlu,bilinçli ve mutlu bir yaşam dileğiyle

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki Eklem Ağrıları

.
0 yorum

Prof.Dr. Ahmet Maranki ;Eklem yerleriniz ağrıyorsa,boynunuz, beliniz ağrıyorsa kesinlikle aşağıdaki yağ karışımını kullanın göreceksinizki ağrılarınız zamanla geçecektir.

malzemeler :
-Hardal yağı
-Ceviz yağı
-Biberiye yağı
-Kekik yağı
-Zeytin yağı

Hazırlanışı:bütün yağlardan eşit miktarda bir kaba koyun ve ağrıyan yerinize akşam yatmadan önce masaj yaparak sürün üzerini strecfilmle sarıç yatın sabah kalktığınızda ağrılarınızdan kurtulacaksınız.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet maranki Unutkanlık için doğal destek

.
0 yorum

Unutkanlığı önlemek için her sabah

5 adet badem

5 adet fındık

5 adet ceviz

gün kurusu kayısı (gölgede kurutulmuş)

1 avuç Kuru üzüm (çekirdekleri ile) yiyin
zaman: 02:12 0 yorum

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki Karaciğer için Şifalı Bitkiler

.
0 yorum

Karaciğer, vücudumuzun aynasıdır. Karaciğerde olan herhangi bir değişiklik, ya cildimizde ya da herhangi bir organımızda sağlık açısından sorun yaratabiliyor. Bu durumu önlemek için, yıl içinde karaciğer ve kan temizleme kürlerini uygulamak gerekir. Dr Ahmet Marankiden, karaciğer için şifalı bitkiler ve Karaciğer temizliği için Maydonoz kürünü okumanızı tavsiye ederim.

* Enginar : Karaciğer temizleyen nadir bitkilerden bir tanesidir.
* Kereviz : Kerevizde tıpkı enginar gbi karaciğer ve kanı temzileyen bir sebze.
* Kırmızı pancar : Kırmızı pancarın suyunun sıkılıp içilmesi çok faydalıdır. Kırmızı pancarla birlikte lahana, havuç, ıspanak, tere, maydonoz gibi sebzelerinde suyunu sıkıp karıştırısanız ve bu kürü sabah akşam 1 er bardak olmak üzere 21 gün uygularsanız, vücudunuz tertemiz olacaktır. Vücut organlarınız 10 yaş gençleşecektir.

KARACİĞER İÇİN MAYDONOZ KÜRÜ : 1/2 Lt suyun içine 1 avuç maydonozu atıp 3 taşım kaynatın. İçine 1 adet limon ve bir tatlı kaşığı bal karıştırıp sabah akşam 1 er bardak için. Bu formül hem karaciğer temizler, hem böbrekleri temizler.
* Bu formülü içine bal ve limon koymadan uygularsanız Hepatit B ve Hepatit C hastalarına çok şifalıdır. 21 Günlük bir jkür halinde uygulayacağınız kür bitince 7 gün araverin yeniden kürü uygulayın.
zaman: 02:14 4 yorum

Klik disini untuk melanjutkan »»

www.maranki.com

.
1 yorum

Ahmet Marankinin sitesinde bulabilecekleriniz : Tiroid için ceviz kürü, Menapoz için civanperçemi kürü, Sağlıklı yaşam önerileri, Doğal antibiyotik tarifi, Bitkisel Karışımlar, Karaciğer için Şifalı Bitkiler, Troid için Ceviz Kürü, Unutkanlık için doğal destek, Eklem Ağrıları, saç dökülmelerine karşı ceviz kabuğu, doğal cilt bakımı için önerileri, zayıflama için bitki çayı, Saç Dökülmeleri için Bitkisel Kürler, Hepatit A, Hepatat B, Hepatit C, Beden temizliği hangi hastalıklara karşı etkili ,Kaynamış su ve Lavman Detoksu

Klik disini untuk melanjutkan »»

Beden temizliği hangi hastalıklara karşı etkili

.
0 yorum

Ölümcül hastalıklardan kanser, hepatit B.hepatit C,mide reflü, ülser, kalın bağırsak rahatsızlıklarında, hemoroiti, safra kesesi taş ve kumlarında çok etkilidir.

Uygulayacağınız bu kürle bağırsaklarınızı, sindirim sisteminizi arındırarak rahatlatacaksınız.

Ekim, Kasım ve Aralık aylarında her ayın dolunay olduğu zaman ;gökteki ayın 9. da başlıyor, gökteki ayın 15.günü tam dolunay olduğu günde bitiyor. Kasım ayındaki program 9 KASIM günü sabahı başlıyor.

Sabah: Lahana, havuç, yeşil elma ve kırmızı pancar bunun yanında mevsimine göre ıspanak, maydanoz, çiğ olarak katı meyve sıkacağı ile suları sıkılarak her sabah kahvaltı yerine 2 bardak vücut sıcaklığında içine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı koyularak yudum yudum içilecek.

Not:Bu sebzelerin içindeki vitaminler yağda çözündükleri için zeytinyağı mutlaka konulmalı,aksi halde vitaminlerden yararlanmak mümkün değil.

Öğlen :mevsiminde olan sebzeler 5 dakika kadar hafif haşlanarak yenilecek suları da içilecek.

Akşam: salata , ve sebze çorbası tüketilecek başka bir şey yenilmeyecektir…
son gece akşam yemeği yerine 1 su bardağı limon suyu ve 1 su bardağı zeytin yağını yudum yudum içilecek ve burundan nefes almaya özen gösterilecek ki yağ vücutta gezinsin ve bedeni temizlesin.sabah kalkınca da lavman yapılacak.

Kür boyunca yemememiz gereken yiyecekler

Ekmek , hayvansal gıdalar et süt yumurta, peynir ,konsantre gıdalar,şeker yenmeyecek siyah çay içilmeyecek,

Klik disini untuk melanjutkan »»

Mucize Kaynağı Suyla İlgili Özel Bilgiler

.
0 yorum

Su, bir içecek olup görevi, besinleri yumuşatarak. pişirmek ve gıdaların dar yollardan geçirilmesini sağlamaktır.

Suların en yumuşağı nehir suyu olup şiddetli kayaların ve taşların üzerinde akanı en makbulüdür. Mağara ve kuyu suları sert sulardır. Boruda bekleyen suyu değil, akan suyu içmek şifadır.

Suyun yemeklerden 2-3 saat sonra veya önce içilmesi şifadır. İştahı olmayanlar, sıcakkanlılar yemek sonuna doğru yudum yudum su içebilir.

Suyu ayakta içmek hatalı ve tehlikelidir.

Suyu çocuğun meme emmesi gibi emerek üç nefeste içmeli, her nefeste üç yudumdan çok içilmemelidir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet marankiden kozmik salata

.
0 yorum

Kozmik temizlikle beraber vüzut temizlenir ve çok daha sağlıklı bir yaşam sürme olanağı bulur. işte sayın Ahmet marankinin vücudu ve karaciğeri temizleyen salata tarifi

Ispanak, maydonoz, roka, soğan, lahana, tere gibi sebzeleri üzerine nar şerbeti ve limon sıkarak bir hafta boyunca tüketiniz. 1 hafta sonra vücudunuzda ve cildinizde meydana gelen gençleşmeyi ve değişiklikleri göreceksiniz.

Benzer Makaleler :


Ahmet maranki cildiniz için kil maskesi
Anti - Aging Beslenmede Dikkat Edilmesi Gerekenler
Mucize Kaynağı Suyla İlgili Özel Bilgiler
Bitkilerle ilgili özel bilgiler

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet maranki cildiniz için kil maskesi

.
0 yorum

Kozmik beden temizliğini yaparken, cildinize de doğal uygulamalar yapmanızın bir sakıncası olmayacaktır. Ahmet marankinin cildinizde kısa sürede harikalar yaratacak kürü.

Malzemeler :
Gül suyu
Kil

Bir miktar kilin içine yeteri kadar gül suyu koyduktan sonra maske kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Bu karışımı cildinize sürdükten sonra bir saat bekleyin ve ovalayarak çıkarın. Daha sonra da cildinizi gül suyu ile yıkayın.

Bu uygulamayı bir hafta boyunca kullanın ve değişimi kendi gözlerinizle görün.

Benzer Makaleler :

Kaynamış Su ile Lavman detoks Uygulaması
Beden temizliği hangi hastalıklara karşı etkili

Ahmet Maranki saç dökülmelerine karşı ceviz kabuğu

Ahmet Maranki Eklem Ağrıları

Klik disini untuk melanjutkan »»

Bitkilerle ilgili özel bilgiler

.
0 yorum

- Son zamanlarda çok duyulan Aloe Vera yani sarısabır bitkisi mutlaka endüstriyel seviyede araştırmalar yapılmalıdır.

- Uzak doğunun Ginsenginin hafıza temizlemede ve unutkanlıkların ilacı olabileceği araştırılmalıdır.

- Papatyagillerin baş hastalıkları ve çözülemeyen yarım baş ve migren gibi hastalıklara şifa olabileceği hakikatı ortaya çıkarılmalıdır.

- Günümüzde en çok konuşulan kilo problemleri, kan yağları ve bilhassa kolesterol rahatsızlıklarının, turunçgiller ve bilhassa Greyfurtla tedavisi incelenmelidir.

- Zencefilin mucizevi tedavisi bulantı, kendinden geçme ve pek çok rahatsızlıklara şifa olduğu belirtilmelidir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Greyfurt ve Faydaları

.
0 yorum

Greyfurt portakaldan daha büyük tadı ekşi ve biraz da acımsı bir meyvedir.
Bol miktarda C vitaminin yanında A, B, P vitaminleride içerir. Kabuklarından mermelat yapılır, kanamaları önler. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren Greyfurt, kanserin ilerlemesini de durdurur.

Greyfurt Soğuk algınlığına iyi gelir, karaciğeri çalıştırır, hazmı kolaylaştırır ve iştah açar. Tansiyonu, kolesterolü ve şekeri düşürür.

Sabah aç karna yenildiğinde karın yağlarını eritir. Sabah kahvaltısında içilecek bir bardak Greyfurt suyu, bol idrar söktürür. Bedene ve zihne kuvvet verir. Sıkılarak içilen greyfurt suyu, taze ve sade olarak içilmeli, içerisine şeker katılmamalıdır

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ginseng

.
0 yorum

Amerikan ginsengi için Panax quinquefolius ve Kore ginsengi içinse Panax ginseng'dir. Ginseng'in botanik ismi olan "Panax", Yunanca "tam iyileşme" anlamına gelen "panacea" kelimesinden türetilmiştir.

Büyük kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. 6-8 yaşındaki bitkilerin köklerinin çapı 10 santimetreyi bulmakta olup, beyaz veya kırmızı renklidir. Bitkinin yaşlı etli ve çatallı kökleri, ilaç olarak kullanıldığından, Çin, Japonya, Kore gibi Uzakdoğu ülkelerinde yabani olarak bulunmasının yanısıra, kültürü (yetiştirilmesi) de yapılmaktadır.

Piyasa şartlarında Sibirya ginsengi olarak adlandırılan Eleuterococcus senticocus, botanik bilimi açısından ginseng cinsi içinde sayılmaz.

Kullanıldığı yerler

Bitki ginsenosit adı verilen triterpenik saponositler, panaxosidesitler, panaxatnol, D grubu vitaminler taşımaktadır. Ginseng, Çin tıbbının çok meşhur bir bitkisidir. Bitkinin kan basıncını düzenleyici, kalp kuvvetlendirici, kolestrol seviyesini düşürücü, merkezi sinir sistemini uyarıcı ve özellikle yorgunluğu giderici özelliği vardır. Ayrıca iştah açıcı ve cinsel gücü kuvvetlendirici etkisi bulunmaktadır.

Ginseng'in tüm şifalı bitkiler içerisinde en etkili adaptogen (strese karşı direnci artıran bir ajan) olduğu düşünülür.

Ginseng, fiziksel aktiviteleri ve vücut direncini artıran bir bitkidir ve fiziksel ve mental (zihinsel) dayanıklılığı artırır.

Ginseng'in uzun bir süreden beri, özellikle erkeklerin üretkenliğini, erkeklik hormonu (testesteron) ve sperm miktarını, cinsel gücünü ve dolaşım sistemlerini (özellikle prostata karşı) olumlu bir şekilde etkilediği de düşünülmektedir.

Ginseng'in kadınlar üzerindeki beynin hafıza (bellek) merkezlerini uyarıcı etkisinin bulunması ise yenidir.

M.S 1. yüzyıla ait bir Çin metnine göre; Ginseng, zihni güçlendirici, irfan ve bilgeliği artırıcı bir şifalı bitki olarak tanımlanmakta ve düzenli kullanımının yaşam süresini artıracağı belirtilmektedir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Aloe Vera

.
0 yorum

Aloe Vera zambak ailesinin yararlı bir bitkisidir. Türkiye'de sarı sabır olarak bilinir. Bilinen 300'ü aşkın türü vardır. Bir çok çeşidi ticari olarak yetiştirilmektedir. Sağlık amaçlı bitkisel besin olarak kullanılmaktadır. Ayrıca yapraklarında bulunan jel nemlendirici olarak kullanılmaktadır. 4000 yıldan beri kullanıldığı bilinmektedir. "Aloe Barbadensis Miller" en faydalı görülen cinsidir. Anavatanı Afrika'dır. Bitkinin yoğun ve ticari olarak kullanımı enzimatik aktivitesini muhafaza eden üretim teknikleri (stabilize, membrane teknolojisi) kullanılmaya başlanmasından sonra oluşmuştur.

ALOE VERA'NIN İÇERİĞİ

Aloe Vera içerisinde bugüne kadar 160 bileşen bulunmuştur. Birçok bileşende bulunmaya devam ediliyor. Sağlığa yardımcı ana bileşenler ve maddeler aşağıda sıralanmıştır.

Polisakkaridler
Çalışmalar Aloepolisakkaritlerinin biyolojik olarak aktif olduğunu , vücuda yarar sağlayan ve iltihap önleyici özelliklerinin çoğunu sağladığını gösterir. En önemli özelliği bağışıklık sistemini güçlendirmesidir. Antikanser özelliği vardır. Anormal hücrelerin çoğalması ve büyümesini önler. Mide mukozası ve oniki parmak bağırsağı ülserine iyi gelir. Aynı zamanda diyabetlere, hepatit ve siroza faydalıdır.

Amino asitler
İçerisinde çeşitli amino asitler tespit edilmiştir. Bunlar Alanine, arginine, asparagine, aspartic, glutamine, glycine, histidine, isoleucine, leucine, lysine, phenylalanine, proline, serine, threonine, tyrosine,valine.

Flavone Maddeler
Rutin, quercetin ve birçokları; Rutin iltihap giderici ve antivirütiktir. Ouercetin balgam sökücü, öksürük gidericidir. Aynı zamanda astım etkilerini hafifletici ve azaltıcıdır, kan basıncı düşürücü, kılcal damarları güçlendirici ve esnekliğini artırıcıdır. Kolestrol düşürücü ve koroner arter damarları açıcıdır.

Enzimler
Alinase, amylase, bradkinase, carboxypeptidase, catalase, cellulase, glcose, oxidase, lipase, malic, dehydrogenase, protease,...

Mineraller
Kalsiyum, Alüminyum, Bakır, Demir, Manganez , Çinko, Sodyum, Potasyum, Mangan ve birçokları

Vitaminler
A, B1, B2, C, E, B12, Choline, FolicAcid, İnositol, Niasin.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Adamotu

.
0 yorum

Özellikleri: Ginsengin Türkiye versiyonudur. Köklerden adını alan bir bitkidir. Kökünün insan heykeline benzetilmesi nedeniyle bitkiye bu isim verilmiştir. Sonbaharda topraktan çıkarılan kökler, güneşte kurutulur. Daha sonra kuruyan kök, toz haline getirilir. Morumsu çiçekleri olan adamotu, bazen 1 bazen 3 parçalı köklere sahip, koyu yeşil yapraklı ve küçük kırmızı bir elma meyveleri olan bir bitkidir. Kaya dipleri, boş sahalar ve ekilmemiş tarlalarda daha çok yetişir.yurdumuzda da Ege ve Güney Anadolu'da daha çok bulunur.

Önerilen Hastalılar: İmmüm sistemi güçlendirir. Cinsel isteği arttırıcı, bitkinliği yok edici, etkisi olan ve spazm çözücü bir ottur.Uyuşturucu etkiside vardır. Ayrıca kuvvetli bir kusturucu Ve ishal yapcıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu: Taza yapraklarından elde edilen öz veya kuru yapraklarının tozu balmumu ile karıştırılarak bir merhem elde edilir. Bu karışım egzamalarda kullanılır. Bu otun soyunda buruna çekilir veya koklanırsa insanı uyutur. Tohumlarından yutulursa rahim hastalıklarına şifa olur. Mafsal ağrılarında, tohumlarında lapa yapınıp konursa şifa verir.Bu otun suyu gargara yapılırsa diş ağrılarını keser.

Yan Etkileri: Uyuşturucu etkisi olduğu için doktor kontrolünde kullanılması gerekir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Zerdeçalın faydaları

.
0 yorum

Prof. Dr Erkan Topuz doğanın her hastalığın yanında şifasını da verdiğini söyledi.
Prof. Dr Erkan Topuz zerdeçalın faydalarını şöyle açıkladı:

* Zerdeçal en etkin ve yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir


* Zerdeçalın enfeksiyon etkisi : yapılan araştırmaların sonunda zerdeçalın lekotiren,prostoglandin,tümör,nekroze edici faktör ve interlokin-12 gibi iltihap oluşturan maddelerin ortaya çıkışını geciktirerek hafiflettiğini göstermiştir


* Zerdeçal solunum yollarına iyi gelir : antienflamatuar ve antioksidan etkileri ile üst solunum yolları,astım ,bronşit ve sinüzite çok iyi gelir


* Zerdeçal kansere iyi gelir : zerdeçalın aktif maddesi curcumin hem kanserin korunmasını sağlar hem de bazı kanserlerde tedavi edici olarak kullanılır.tümör hücrelerinin üremesini engeller ve toksik yan ürünlerini azaltır.


* Zerdeçal Alzheimer hastalığına iyi gelir :antioksidan ve antienflamatuar etkisi ile Alzheimer hastalığına gidişi engeller.ayrıca beta amiloit plakalarının gelişimini yavaşlattığını göstermiştir


* Zerdeçalın iyi geldiği diğer hastalıklar : Katarak oluşumu, karaciğer hastalıkları,felç gibi hastalıkların tedavisinde olumlu etkisi vardır

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki Egzama için pratik bitkisel çözüm önerileri

.
0 yorum

Egzama, çeşitli sebeplerle ortaya çıkan ve deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli deri hastalığı.

Başlıca özelliği, kızarık deri üzerinde beliren kabarcıklardır. Akut, kronik, yaş ve kuru egzama gibi türleri vardır.

Egzama için pratik bitkisel çözüm önerileri:

* 1 çay bardağı su ya da ispirto içerisinde on tane aspirin eritilerek, pamukla egzamalı cilde sürülür.

* Taze sarımsak otu sıkılarak, elde edilen su egzamalı cilde sürülür.

* Toz karanfil ve toz haline getirilen nöbet şekeri ile karıştırılarak elde edilen karışımdan sabah akşam yenir.

* Funda tohumu kaynatılır, posası egzamalı cilde sarılır.

* Bir bardak suyun içine 10-15 gram adaçayı konulup 5 dakika kaynatılarak bu su ile egzamalı cilt yıkanır veya kompres yapılır.

* Bir avuç ısırgan yaprağı ispirto içerisine konularak bir hafta bekletildikten sonra aynı oranda su ile karıştırıldıktan sonra egzamalı cilde pansuman yapılır.

*Defne yaprağı, tohumu ve ince dalları kaynatılır. Sıcak bir şekilde egzamalı cilt 5-10 defa bu suyun içerisine sokulur.

*Kekik kaynatılarak egzamalı cilde pansuman yapılır.


*Muz ezilir, limon suyu ile merhem haline getirilir ve hastalıklı cilde sürülür.

*El ve ayak egzamaları için taze dut kaynatılıp ya da dut pekmezi sıcak suda ıslatılıp el ve ayaklara gece yatarken sürülmesi ile egzama engellenebilir. Dut pekmezi kanı temizlediği için tüketilmesi egzama tedavisine yardımcı olmaktadır.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Bulgurun faydaları

.
0 yorum

Bulgurun yararları saymakla bitmiyor.

Bulgur, Türk mutfağında Anadolu'da önemli yeri olan besin öğelerinden biridir. Bulgur B grubu vitaminler, potasyum, demir ve fosfor bakımından zengindir. Kuru baklagillerle birlikte pişirildiği zaman besin kalitesi daha çok artmaktadır. Bu da bizim için vazgeçilmez olmasını sağlamaktadır.

Hamileler için folik asit


Bulgur lif içeriği yüksek olan bir besindir. Kan şekeri düzeyinde çok fazla dalgalanmalara neden olmaz, bağırsak ve kalp-damar sağlığını koruyucu etkisi vardır.


Bulgurun içeriğindeki potasyum oranı yüksek olduğundan böbrek hastalarının kanında potasyum değerleri yükseldiği zaman tüketilmemesi gerekmektedir. Yapısında folik asit de bulunduğu için hamile kadınların tüketmesi önemlidir. Folik asit, anneler için önemli olduğu kadar bebeklerin gelişimi için de önemlidir.


Bulgur sarı veya biraz daha esmer bir tonda renklere sahip olabilir, rengi açıldıkça daha çok soyma işlemi geçirdiğinden besin değeri düşmektedir. "Besin kalitesi kuru baklagiller ile birlikte kullanıldığı zaman daha çok artar" .


Örnek vermek gerekirse; mercimek köftesi, ezogelin çorba ve müceddere akla ilk gelen yemeklerdir. Çok da lezzetli olur..

Bulgurdan Faydalanın


Bunların dışında bulgurdan pirincin kullanıldığı bir çok yemekte yararlanılabilir. Maydanoz çorbasına bulgur çok yakışır. Ispanağı bazen pirinç yerine bulgur koyarak pişirebilirsiniz. Kısır, yine çocukların da severek tükettiği bir besindir.


Besin kalitesini düşündüğümüz zaman bulgur, yemek kültürümüzdeki yerini unutmadan tüketmesi gereken önemli bir besindir. Sağlıklı nesillerin yetişmesi için elimizde olan değerleri değerlendirmeliyiz.


0 yorum

Klik disini untuk melanjutkan »»

Dikenli incir - Hint inciri sindirim rahatsızlıklarında ilaç kadar etkili

.
1 yorum

Doğada kendiliğinden yetişen, kaktüs türü bir bitkinin meyvesi olan “dikenli incirin”, sindirim sistemi rahatsızlıklarında ilaç kadar etkili olduğu bildirildi.

Türkiye'nin hemen hemen yer yöresinde görülen ancak, Akdeniz ve Ege'de daha sık rastlanan yabani bir bitki olan dikenli incir, hasat dönemi olması nedeniyle kent merkezlerinin yanı sıra sahil kesimlerinde de tablalarda satışa sunuluyor.


Genelde soğuk olarak tüketilen, bu nedenle satıcıların buz parçalarının üzerine serdiği, dikenlerinin yoğunluğu nedeniyle soyarak satışa sunduğu dikenli incirin, her yaş grubunca tercih edildiği gözleniyor.


Kıraç alanlarda, kurak ve kireçli topraklarda yetişen, anavatanının ise Güney Afrika olduğu bildirilen dikenli incir, halk arasında “Hint inciri” ve “Frenk inciri” olarak da biliniyor.


Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer Tetiker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dikenli incirin C vitamini yönünden zengin olduğunu, bu nedenle vücut direncini artırma, güç ve zindelik verme özelliğinin bulunduğunu söyledi.


Dikenli incirin, sindirim sistemini rahatlatan, bağırsak alışkanlığını düzenleyen, kabızlık sorununu gideren son derece yararlı bir meyve olduğunu vurgulayan Tetiker, “Bu meyveyi tüketenlerin ayrıca polivitamin hapları almasına gerek yok” dedi.


Tetiker, dikenli incirin, hiçbir hormon ve katkı maddesi olmadan, doğada kentiliğinden yetişmesi nedeniyle tamamen organik bir meyve olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:


“Bu meyve kabızlık gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarında ilaç kadar etkili. Bu nedenle hastalarımıza bu meyveyi tüketmelerini öneriyoruz. Vitamin değeri ve katkısız yetişme özelliklerinin yanı sıra fiyatının da ucuz olması ayrı bir avantaj sağlıyor. Yetişkin bir bireyin günlük alması gereken 60 miligram C vitamini dikenli incirle karşılanabilir.”


Tetiker, içindeki iri çekirdeklerinin de tüketilmesini önerdikleri dikenli inciri diyet yapanlara da tavsiye ettiklerini belirterek, “Bu meyve bağırsakları düzenli çalıştırmasının yanında tok tutma özelliğine de sahip olduğu için diyet yapanlar için son derece faydalı. Diyet yapanlar, açlık hissettiklerinde bu meyveden 3-4 adedini birden tüketebilirler” diye konuştu.


Tetiker, dikenli incirin tüm bu faydalarının yanı sıra doğal kozmetik sektöründe de “kırışık giderici” krem yapımında kullanıldığını sözlerine ekledi.

Klik disini untuk melanjutkan »»
 

Zirve100 Site ekle
oyun komedi sohbet siteleri

Ahmet MARANKİ Kimdir?

Ahmet MARANKİ Kimdir?
Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. Liseyi İstanbul'da bitiren yazar ilk önce Tütün Eksperleri Yüksek Okulu’nu bitirip 1976 yılında stajını tamamlayarak devlet görevine başladı. Sırasıyla 1981 yılında İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği’ni, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Siyaset Bölümünde ‘master’ını, 1990 yılında aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu. 1993 yılında SSCB'nin yıkılmasıyla Azerbaycan devletinin talebi üzerine, T.C. adına görev yaptığı ilgili birimin baş uzmanı olarak araştırmalar yapmak ve üniversitelerde ders vermek üzere görevlendirildi. T.C. adına Azerbaycan Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) U.N.D.P, UNV birimlerinin kalkınma programları çerçevesinde devlet ve özel üniversitelerinin planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişleriyle ilgili "Principles Marketing", International Economic Organization", "International Marketing", "Islam Economy Relation" ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında "University Lecturer" unvanıyla "Specialist" olarak diplomatik statüde görev yapan yazar, Azerbaycan Millî Meclisi’nde danışmanlık yapmış olup, bu çalışmalarını "Türkiye Azerbaycan Haricî İktisâdî Alakaları" , "Agent Mukaveleleri" adlı kitaplarıyla yayınlamıştır. Ahmet Maranki yaptığı bu ve burada kaydedilmeyen çalışmalarıyla 1998 yılında Azerbaycan’da "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçilmiştir. BMT'nin Unesco ve Avrupa Birliği nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy'de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmi şura kararıyla "Univesity Lecturer" göreviyle "Economy" alanında profesör unvanı alarak ‘Ateste’ edilen tek T.C. vatandaşıdır. Kafkasya ve Azerbaycan’da kaldığı bu sürede yazar, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını almıştır. Yazar eserlerinde de görüleceği gibi T.C.’deki devlet görevi sırasında meslekî çalışmaları yanında, 1987'de Ortadoğu'daki İran-Irak Savaşı sırasında Musul-Kerkük bölgesinde Türkmenlerle ve Suudi Arabistan’da İslam konferansıyla ilgili, 1990 yılında Balkanlarda ve Bulgaristan'daki Türklere uygulanan asimilasyon ve tehcirle ilgili, 1991 yılında ABD'de Müslüman-Kızılderililerle ilgili, 1993'ten günümüze kadar da Kafkaslardaki Türkler ve bilhassa Azerbaycan’la ilgili çeşitli kuruluşlarla işbirliği içinde görev yapmıştır. Bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyada 55 adet tebliğ, 10 adet ders ve sosyal muhtevalı kitap ve "strateji" adıyla yayınlanan makaleleriyle kamuyla paylaşmıştır.Pek çok bilimsel araştırmanın öncülüğünü yapan ve Rusya-Avusturya-Azerbaycan -Türkiye'nin bilim adamlarından oluşarak 1990 yılında kurulan "Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüten yazar, halen Türkiye’nin AB'ye girme sürecinde AB stratejilerinin hazırlanmasıyla ilgili olarak Hollanda Amsterdam'da "Türkiye Hollanda Vakfı"nı ve bu kitabın konuların bilimsel olarak araştırmalarının yapıldığı "The Institute for Cross Cultural Health" adlı enstitünün başkanlığını yürütmektedir. BMT Asya-Pasifik ve Avrupa Başkanı Setsuka Yamazaki tarafından başka projelerde uzman olarak çalışmak üzere davet edilen yazar, Türkiye'de kalarak bu necip millete hizmeti ön planda tutmuştur. 1969 yılından beri sporla yakından ilgilenen yazar, kara kemer, judo, tekvando, şhiatsu hocası olarak halen Güreş İhtisas Kulübü’nde Türk sporuna hizmet vermektedir. Dünyada ve Türkiye'de sosyal ve stratejik pek çok vakıf, dernek, düşünce kulüpleri vs. gibi NGO'larda (Sivil Toplum Kuruluşu) faaliyet gösteren yazar evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce, Arapça, Rusça, Azerice, Osmanlıca bilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, yazarımızın son eseri “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” kitabı bugüne kadar 2 yılda 73 baskı yapmıştır.
Namablogkamu is proudly powered by Blogger.com | Template by o-om.com | Power by blogtemplate4u.com