29 Ocak 2009 Perşembe

kozmik-bioenerji

. 29 Ocak 2009 Perşembe
0 yorum

Kozmostan gelen ve orada daima mevcut olan bioenerji yeryüzünde bulunan insan organizmasının hücrelerine, bitki tohumlarına, yani çevremizde bulunan bütün canlılara "moleküler" seviyede etki eder.



Bugünkü ilmin kabul ettiği gibi, kozmik bioenerji; hücrelerin ilk önce dış membranı seviyesinde iyonların geçirgenlik yeteneğine etki ederek, membran düzeyinde iç ve dış iyonların farklılığını oluşturarak elektrik potansiyel farkını ortaya çıkarıp hücrenin elektrik geçirgenliğinin değişmesine sebep olur. Böylece aynı zamanda hücre içinde bulunan organoidler ve onlarda bulunan polimerlerin poliyarlığı değişmekle bu polimerlerin kuruluşunda konformasyon yani değişiklik ortaya çıkar.

Hücre seviyesinde bu şualar, radyo dalgaları ve biyolojik aktif hücrelerde fizyolojik aktif maddelerin ortaya çıkmasına etki eder, böylelikle fizyolojik aktif maddeler esasen birleştirici olan hücrelerde sentez olunur. Böylelikle aktif maddeler kateholominler, prostoglendinler, kininler ve diğerlerinde ilk önce kan devrini ve maddelerin mübadelesini hızlandırır. İşte bu reaksiyonlar pozitif yüklü dalgaların etkisi ile hızlanır. Böylelikle hücrelerde olan enerji jenerasyonuna yardım ederek hücre dahilindeki proseslerini -proteinlerin parçalanmasını, sulu karbonların, ATP'nin sentezini ve parçalanmasını, sulu karbonların, yağların enerji kaynağına dönüşmesini- sağlayarak enerji kaynağı olarak istifade olunmasını hızlandırır. Biz bu izahlardan sonra diyebiliriz ki, organizmaların ihtiyacına bağlı olarak bu her iki (pozitif=müspet, negatif=menfi) enerji çeşidinden de yararlanmak, her zaman için mümkündür.



Sonuç itibariyle, "kozmos"ta daima mevcut olan bu enerji çeşitlerinin birbirine oranlarının bozulmasını yani müspet veya menfilerinin azalıp çoğalmasını, organizmaların "hastalanması" ile izah etmek mümkündür.



21. yüzyılın internet çağında teknik gelişmelerin bugünkü seviyesi ve gelecekteki perspektifleri bize şunu göstermektedir ki, “globalleşen; ekolojik problemlerin yükselen bir ivme gösterdiği ve bu ivmenin katlanarak arttığı, yaşlanan dünyamızdaki insan topluluklarına bütünüyle ve ayrı ayrı şahıslar seviyesinde psiko-emisyonel yüklenmelerin giderek artışı, dengelerin bozulması, insan, çevre ve sağlık sistemine yeni bakış açılarının zorunluluğunu” ortaya koymuştur.



İnsanların içinde yaşadıkları tabiatın ayrılmaz bir parçası oldukları hiç kimse tarafından reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçektir.



Fakat insanın tarihî seyri içindeki antropojenik faaliyeti, içinde yaşadığı tabiattan gitgide "uzaklaşması" ve çevrenin doğallığının yapay şekilde değiştirilmesi; insanlık için çözülmeyecek problemleri de beraberinde getirmektedir.



Bu gerçekleri göz önüne alarak bahsedilen bu sistemin karşılıklı etki ve alakalarının öğrenilmesi gerekir. Biyolojik bir sistem gibi insanın bioenerjetik ve kozmoz enformasyonundan nasıl istifade edebileceğinin, insanın ve yeryüzündeki başka bütün canlı organizmaların korunmasının, sağlamlaştırılmasının ve bu amaçla bioelektronik cihazların geliştirilip istifade alanlarının artırılarak nazari araştırmaların yanında uygulama alanlarının genişletilmesinin gerekliliği ortaya konulmalıdır.



Bu konunun önemine binaen eski S.S.C.B'de dünyayı iki bin yılında bahsi geçen tehlikelerden korumak ve bu asrın bu harika teknolojisine sahip olmak amacıyla uzun yıllar süren bir çalışma başlatılmış ve kozmosdaki enerjiden istifade edilerek hazırlanan bir merkez Kafkasya'da kurularak çalışmaya başlamıştır.



Bununla ilgili tüzel ve özel gönüllü kuruluşlar ilmî, metodik çalışmalarını, "Azerbaycan Türkiye Bilim ve Buluş Adamları" birliği olarak dünyaya tanıtmaya gayret göstermektedir. Bu merkezde pek çok bilim adamı görev yapmıştır ve yapmaktadır. Bugün bu merkezde yüksek kozmik bioenerjili değişik ürünler elde edilebilmekte ve enerji yüklü ürünlerin ve enerjiyi "uzak mesafelere transfer edebilme" parametrelerinin sınırları tayin edilebilmektedir.



Bu teknolojiden, yani radyo dalgalarıyla teşhis koyma ve tedavi yönteminden, ABD'nin Teksas eyaletindeki merhum Michael De Bakey'in de başkanlık ettiği tıbbî araştırma merkezinde de zaman zaman yararlanılmaktadır.



Kafkasya'da kurulan bu kozmik bioenerji merkezinde müsbet potansiyelli (etkili) kozmik bioenerjinin muhtelif materyallere verilebilmesinin optimal rejimi tecrübe edilmektedir. Ayrıca bunların faydalı olduğu kozmik enerji ile ilgili teknik aletlerce tespit edilerek ilim merkezlerinin resmî raporlarıyla yayınlanmıştır.



Bu kozmik merkezde yapılan faaliyetlerden ortaya çıkan sonuçlara göre elde edilen bioenerjistik aktifliğe sahip her alanda istifade edilen bu materyallerin muhtelif proseslere ve alanlara etki mekanizmasının öğrenilmesi daha da geliştirilip bundan sonraki çalışma ve araştırmaların derinleştirilerek yapılması, bizi, bugün gelinen noktadan çok daha ileriye götürme konusunda umutlandırıyor.



Kozmik merkezde bugüne kadar yapılan deneme çalışmaları hastanelerde, kozmik araştırma merkezlerinde, üniversitelerde devam etmiş, bugün gelinen noktada Azerbaycanlı, Rus ve Türk araştırmacıların başarılı çalışmaları sonucunda tıp, sanayi ve tarım alanında müşahhas, elle tutulur sonuçlar elde edilmiştir.

Kozmik merkezde, ilk elde edilen "kozmik enerji etkili malzeme" özel bir "know-how" teknolojisi ile üretilmiştir. Bu teknolojiler; yapısında kozmik fezada bulunan 1016 mikrona kadar olan mikroorganizmaları üzerinde toplayan "özel fermentteki silikat bileşimleri" şeklinde izah edilebileceği gibi; bir başka deyişle kompleks iyonlu (Na, K, Ca v.s) alimosilikat tertipli "yüksek enerjili bir malzeme" şeklinde de izah olunabilir.

Bu malzeme SIO2, Al2O3; Na2O, SIO2 veya başka oranlarda aktif iyonların miktarını, amaca uygun formda seçerek malzemeye değişik, gerekli olan özellikler verilebilmektedir.



KOZMİK SU

Bu aktif iyonlar malzemelerdeki serbest su moleküllerine, keza kristalleşen su moleküllerinin H-OH bağlantısına etki ederek ve aralarındaki mesafeyi değiştirerek serbest radikallerin oluşmasına sebep olurlar. Bu arada tek olan hidrojen radikali çevreden absorbe edilen bazı bileşmelerden CH3, C6H5 ve ayrıca dengelenmemiş elektronları olan aktif ve kinetik serbestliğe sahip olan diğer radikallerin de oluşmasına sebep olabilmektedir.

Günümüz Teknolojısı ve Kozmık Enerjı

Bütün bu çalışmalarda tespit edilmiştir ki, kompleks iyonlu alimoslikatın terkibini oluşturan elemanların belli oranlarda malzemenin bütün hacminde radikallerin oluşması prosesi çevre ile sürekli bir temas ve kozmik ışınlanmanın sonucunda da bu temas aralıksız devam etmektedir.



İşte bu özellikten dolayı malzeme daima bioenerjik akümülatör gibi çalışıp, oluşturduğu, "Kozmik Enerji", "Radyo Dalgasını" gerekli olan materyallere veya gerekli görülen bütün canlı organizmalara transfer edilebilme imkan ve şartlarını sağlamaktadır.

Yapılan bütün bu ilmî çalışmalar sonucunda mevcut teorik teamüller ve anlayışlar, oluşan bu "kozmik bioenerjinin" potansiyel dalga karakterli bir hareketliliğe sahip olduğunu ve belli bir frekans aralığında yayıldığını bize göstermektedir.



Bu serbest radikallerin sinüsoidal hareket hız-frekansına ve radikaller arası mesafesi değiştirilmiş su moleküllerinin hareket hız-frekansına esas olarak yapılan hesaplamalar göstermiştir ki, kozmik bioenerjik şualanma 10....100 mikrometre aralıklar arasındaki dalga uzunluğunda ve 3,5.106-3,5.107 Hertz hız-frekans sınırında yer almaktadır. Bu "Hız Sınırı" canlı hücrelerin yaydığı enerji ile çok yakın bir ilişki ve ilgiye sahiptir.



İşte bu bioenerjik şualanmanın yukarıda tespit edilen parametrelerde olması, direkt olarak, hücre yüzeyinde yer alan prosesleri doğrudan etkilemektedir.



Bildiğimiz gibi hücre içindeki maddeler mübadelesinin (protein, albümün, karbohidrojen, karbohidroksit ve mineral mübadelesi) yer alması, hücrenin dış plazmatik membran tabakasının ultra mikroskobik mesamelerden hücrenin beslenmesi, yaşayıp büyümesi için hücreler arası sıvıda erimiş maddelerin geçmesi ve maddeler mübadelesi sonucunda oluşan atıkların ve ifrazatın dışarı atılması ile nitelendirilir. İşte bütün bu proseslerin normal olarak gerçekleşmesinde hücrenin "elektrik potansiyelinin" rolü esastır.



Çeşitli sebepler sonucunda oluşan "hastalanma" hallerinde hücre yüzeyinde biokimyevî proseslerin bozulması sonucunda hücre membranı ve hücrenin tamamen sıkılıp genişlemesi zorlaşır ve hücredeki atıklar ve diğer ifrazat toplanıp hücre içinde kalır.

"Bioenerjik şualanmanın" dalga uzunluğu "hücrelerin ölçüleri" ile kıyaslanabilecek ölçülerde olduğundan yani kıyaslanabileceğinden fermentlerin iştiraki ile gerçekleştirilen biokimyevi reaksiyonların hızı; bioenerjik dalga hızına uygun olduğundan dolayı hücrenin aktifleşmesi ve hücre içindeki maddeler mübadelesinin normalleşmesi mümkün olabilmektedir.

Eğer bioenerjik şualanma ile etkisi belli bir zaman içinde muntazam olarak devam edilirse hücrede enerji emilmesi-yutulması ile gerçekleşen biokimyevi reaksiyonlar hızlanır ve böylece enerjinin ayrılması ile gerçekleşen reaksiyonların aktifleşmesi sağlanır.

Sonuç itibariyle yukarıdaki bu proseslerin belli bir "nizam" ve "intizam" içinde gerçekleşmesi ile yeni hücrenin seviyesinde-yüzeyinde bir biokimyevî reaksiyonun yürümesi için gerekli olan enerjinin yanında bulunan diğer hücrede bir biokimyevi reaksiyon oluşturduğumuzda birbiriyle mübadele olur ve hücrenin metabolizması da böylelikle yenilenir (rezonans etki).



Böylelikle ortaya çıkarılan değişik parametrelerdeki kozmik bioenerjik şualanma ile ve şualanmış değişik formadaki materyallerle direkt hücre yüzeyinde bitkilerde ve hayvanlarda yer alan prosesleri etkileyerek "tedavi-proflaktik amaçla" insan sağlamlığının çeşitli alanlarında uygulanması mümkün olmaktadır.



Bundan başka değişik parametrelerdeki "kozmik bioenerjik şuaların-dalgaların" "toprak yapısına" uygulanmasıyla topraktaki iyonlaşma ile bio-ultra ses dalgaları meydana gelmesi sonucunda topraktaki "bütün canlılara" etki ettiği gibi onların yüksek inkişaflarına ve topraktaki insan sağlığına zarar veren "toksik" "atık, zararlı" maddeleri de parçalayarak yüksek enerjili canlı bileşimlerin oluşmasında da kullanılabilmektedir.



Bugüne kadar yapılan araştırmalarla sanayi alanında da değişik olumlu sonuçlar alınması "kozmik bioenerjik şua dalgaların" pek çok alanda uygulanma imkanı olduğunu göstermiş ve bu yapılan araştırmalar sonucunda ispatlanmıştır.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Beden Temizleme-Arınma Usulleri ve Zamanı

.
0 yorum

İnsan vücudunda kalın bağırsağı temizlemek için en etkili ve zararsız yöntemler, beslenme değişikliği, bitki alımı ve lavman uygulamasıdır. İlaç uygulaması zararlıdır. İlaç hızlı etki verir ama devamlı ve uzun kullanmanın yan etkileri vardır. Bunun sonucunda başka hastalıklar meydana gelir.
a. Detoks Lavman Uygulamasıyla Temizlenme
Lavman uygulaması günümüze kadar gelen en eski ve en etkili kalın bağırsak temizleme yöntemidir.
Aynı zamanda sadece kalın bağırsağı değil insan vücudunu da temizleyen bir yöntemdir. Uzak Doğu’nun eski kâdim tıp kitaplarından olan “Ayurveda” ve Tibet’in “Cut-Şi” kitabında lavman uygulaması ile çağdaş tıpta ameliyat öncesi operasyonlarda da kullanılabildiği gibi insan vücudunun % 80’inin temizlendiği kabul edilmiştir. Bunun için lavman uygulamasını belli bir zaman, sıra, usul ve dozla uygulamak gerekir. Lavman yöntemi günümüze kadar 80 ayrı uygulama şeklinde geliştirilmiş ve uygulanmaktadır. Bu uygulamalardan en kolay ve en etkili olanları şunlardır:


Kaynamış su
Tuzlu su
Bitki suyu
İdrar

Özel mikro lavman taze süt, yağ ile de temzileme yapılabilmektedir.


Kaynamış Su ile Lavman Detoks Uygulaması
İki buçuk litre su kaynayana kadar ısıtılır. Kaynayan su vücut ısısına gelene kadar soğutulur. İki kaşık limon suyu ve elma sirkesi ilave edilir. Öncelikle bu karışımın yarım litresi, sulu lavman setinin torbasına doldurulur. Lavman setinin hortumunun ağzı hafifçe yağlandıktan sonra anüse sokulur. Lavman setindeki suyun kalın bağırsağa dolması beklenir. Dolduktan sonra minimum 5 dakika su kalın bağırsakta bekletilir. Erken peristaltik hareket refleksi oluşursa boşaltım yapılır. Daha sonra hazırlanan karışımın iki litresi lavman setine doldurulur ve lavman işlemi için hazırlanılır.

Bu aşamada diz üstü durulur ve öne yere doğru eğilinir. Hortum ve anüs yağlanarak veya kremlenerek hazırlanır. Lavman seti, içindeki suyun rahatça kalın bağırsağa akması için 1-1,5 m. yükseğe asılır. Diz üstü durumda lavman setinin hortumu anüse yerleştirildikten sonra dirseklerin üzerine eğilerek alın yere değecek şekilde baş ve beden öne doğru yatırılır. Lavman setindeki bütün suyun kalın bağırsağa dolması beklenir. Daha sonra duruş pozisyonu hiç bozulmadan, lavman seti anüsten çıkarılır. Bu işlemden 1 dakika sonra vücut önce sağ tarafa 5 dakika yatırılır. Sonra sırt üstü yatarak bacaklar yukarı doğru kaldırılır ve suyun kalın bağırsağın dibine doğru gitmesi sağlanır. Bu konumda mümkün olduğu kadar durulduktan sonra boşaltım yapılır. Bu süre 7 gündür.

Tedavi amaçlı olarak 6 hafta programlı olarak da uygulanabilir. En çok ve pratik kullanım yöntemi bu yöntemdir. 40 gün sürerken bu sürede hayvansal gıda asla kullanılmamalıdır. Yüzyıllardır Türk ve İslâm tarihinde bu metot büyük öğreticilerce de kullanılmıştır. (Riyazet)

b. Bitkisel Beslenme ile Temizlenme
Amerikalı Dr. Walker beslenme ile tedavi konusundaki kitabında kalın bağırsak temizleme konusunu şöyle açıklamaktadır. “Eğer insanlar pişmiş yemek ile besleniyorsa, kalın bağırsak normal fonksiyonunu kaybediyor.” Bu sonuçlar bilimsel deneyler ile ispat edilmiştir. Bu beslenme tercihi nedeniyle günümüzde ideal ve sağlıklı kalın bağırsağa sahip insan bulmak imkânsızdır. Bu yöntemi tercih edenler ilk önce lavman, detoks vasıtası ile kalın bağırsağı düzenli bir şekilde yıkamalıdır. Daha sonra kalın bağırsağın fonksiyonunu normale döndürmek için çiğ taze sebze suyu içilir. Sebze suları temizleyici, meyve suları besleyicidir. Bunu asla unutmayalım. En uygun sebze suyu karışımı havuç, ıspanak ve kırmızı pancardır. Bu su kalın bağırsak ve ince bağırsak içindeki kasları ve sinirleri besler, güçlendirir ve yeniler.

Eğer bu malzemeler bir arada bulunamazsa her gün sadece havuç suyu veya o mevsimde bulunabilen sebzelerin suları içilebilir. Kalın bağırsağa normal peristaltik hareketini kazandırmak için öğle ve akşam yemek menüsüne yeterli miktarda sebze, meyve, kabuklu bulgur gibi lif bakımından zengin besinler eklemek gerekir. Bu gıdalar aynı zamanda kalın bağırsağın hareket fonksiyonunu yükseltmektedir. Lif yapılı besinler sindirim esnasında gelen safrayı yapılarına alarak emerler. Emilen safra kalın bağırsak duvarlarını rahatsız ederek peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Safra lifli besinlerden ayrılmadığı için tam boşaltım olmaktadır. Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlayan en etkili meyve ve sebzeler; incir, kara erik, üzüm, bütün kuru meyveler, havuç, pancar ve taze lahanadır. Yenen meyve ve sebzeler kalın bağırsağın içinde şişer, hacim ve kütle kazanır. Bu da peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Kolit hastası olanların sadece lahana tüketmesi doğru değildir.
Sebze ve meyve dışında kalın bağırsak sindirimine yardımcı olan diğer gıdalar: karpuz, kavun, bal, bitkisel yağ, kara ekmek, kabuklu buğday, kara pirinç ve bütün diğer meyve ve sebze sularıdır. Her gün 300-500 gr. bu meyve ve sebzelerin suları içilmelidir.

Eğer tüketilen sebze ve meyveler şişkinlik yapıyor ve gaz oluşturuyorsa, sadece haşlama sebze tüketilir. Mevsime uygun olan meyve ve sebzelerden az miktarda alınır. Gıdalar şayet gaz oluşumuna ve şişkinliğe sebep oluyorsa, taze fasulye, bezelye, soğan, lahana ve pancar gibi gıdalar haşlama ve sıcak, az pişirilmiş olarak yenebilir, çiğ olarak yenmemelidir. Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsızlıklarının çözüm yolu ise taze çiğ lahana suyuna patates suyu katarak içmektir. İlk başlangıçta vücudu alıştırmak için 150 gr. havuç ve 150 gr. lahana suyu, 150 gr. patates birlikte alınır. Bu uygulama 2-3 gün devam ettikten sonra 300 gr. lahana ve patates suyuna geçiş yapılır ve gaz oluşumu, reflü, ülser tamamen ortadan kalkana kadar devam edilir. Lahana suyunun içine tuz katılmamalıdır. Gaz oluşumuna destek olarak dışarıdan müdahale etmek için, karın üzerine papatya bitkisi ile ıslatılmış sıcak kompres, sıcak küvet, vücudu susam ve badem yağı ile yağlama uygulanabilir.


c. Aç Kalarak (Oruç) Temizlenme-Arınma
Amerikalı Dr. Paul Breakt’in yöntemine göre insan her hafta 1 defa 24 ile 36 saat aç kalmalı. O zaman insan organizması sindirim için enerji harcamaz. Metabolizma bu enerjiyi organizmanın tüm sistemlerini kontrol etmek ve sistemlerde oluşan zehirli maddeleri dışarı atmak için kullanır. Bunun sonucunda kalın bağırsak taşları yumuşar ve kalın bağırsak duvarından ayrılır. Eğer insan bu yöntemi kullanırsa kendi kendine koruma yapabilir. Aç kalma sürecinden sonra ilk yemek olarak çiğ havuç ve lahana salatası az yağlı olarak alınabilir. Bu maddeler kalın bağırsaktaki çamurları dışarı atar. Diğer yemekleri de sebze yemeği ağırlıklı olarak alabilirsiniz.

Bu yöntem yılda iki kez tekrarlanmalıdır. Lavman uygulaması yılın her zamanı yapılabileceği gibi, en uygun zamanı ilkbaharın mart, nisan ve mayıs ayları, sonbaharda ise eylül, ekim, kasım aylarıdır. Uygulama zamanı ay takviminde ayın hareketine göre ayarlanır.


Kaynamış Tuzlu Su veya Potasyum Permanganat ile Lavman Detoks Uygulaması
Kalın bağırsağı tam olarak temizlemek için bu yöntem 5-8 gün uygulanmalıdır. Bu yöntem, daha etkili ve kısa sürede sonuç veren bir yöntemdir. Uzman kontrolünde yapılmalıdır.


İdrar ile Lavman Detoks Uygulaması

Kalın bağırsak temizlemede en ideal yöntemdir. Uzman kontrolünde yapılmalıdır. 2 şekilde uygulanabilir.

a- Normal idrar ile lavman uygulaması:

b- Buharlaşmış idrar ile lavman uygulaması: Kalın bağırsağın temizlenmesinde en etkili yöntemdir ama çok dikkatli olunması gerekir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kozmik Beden Temizliğinin Vücuda Katkıları

.
0 yorum

Karın boşluğu içindeki suyun emilimini yapmaktadır.
Kalın bağırsak duvarlarına idrarın çok acı olması sebebi ile baskı uygular ve yapışmış olan polipler ve balgamları ayırmaktadır.



Kalın bağırsak duvarlarının yapısının stimule etmekte ve kendi kendine peristaltik hareketini geri kazanması için yardımcı olmaktadır.



İnsan vücudunda eskide beri gelen kronik kabızlıklarda Buharlaşmış idrar uygulaması iki ay içinde kronik kabızlıkları tamamen ortadan kaldırmaktadır.



Sadece 1-2 defa uygulamasından sonra bile tenye ve diğer patolojik rahatsızlıkları boşaltmaktadır. Kalın bağırsak mikroflorasının bozulmamasına ve zamanla tam ters olarak normal hale getiriyor.



Kalın bağırsak Ph ve mikroflorasının normale dönmesini sağlamaktadır. Kalın bağırsak duvarlarını ve peristal hareketinin düzenlenmesini sağlar.



Hemoroid, polip, paropraktit, helmintoz ve diğer parazitlerin yok olmasını sağlar.
Buharlaşmış idrarın yoğunluk seviyesi çok yükseldiği için Kalın bağırsaktaki, böbreklerdeki, pankreas, idrar kesesi duvarları ve cinsel organlardaki yapışmış olan suyu, balgamı (patolojik balgam), kötü hücre tabakasını emip temizlemektedir.



Kasık ve pelvis bölgesinde zayıf düşmüş olan kasların güçlenmesini sağlar.
Tüm boşaltım sistemlerini rahatlatır, en çok yutak ve gırtlak geçişini
Vücudu su tutmayan kişiler (Susuz vücut, Susuz kalmış)
Vücut ısınması kötü, ısı üretemiyor, extremitelerde soğukluk (Ayak ve el parmaklarında)
Sık sık kabızlık yaşayanlar, sık sık büyük tuvalete ilaç ile çıkanlar.
Yukarıda belirtilen ve (heyecanlı kişiler), hava ve boşluk elementi fazla oluşmuştur. (Patolojik rüzgar). Zayıf ve nazik yapılı vücuda sahip, cilt yapısı kurumuş deri dökümü var, devamlı üşümekte olan bu insan tiplerindeki kişiler tavsiye edilmektedir.
Fazla gaz oluşan, kabızlık veya fekalii (koyun pisliği gibi), bel ve kalça eklemi ağrıları, âdet bozukluk, sperm boşaltma azalmış durum, deri kuruluğu ve dökülme, üşenmek, güçsüz, deri rengi koyulaşmış, aşırı derecede zayıflamalara karşı etkilidir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kozmik Beden Temizliği / Lavman / Detoks

.
0 yorum

Kozmik beden temizliği yılda 2 defa genellikle kozmozdaki ay hareketlerine bağlı olarak ilkbahar ve sonbaharda yapılır.
Kozmik beden temizliği; ilkbaharda mart, nisan, mayıs aylarında, sonbaharda ise eylül, ekim, kasım aylarında ayın gökteki hareketine göre ayın 9. günü beklenir. 15. gün dolunayda kozmik beden temizliği, lavman, detoks, arınma yapılarak, karaciğer, safra ve kalın bağırsak temizliği yapılmış olur. Tecrübeler göstermiştir ki kozmik beden temizliği sonrasında kan değerlerinden başlayarak, bağışıklık sistemine kadar olağanüstü değişiklikler yaşanmıştır. Bedenin 60 yılda 10 yaş gençleşmesi sağlanabilmektedir.
Herkesin yalnız başına evinde yapabileceği 1 haftalık kozmik beden temizliği için yapılması gerekenlerin başında birinci olarak beslenme alışkanlığımızı değiştirmek gelir. İkinci olarak bedene alacağımız bitki sularıyla beslenmeyi uygulamamız, üçüncü olarak da bir hafta metodlu olarak sulu lavman, detoks uygulaması gelir. 7 gün 1 bardak zeytin yağı ve 1 bardak limon suyunu akşamları yudum yudum planlı olarak anlatıldığı gibi kullanıp içerek gece yatılır. Beden ve karaciğer sıcak tutulur. 8. gün yani ayın 15’inden 16’sına geçilen sabah lavman, detoks yaparak temizlenip, arınma gerçekleştirilir.



KALIN BAĞIRSAK, KARACİĞER VE SAFRA KESESİ TEMİZLİĞİ VE İYİLEŞTİRDİĞİ HASTALIKLAR
a)Kalın bağırsak hastalıkları :
Kabızlık, Gaz oluşumu, Polip, Hemoroid, Tenye, Kolit, Ülser, Boşaltım bozukluğu ritmi
b)Kalın bağırsak hasta olduğunda sebep olduğu hastalıklar :
Baş ağrısı, Derinin sivilce ile kaplanması, ağızda iltihap, gözlerde konünktivit, eklem iltihabı, karaciğer hastalıkları, sinusid, bronşit astım, dudak kabarıklıkları ve değişik oluşumlar. Aynı zamanda insan dili üzerinde de kabarıklık ve diğer oluşumlar oluşmaktadır. Ağız ve beden kokusu, ilgisizlik, uykulu, alt karın bölge ağırlık, karın şişme, ağrı, ses, iştahsızlık, prostatik ve düzensiz adet, karın hastalıkları.
Kalın bağırsak hastalıkları insan üzerinde devamlı bir rahatsızlık hissi vermektedir. İletişim bozuluyor, kara düşünce, eğer bu rahatsızlıkları yaşıyorsanız Kalın bağırsağı temizlemeye başlayın.
c) Karaciğer Hastalıkları :
Heatomegaliya (karaciğerde büyüme), Hepatit, Karaciğer yağlanma, Seroz.
d) Safra Kesesi Hastalıkları : Safrada çamur, kum ve küçük taşları, iltihap ve Safra Kesesi yolları bozuklukları.
e) solunum sistemi hastalıkları: akciğer hastalıkları
f) ayrıca; böbrek, mesane, dalak ve pankreas ile ilgili hastalıklar

SAFRA KESESİ TEMİZLEME USULLERİ
1- AMAÇ
İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alır. Günümüzde tüketilen gıdalar ve solunan hava sağlıklı değil. Aynı zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altında kalınıyor. Bu nedenle vücudun, metabolizma ritmi bozulur. Bu durum insan vücudunu psikolojik ve metabolik toksin içinde bırakır. İşte bu gibi nedenlerden dolayı insanlar hastalanmamak veya hastalıklardan korunmak için kendi vücudunu temizlemeye mecburdur.
30 yaşından sonra insan vücudunun temizlenme ihtiyacı daha fazla artmaktadır. Bunun sebebi bu dönemde koruma direncinin zayıflaması nedeniyle hastalık, rahatsızlık ve diğer olumsuzlukların oluşma oranının daha fazla olmasıdır. İnsan vücudunu koruma ve tedavi için psikolojik ve metabolik olarak temizlemek gerekir.
İnsan vücudunda fizyolojik temizleme sıralamasında ilk olarak kalın bağırsak, karaciğer ve safra kesesi gelmektedir
1. Kalın bağırsak:
Kalın bağırsak insan vücudunda emme, boşaltma, ayırma, mikroflora, ısıtma, enerji oluşturma, stimüle etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. İnsanların genel olarak algıladıkları gibi kalın bağırsağın sadece boşaltım fonksiyonu yoktur. Aynı zamanda kalın bağırsak bir gaita deposu değildir. İnsanlar doğru beslenmedikleri için metabolizmalarının diğer fonksiyonel özelliklerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedirler. Bu özellikleri tekrar kazanmak için kalın bağırsağı temizlemeye mecburdurlar. Kalın bağırsak temizlenmeden karaciğer temizliği yapılamaz.
b. Safra kesesi:
Safra kesesi karaciğerde üretilen safrayı depo eder. Safra bağırsaklardan sindirime katıldığında:

Sindirilmekte olan gıdaların asit seviyesini nötralize eder.
Yağların formatını değiştirir ve emilim için hazırlar.
Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlar.
Fazla kollestrinin dışarı atılmasını sağlar.
Karaciğerin safra üretimi beslenmeye göre değişiklik gösterir. Açlık ve vücut sıcaklığının artması üretilen safra miktarını azaltır. Bunun tem tersi şeklinde vücut sıcaklığı azalınca ve protein ve yağ bakımından zengin gıdalar alındığında safra üretimi yükselir. En fazla yağlı yiyecekler yükselmeye neden olur. Bu yüzden safranın üretimi insan metabolizması için önemlidir. Ne zaman karaciğer fonksiyonlarında bozukluk meydana gelirse safra üretimi de bozulur ve vücudun diğer fonksiyonları da bundan olumsuz yönde etkilenir.
Her insan doğru beslendiğini düşünebilir ama beslenmene kadar sağlıklı olsa da vücutta devamlı toksin oluştuğu için bu organları her sene en az 2 defa olmak üzere temizlemek gerekir. Bu temizleme belli bir usulle ve sıralama ile yapılır. Bu usul ve sıralamaya dikkat edilerek yapılan vücut temizliğiyle insan sağlığı korunabilir ve sahip olunan bazı hastalıklardan kurtulma söz konusu olur.
Bitkisel Beslenme ile Temizlenme
Amerikalı Dr. Walker beslenme ile tedavi konusundaki kitabında kalın bağırsak temizleme konusunu şöyle açıklamaktadır. ?
Eğer insanlar pişmiş yemek ile besleniyorsa, kalın bağırsak normal fonksiyonunu kaybediyor.? Bu sonuçlar bilimsel deneyler ile ispat edilmiştir. Bu beslenme tercihi nedeniyle günümüzde ideal ve sağlıklı kalın bağırsağa sahip insan bulmak imkânsızdır. Bu yöntemi tercih edenler ilk önce lavman, detoks vasıtası ile kalın bağırsağı düzenli bir şekilde yıkamalıdır. Daha sonra kalın bağırsağın fonksiyonunu normale döndürmek için çiğ taze sebze suyu içilir. Sebze suları temizleyici, meyve suları besleyicidir. Bunu asla unutmayalım.
Hergün sabahları uygulanacak olan sıkılmış sebze ve meyve suyunun En uygunu 500gr hazırlanmış havuç, , elma ve kırmızı pancar suyudur.
Bu su kalın bağırsak ve ince bağırsak içindeki kasları ve sinirleri besler, güçlendirir ve yeniler. Bu karışım her sabah içilmeli ancak aşağıdaki rahatsızları bulunanlar bu karışımın içine ekleme yapmalıdır.
Eğer bu malzemeler bir arada bulunamazsa her gün sadece havuç suyu veya o mevsimde bulunabilen sebzelerin suları içilebilir.
Kalın bağırsağa normal peristaltik hareketini kazandırmak için öğle ve akşam yemek menüsüne yeterli miktarda sebze, meyve, kabuklu bulgur gibi lif bakımından zengin besinler eklemek gerekir..
Bu gıdalar ayni zamanda kalın bağırsağın hareket fonksiyonunu yükseltmektedir. Lif yapılı besinler sindirim esnasında gelen safrayı yapılarına alarak emerler. Emilen safra kalın bağırsak duvarlarını rahatsız ederek peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Safra lifli besinlerden ayrılmadığı için tam boşaltım olmaktadır
Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlayan en etkili meyve ve sebzeler; incir, kara erik, üzüm, ceviz, hurma gibi kuru meyveler, havuç, pancar ve taze lahana ve mevsimlik sebzelerdir. Yenen meyve ve sebzeler kalin bağirsağin içinde şişer, hacim ve kütle kazanır. Bu da peristaltik hareket refleksinin oluşmasini sağlar. Kolit hastasi olanlarin sadece lahana tüketmesi doğru değildir.
Sebze ve meyve dişinda kalin bağirsak sindirimine yardimci olan diğer gidalar.
Bal, bitkisel kabuklu buğday lapası, bütün diğer meyve ve sebze sularidir.
Her günboyunca 300-500 gr. bu meyve ve sebzelerin suları içilmelidir.
Eğer tüketilen sebze ve meyveler şişkinlik yapiyor ve gaz oluşturuyorsa, sadece az haşlama sebze tüketilir.
Mevsime uygun olan meyve ve sebzelerden az miktarda alinir
Gidalar şayet gaz oluşumuna ve şişkinliğe sebep oluyorsa, taze fasulye, bezelye, soğan, lahana ve pancar gibi gidalar haşlama ve sıcak, az pişirilmiş olarak yenebilir, çiğ olarak yenmemelidir.
Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsizliklarinin çözüm yolu ise taze çiğ lahana suyuna patates suyu katarak içmektir.
Sabahları içilecek olan sebze ve meyve suyu terkibi;
İlk başlangiçta vücudu aliştirmak için150gr.kırmızı pancar , 150 gr. havuç ve 150 gr.elma suyu ile yapılır. Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsizliklarinin çözüm yolu isebu karışımın içine taze çiğden150gr lahana suyu, 150 gr. Patatesle birlikte alinir. .
Toplam 500 gr olarakçiğden sıkılan bu karışım beden ısısında ve içine bir çay kaşığı saf zeytin yağı karıştırılarak yudum yudum içilmelidir.
Not: Bu karışımın içine bitkisel karışım iksir "Alveo"dan her bardağa 2'şer ölçek katılarak kullanmak faydalı ve uygun olacaktır.

Bu esas uygulamaya 2-3 gün devam ettikten sonra 300 gr. lahana ve patates suyuna geçiş yapilir ve gaz oluşumu, reflü, ülser tamamen ortadan kalkana kadar devam edilir.
Lahana suyunun içine tuz katilmamalidir. Gaz oluşumuna destek olarak dişaridan müdahale etmek için, karin üzerine papatya bitkisi ile islatilmiş sicak kompres, sicak küvet, vücudu susam ve badem yaği ile yağlama uygulanabilir.
Not : Her sabah içilen çiğden sıkılmış sebze ve meyve sularının her bardağına 2 ölçek ALVEO Bitkisel İksir katılması , Ayrıca akşamları yatmadan 1 bardak suya 1 ölçek ALVEO Bitkisel İksir katılması ve COSMIC bitkisel karışım tablet ürünlerinden Alfa, Soya, Kapari, Spirulina’nın kulanılması tavsiye edilir.
önemli Not :
Kozmik Beden Temizlik uygulamasında Kaynatılmış su ile Lavman detoks yapmayı uygun görüyoruz.

1) Kaynatılmış Su ile Lavman Uygulamasi

(Dr. N. Walker)
Yatmak üzere iken kaynatılan 2 Lt Su sabaha kadar beden isisina gelene kadar soğutulur. İki ÇORBA kaşığı limon suyu ve elma sirkesi ilave edilir. Öncelikle bu karişimin yarim litresi, lavman setinin torbasina doldurulur. Lavman setinin hortumunun ağzina ve anüse hafifçe vazelin - krem veya zeytin yağı sürülüp sonra anüse sokulur. Lavman setindeki suyun kalin bağirsağa dolmasi beklenir. Dolduktan sonra minimum 5 dakika su kalin bağirsakta bekletilir. Erken peristaltik hareket refleksi oluşursa boşaltim yapilir. Daha sonra hazirlanan karişimin iki litresi lavman setine doldurulur ve lavman işlemi için hazirlanilir.
Bu aşamada diz üstü durulur ve öne yere doğru eğilinir. Hortum ve anüs kremlenerek hazirlanir. Lavman seti, içindeki suyun rahatça kalin bağirsağa akmasi için 1-1,5 m. yükseğe asilir. Diz üstü durumda lavman setinin hortumu anüse yerleştirildikten sonra dirseklerin üzerine eğilerek alin yere değecek şekilde baş ve beden öne doğru yatirili

Lavman setindeki bütün suyun kalin bağirsağa dolmasi beklenir. Daha sonra duruş pozisyonu hiç bozulmadan, lavman seti anüsten çikarilir. Bu işlemden 1 dakika sonra vücut önce sağ tarafa 5 dakika yatirilir. Sonra sirt üstü yatarak bacaklar yukari doğru kaldirilir ve suyun kalin bağirsağin dibine doğru gitmesi sağlanir.şekil 2
Bu konumda mümkün olduğu kadar durulduktan sonra boşaltim yapilir.
Bu yöntem yılda iki kez tekrarlanmalıdır. Lavman uygulaması yılın her zamanı yapılabileceği gibi, en uygun zamanı ilkbaharın mart, nisan aylarıdır. Uygulama zamanı ay takviminde ayin hareketine göre ayarlanır.

2- Lavman Uygulamasi Zamani
Kalin bağirsak temizleme için her mevsim uygundur. En uygun zaman ilk ve sonbahar mevsimleridir. Ay dolaşiminin insan üzerindeki biyoritmik etkisine göre, kalin bağirsak temizleme için en uygun zaman yeni ay başlangicindan dolunay oluncaya dek geçen zamandir. Kalin bağirsaği temizlemek için sabahlari 05-07 saatleri arasi veya akşam güneşin batişindan sonraki zaman tercih edilmelidir.
Lavman ve detoks ile Kozmik Beden Temizliği uygulaması 7 gün her sabah 5-7 arası yapılır. Aksi bi durumda aksama yaşanırsa veya iş durumunuza bu saat uymuyorsa akşam güneş batınca yapılabilir.
7. gün beden ısıtılır , mümkünse hamama gidilir , Karaciğer , Safra ve Kalın bağırsak , Böbrek , Dalak , Akciğer ve Pankreas ısıtılır. Saat 20:00 den sonra önceden hazırlanmış özel saf 1 bardak 150 gr. Zeytin yağı yudum yudum 20 dk gibi bi sürede 1 bardak 150 gr.taze sıkılmış limon suyuyla birlikte 1yudum zeytin yağı 1yudum limon şeklinde veya karıştırılarak yudum yudum içilir.
Sonra nefes teknikleri yani burnun sol tarafından nefes alıp tutup biraz bekledikten sonra sağından verilir daha sonra aynı işlem sağdan alınıp beklenip soldan verilerek bu işleme 20 dk devam edilir.bu hareket diz üstünde namaz şeklindeki gibi oturularak yapılır.
Not: Alveo bulamayan veya kullanmayanlar sadece belirtilen terkipli suylada temizlik yapabilirler.
Bu sırada karaciğer ve karın bölgesine termoform konularak sıcak tutulur.Bu pozisyonda önce yarım saat sağ tarafa sonra sol tarafa dönerek Termoformla ısıtma devam ettirilerek uyunur.
8.yani pazartesi günü sabah Dolunay günün sabahı 05-07 arası yukarıda tarif edildiği şekli ile Sulu lavman seti ile detoks yani arınma yapılarak Kozmik Beden temizliği tamamlanmış olur.
8. gün ve sonraki günlerde yemek düzenine , saatine , şekline ve türüne dikkat ederek beslenmeli daha çok hayvansal gıdalardan uzak Sebze , Meyve yenmeli ve suları içilmelidir.

8. gün tam bir boşaltma yapılmadığını düşünenler ve diğerleri 9. gün sabahı da Lavman yapabilirler.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki'den Bir Başarı Daha

.
0 yorum

Maranki Hocamız, "Kozmik Bilim Işığı'nda Şifalı Bitkiler" kitabıyla "En Çok Satanlar" listesinde ikinci sıraya yerleşti.
28/01/2009 - 19:20
Cosmic Bilim çalışmalarıyla yediden yetmişe herkesin ilgisini çeken Prof. Dr. Ahmet Maranki bir başarıya daha imza attı.

Ahmet Maranki ve eşi Elmas Maranki'nin birlikte kaleme aldığı müthiş eser "Kozmik Bilim Işığında Şifalı Bitkiler", çeşitli kitap satış mağaza zincirlerinden alınan bilgilere göre, "En Çok Satan Kitaplar" listesinde ikinci sıraya yerleşti. Prof. Dr. Maranki ve eşinin kitabının başarısı basında şöyle yer aldı:

"Ahmet Maranki ve Elmas Maranki'nin satış grafiği her geçen hafta yükselen kitabı, Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar'ını da solladı ve gözünü zirveye dikti. Zar Adam ise düşüşe geçti.

Haber 7 Kitap Dünyası ve strateji ortağı www.ilknokta.com sitesi dağıtımcı rakamları ve kitap satış zinciri mağazalar zincirlerinden aldığı rakamlarla hazırladığı her türlü tartışmaya kapalı reklam ve spükalasyon kaygısı gütmeyen çon satılan kitaplar listesinde bu hafta da Ayşe Kulin'in Umut'u zirvede.

Ama dikkat çekici bir yükseliş trendinde olan Ahmet Maranki ve Elmas Maranki'nin Şifalı Bitkileri onu da tahtından etmeye aday görünüyor...

Üstelik bazı ünlü yayınevleri bu kitabın rüzgarından etkilenerek alternatif kitapları raflara tekrar çıkarttığı halde hiç biri onun satış hızına yetişemiyor. Kelimenin tam anlamıyla bir Marankimania olgusu yaşanıyor...

1- Umut - Ayşe Kulin - Everest Yayınları


2- Şifalı Bitkiler - Ahmet Maranki, Elmas Maranki - Mozaik Yayınları


3- Bab-ı Esrar - Ahmet Ümit - Doğan Kitap


4- Ozan Beedle'ın Hikayeleri - J.K. Rowling - Yapı Kredi Yayınları


5- Son Ada - Zülfü Livaneli - Remzi Kitabevi


6- Tutulma - Stephenie Meyer - Epsilon Yayınevi


7- Cahillikler Kitabı - John Lloyd,John Mitchinson - NTV Yayınları


8- Kıt'a Dur - Şamil Tayyar - Timaş Yayınları


9- Tarih-Lenk - Y. Hakan Erdem - Doğan Kitap


10- Apokrifal - Aydoğan Vatandaş - Timaş Yayınları


11- Zar Adam - Luke Rhinehart - Pegasus Yayıncılık


12- Luisito - Susanna Tamaro - Can Yayınları


13- Olasılıksız - Adam Fawer - April Yayıncılık


14- İhaneti Gördüm - Erdal Sarızeybek - Pozitif Yayıncılık


15- Osmanlı'nın Mahrem Tarihi - Mustafa Armağan - Timaş Yayınları


16- Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk - İletişim Yayınları


17- Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır - John Izzo - Pegasus Yayıncılık


18- Bu Yıl Farklı Olacak - Maeve Binchy - Doğan Kitap


19-La / Sonsuzluk Hecesi - Nazan Bekiroğlu - Timaş Yayınları


20- Talat Paşa'nın Evrak-ı Metrukesi - Murat Bardakçı - Everest Yayınları."

Kaynak: Haber7

Klik disini untuk melanjutkan »»

stres-hiperaktivite ve depresyon için

.
0 yorum


Prof. Dr. Ahmet Maranki stres ,hiperaktivite ve depresyona karşı bitkisel çözüm önerilerini açıkladı:

1- Stres ve gerginliğe karşı ; yeşil çay demlerken içine 3-4 adet tane karanfil atın. İyi bir sakinleştirici ve aynı zamanda yorgunluk gidericidir.

2- Yarım litre suya 5 gr. Kediotu (Valeriana officinalis) koyup 5 dakika kaynattıktan sonra sabah akşam 1 fincan için.

3- Her gün 5 tane badem yiyin ve sabah yüzünüze badem yağı sürün.

4- Depresyon ve hiperaktiviteye karşı 1 litre suyun içine 5 gr tane kimyon ve 5 gr. sarı kantaron koyup 15 dakika kaynatın. Günde 2-3 su bardağı için.

Prof. Dr. Ahmet Maranki

Klik disini untuk melanjutkan »»

Öksürük için pratik bitkisel formüller

.
0 yorum

Uzun süren öksürükler bir rahatsızlık değil,çeşitli hastalıkların belirtisidir. Her hangi bir tıbbi hastalığa bağlı olmayan uzun süreli öksürükler için birtakım bitkisel tedaviler uygulanabilir.


Okaliptüs,nane, ıhlamur, zencefil, meyankökü hapları ve şurupları. c vitamini, ıhlamur, zencefil, şahtere, hibiskus, meyankökü öksürük için yararlı bitkilerdir.


Ihlamur, zencefil, meyankökü beraber kaynatıldığında etkisi büyük olmaktadır.Yulaf samanı çayı ile üzerlik tohumu da kronik bronşite ve öksürüğe iyi gelmektedir.



Öksürük için pratik bitkisel formüller:

* Malzemeler:
2-3 parça parmak ucu kadar zencefil,
iri bir tutam ıhlamur,
1 çay kaşığı hibiskus,
1 çay kaşığı şahtere otu

Uygulanışı: Malzemeleri 1 su bardağı kadar suyun içinde 3-4 dakika kaynatın.2-3 dakika kısık ateşte demlendirildikten sonra için.

Şekeri fazla kullanmak doğru değildir. Çaya nöbet şekeri konulduğunda öksürüğü azaltır.

* Günde 2-3 kez meyan kökü çiğnemek de faydalıdır.

* Zencefil, kekik ve alerjik kökenli olmayan öksürükte karabiber yararlıdır.



* Kronik öksürük için 2 tane kara turp, kabak oyacağı ile 5-6 yerinden oyulur. oyukların içerisine bal doldurulur ve sadece oyukların üzeri turp parçalarıyla kapatılarak 24 saat bekletilir.Daha sonra içindeki sıvı şişeye doldurulur ve günde 3 çorba kaşığı içilir.

* Kuşburnu, ısırgan, zencefil, şahtere ve hibiskus çaylarını içmek de yararlıdır.

* Ebegümeci kaynatılır,içine zeytinyağı ve limon ilave edilerek bol bol yenirse göğsü yumuşatır.Öksürüğü hafifletir ve balgamı söker.

*Toz zencefil ile bal karıştırılarak yenilirse öksürüğe iyi gelmektedir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Behçet hastalığı için kişniş-kara kimyon kürü

.
1 yorum

Prof. Dr. Ahmet Maranki, Behçet hastalığı için kişniş-kara kimyon kürünü tavsiye ediyor :

Hazırlanışı: Yarım litre kaynar suyun içine 10 gram toz kişniş koyarak 5-6 dakika daha kaynatın. Elde ettiğiniz sudan bir su bardağı sabah , bir su bardağı da akşam için. Bu uygulamayı 7 gün yapın.

Bu uygulamaya ilave olarak geceleri yatmadan önce bir çay kaşığı toz kişnişi ağzınızda yaralarınızın üstünde gezdirin.

Taze kişnişi ağzınızda çiğneyin. yaralarınız üç günde iyileşecektir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hangi mevsimde hangi ne yenir ?

.
0 yorum

OCAK

Balık: Kefal, tekir,kırlangıç, istrongilos, levrek,





Sebze: Kereviz, lahana, brüksel lahanası, brokoli, havuç, pırasa, ıspanak, pazı, kara turp, kırmızı turp




Meyve: Elma, nar, portakal, armut, ayva, greyfurt




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Sebze ve et suyuyla hazırladığınız çorbaları sofranızdan eksik etmeyin. Hareketsiz geçirdiğiniz soğuk kış günlerinde çorbalar bağırsak sisteminizi düzene sokar. Soğuk havalarda vücuda direnç veren balık ve baklagiller de en çok tüketilmesi gereken yiyeceklerdendir.




ŞUBAT


Balık: Uskumru, istavrit, lüfer, palamut, tekir, kefal, kalkan, gümüş balığı,





Sebze: Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, pazı, ıspanak, pırasa, pancar, defne yaprağı, havuç, turp.





Meyve: Elma, portakal, muz, armut, greyfurt, ayva.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kansere karşı etkili lahanagilleri (lahana, brüksel lahanası, karnabahar ve brokoli) sık sık tüketin. Bol beta-karoten içeren havuç ile salata, zeytinyağlı yemek veya havuç suyu hazırlayın.




MART


Balık: Levrek, kalkan, kefal




Sebze: Ispanak, havuç, pırasa,kırmızı turp, brokoli.




Meyve: Elma, muz




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Mart, hafif beslenmeye ve diyet yapmaya başlamak için ideal bir aydır. Mart, aynı zamanda ilkbahara geçtiğimiz aydır. Bu nedenle hafif ve bir o kadar da direnç veren besinleri tüketmeye özen göstermeniz gerekir. Balık, ızgara et, sebze ve meyveleri bol tüketmelisiniz.




NİSAN


Balık: Kalkan, kılıç, kırlangıç, tekir, barbunya
Sebze: Taze soğan, taze sarımsak, kuşkonmaz,taze kekik, bakla, marul.




Meyve: Can erik




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kuzu etinin en taze ve lezzetli zamanıdır. Bahar aylarında et olarak kuzu eti tercih edilmelidir. Sütlü hafif tatlılar yiyin. Sabah kahvaltılarında ve geceleri yatmadan önce bir bardak süt içmelisiniz. Hafif fakat sağlıklı beslenerek ve açık havada düzenli yürüyüşler yapıp fazla kilolarınızı verebilirsiniz.




MAYIS





Balık: Barbunya, levrek, kılıç, kırlangıç, dilbalığı,





Sebze: Enginar, bakla, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci, domates, salatalık.





Meyve: Çilek, yeşil erik, malta eriği, dut.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Çilek ömrü kısa olan bir meyvedir. İçinde bulunan zengin vitaminler (özellikle de C vitamini) ve mineraller sayesinde ani enerji verip, bahar aylarında ortaya çıkabilen yorgunluk belirtilerini giderir.




HAZİRAN





Balık: Mercan, levrek, barbunya.





Sebze: Enginar, taze patates, taze fasulye, bakla (ayın ortasına kadar), bezelye, kabak, patlıcan, sivribiber, domates, salatalık, kuzu ıspanak, semizotu, rezene, marul, üzüm yaprağı, taze soğan, taze sarımsak, dereotu, dolmalık biber, çalı fasulyesi.





Meyve: Kiraz, yeşil erik, malta eriği, kayısı, şeftali, dut.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kısa ömürlü dut ve kiraz bu ayda bol bol tüketilmelidir. Her ikisi de zengin vitamin ve mineral kaynağıdır.




TEMMUZ





Balık: Sardalye, barbunya, tekir, ıstakoz, böcek, pavurya.





Sebze: Domates, salatalık, bezelye, dereotu, kum havucu, taze fasulye, kuzu ıspanak, kabak, patlıcan, semizotu, sivribiber, dolmalık biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi.





Meyve: Kayısı, şeftali, kavun, sarı erik, karpuz, ahududu, vişne.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Semizotu, balıktan sonra en çok omega-3 içeren sebzedir. Vücut tarafından üretilmeyen bir yağ asidi olan Omega-3, kalp hastalıklarına, zihinsel karışıklığa ve bunamaya karşı ekilidir.




AĞUSTOS





Balık: Çingene palamudu, mercan, kılıç, sardalye.





Sebze: Domates, salatalık, patlıcan, dolmalık biber, çarliston biber,sivribiber, taze fasulye, barbunya fasulyesi, kabak, mısır, kırmızı salçalık biber.





Meyve: Kayısı, kavun, kırmızı erik, şeftali, vişne, böğürtlen, karpuz, incir, mürdüm eriği, üzüm.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Yaz meyve ve sebzelerinin en olgun zamanıdır. Bol meyve yemelisiniz. Bunun yanısıra balık, zeytinyağlı sebze, hafif soslu makarnaları günlük öğünlerinize paylaştırın.




EYLÜL





Balık: Palamut, lüfer, kılıç, sardalye, kolyoz, kırlangıç.





Sebze: Mantar, patlıcan, mısır, pazı, biberiye, barbunya fasulyesi,kabak, dolmalık biber, kırmızı salçalık biber.





Meyve: Mürdüm eriği, fındık, kavun, karpuz, incir, üzüm.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Eylül, kışa hazırlık ayıdır. Vücudu soğuk mevsime hazırlamak gerekir.Bol balık, sebze, meyve ve makarna gibi enerji verici karbonhidratlar ağırlıklı beslenin. Mürdüm erik ve fındığı her gün belli bir miktar tüketmeye özen gösterin.

EKİM


Balık: Palamut, lüfer, istavrit, barbunya, kılıç, mercan, sardalye.


Sebze: Mantar, fındık, ceviz, ıspanak, yerelması, pırasa, lahana,kıvırcık salata, kırmızı turp, karnabahar, havuç.


Meyve: Armut, ceviz, üzüm,elma, greyfurt, mandalina, muz.

Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Ekim ayında omega-3 içerikli cevizin tam zamanı. Cevizi bu aylarda bol bol tüketin. Ayrıca mantarlı nefis yemekler pişirebilirsiniz. Mantar, balık, et ve sebzelere çok yakışır. Mantarı ızgarada üzerine peynir serperek pişirip kahvaltıda da yiyebilirsiniz.




KASIM





Balık: Mezgit, ringa





Sebze: Balkabağı, kabak, lahana, kereviz, pırasa, yerelması, havuç,ıspanak, karnabahar, pazı.





Meyve: Ceviz, kestane, üzüm, elma,muz, mandalina, nar, armut, kivi,greyfurt, Trabzon hurması.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kasım ayında balkabağından bol bol yararlanın. Çorbası, tatlısı ve pastası ile nefis lezzetler hazırlayabilirsiniz. Balkabağını ayrıca etli sebze yemeklerine de ilave edebilirsiniz. İçerdiği bol beta-karoten sayesinde kansere karşı etkili bir sebze.




ARALIK





Balık: Levrek.





Sebze: Balkabağı, lahana, yerelması, pırasa, brüksel lahanası,karnabahar, ıspanak, kereviz, havuç, pazı, kara lahana.





Meyve: Elma, mandalina, portakal, nar, armut, muz, kivi, kestane,greyfurt, ayva, Trabzon hurması.


Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:

Soğuk algınlığı hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslenin.Portakal veya greyfurt suyu için. Ispanak, baklagil, et, yoğurt, muz,elma ve kuruyemişleri bol tüketin.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Elmas Maranki noktalarla masaj

.
0 yorum

Nokta Masajı Hakkında Temel Bilgiler


Uygulama Usulleri


Geleneksel Asya tıbbında organizmada “Chi Enerjisi” (yaşam enerjisi) dolaştığı kabul edilir. Sistemler ve organlarda bu enerji dengeli bir şekilde bulunur. Asya tıbbı, organizmanın sadece bir bölümüne değil; tamamına bakmaktadır.


Bir hastalık oluştuğu zaman sadece hastalıkla ilgili belirtilere değil; bulunulan ortamın bedene nasıl bir etkisi olduğuna da bakılır ve ona göre teşhis konulur. Terapide amaç iç ortam ile, dış ortamın uyumunun sağlanmasıdır.


Asya tıbbında yaşam noktalarına etki eden 12 adet çift, 2 adet de tek enerji kanalı bulunmaktadır. Her organ ve sistemin bu düzene göre kendi yaşam enerjisi vardır. Bütün organların enerjisi birleşerek organizmanın bütün olarak yaşam enerjisini oluşturmaktadır.


Bu enerji de zaman içinde sıra ile bütün organları dolaşır. Yaşam enerjisinin bu ritmi-döngüsü uyumlu ise organizma sağlıklı demektir. Şayet bu döngüde ritim bozulması meydana gelirse hastalıklar oluşmaktadır.


Her organın aktif (yüksek enerji) ve pasif (düşük enerji) dönemi vardır. Bir organın aktif olduğu durumda, başka bir organ pasif duruma geçer. “Ying-Yang” öğretisi bu enerji sistemini temsil eder. Zıt güçler sembolik olarak gösterilmektedir.


Ying: Negatif (-), ana başlangıç, pasif, nemli, soğuk, karanlık, saklanmış, değişken, su tarafından temsil edilir. Ay ve gece gücüne sahiptir.


Yang: Pozitif (+), baba başlangıç, aydınlık, aktif, kuru, parlak, sıcak, yaratıcı olarak temsil edilir. Güneş ve ateş gücü vardır.


İnsan organizmasında Ying ve Yang birbirleriyle zıt olduğu için mücadele halindedir. Organizmanın sağlığını bu Ying ve Yang arasındaki enerji dengesi sağlar.


Ay + gece = Ying


Güneş + gündüz = Yang


İnsan organizması için Ying ve Yang ayrı karakteri temsil eder. Organizmada bazı hallerde Ying bazı hallerde Yang durumu olur. Mesela sıcak iklimde insan Yang durumundadır. Sebze ile beslenmelidir. Soğuk iklimde ise durum tam tersidir. Sıcak ve etli yemekler yenilebilir çünkü Ying durumu söz konusudur.


Her organın bir tadı vardır. Karaciğer ekşi, kalp acı, akciğer acı ama karabiber gibi, dalak tatlı, böbrek ise tuzlu tattadır.


Yang kanallar enerji üreten organlardan oluşur. Mide, ince ve kalın bağırsak, safrakesesi, idrar kesesi ve üçlü ısıtıcı gibi Yang organlar enerji üretir ve diğer organlara verirler. Ying organlar ise depo gibidir. Akciğer, dalak, pankreas, karaciğer, böbrek, kalp gibi Ying organların da enerjiyi toplama ve vücudu koruma görevleri vardır.


Bütün Ying-Yang kanallar birbirleriyle bağlantılıdır. Ön orta kanal bütün Ying organlara ve enerji hatlarına, arka orta kanal Yang organlara ve enerji hatlarına yöneticilik yapar.




Vücutta enerji kanalları dolaşım sistemine simetriktir. Uzak Doğu tıbbı 5000 yıl önce yaşam ritmi (biyoritim) kelimesini kullanmıştır. Organların birbiriyle biyoritm içinde çalıştığını, mevsimlere ve kozmosa bağlantılı olarak hareket ettiğini, organların pasif ve aktif vakitleri olduğunu belirlemiştir.


Örneğin; Akciğer 3-5 aktif 15-17 pasif vaktidir. Mesane 15-17 aktif 3-5 pasif vaktidir. Hastalıkların teşhis ve tedavisinde bu durum göz önüne alınır. Örneğin; hastaya ilaç verirken maksimum etki göstermesi için ayın durumu ya da hedef organın aktif zamanı dikkate alınmalıdır.


Dolunay zamanı hastaya verilen ilaç etkisini göstermez. Aynı şekilde hedef organın pasif zamanında da durum aynı olur. Güneş, toprak ve ay birbirleriyle bağlantılıdır ve belli bir ritimleri vardır.


Gün ve gece değişimi, ay değişimi, mevsim değişimi de organizmayı etkiler. Masaj terapisine başlanmadan önce biyoritmik durum ve genel gezegen ritmine bakılmalıdır. Aynı durum tıbbi tedavi (ameliyat vb.) için de geçerlidir.


İnsanların yaşadığı duygular organlarını da etki eder. Öfke, karaciğere, sevinç, kalbe, çok düşünmek ve araştırmak dalak ve pankreasa etki eder. Çile ve özlem duygusu akciğeri, korku böbrekleri etkiler.


İnsan tabiatın bir parçasıdır. Kainatın bir numunesidir.


Nokta Masajında Temel Yöntemler


a. Çizgisel Ovuşturma (Tuy)

b. Çimdikleme (Na)

c. Kısa Fasılalarla Bastırma (An)

d. Dairesel Ovuşturma (Ju)

e. Noktayı Ovuşturma (Mu)

f. Noktaya Bastırma (Tzen)

g. Noktada Sürtme (Ka)

h. Çizgisel Masaj (Tuy)

ı. Yuvarlama (Guen)

i. Vibrasyon (Tzen)

j. Uzun Süreli Bastırma (Tsia)

k. Hafif Vurmalar (Tszu)

l. Piston Sürtme (Shuy)

m. Hafif Dokunmalar (Tuy)

n. Hafif Dokunmalar ve Hafif Vurmalar (FuFa)





Fizyoterapist ve Bio-enerji Uzmanı


Elmas Maranki

Klik disini untuk melanjutkan »»
 

Zirve100 Site ekle
oyun komedi sohbet siteleri

Ahmet MARANKİ Kimdir?

Ahmet MARANKİ Kimdir?
Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. Liseyi İstanbul'da bitiren yazar ilk önce Tütün Eksperleri Yüksek Okulu’nu bitirip 1976 yılında stajını tamamlayarak devlet görevine başladı. Sırasıyla 1981 yılında İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği’ni, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Siyaset Bölümünde ‘master’ını, 1990 yılında aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu. 1993 yılında SSCB'nin yıkılmasıyla Azerbaycan devletinin talebi üzerine, T.C. adına görev yaptığı ilgili birimin baş uzmanı olarak araştırmalar yapmak ve üniversitelerde ders vermek üzere görevlendirildi. T.C. adına Azerbaycan Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) U.N.D.P, UNV birimlerinin kalkınma programları çerçevesinde devlet ve özel üniversitelerinin planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişleriyle ilgili "Principles Marketing", International Economic Organization", "International Marketing", "Islam Economy Relation" ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında "University Lecturer" unvanıyla "Specialist" olarak diplomatik statüde görev yapan yazar, Azerbaycan Millî Meclisi’nde danışmanlık yapmış olup, bu çalışmalarını "Türkiye Azerbaycan Haricî İktisâdî Alakaları" , "Agent Mukaveleleri" adlı kitaplarıyla yayınlamıştır. Ahmet Maranki yaptığı bu ve burada kaydedilmeyen çalışmalarıyla 1998 yılında Azerbaycan’da "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçilmiştir. BMT'nin Unesco ve Avrupa Birliği nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy'de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmi şura kararıyla "Univesity Lecturer" göreviyle "Economy" alanında profesör unvanı alarak ‘Ateste’ edilen tek T.C. vatandaşıdır. Kafkasya ve Azerbaycan’da kaldığı bu sürede yazar, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını almıştır. Yazar eserlerinde de görüleceği gibi T.C.’deki devlet görevi sırasında meslekî çalışmaları yanında, 1987'de Ortadoğu'daki İran-Irak Savaşı sırasında Musul-Kerkük bölgesinde Türkmenlerle ve Suudi Arabistan’da İslam konferansıyla ilgili, 1990 yılında Balkanlarda ve Bulgaristan'daki Türklere uygulanan asimilasyon ve tehcirle ilgili, 1991 yılında ABD'de Müslüman-Kızılderililerle ilgili, 1993'ten günümüze kadar da Kafkaslardaki Türkler ve bilhassa Azerbaycan’la ilgili çeşitli kuruluşlarla işbirliği içinde görev yapmıştır. Bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyada 55 adet tebliğ, 10 adet ders ve sosyal muhtevalı kitap ve "strateji" adıyla yayınlanan makaleleriyle kamuyla paylaşmıştır.Pek çok bilimsel araştırmanın öncülüğünü yapan ve Rusya-Avusturya-Azerbaycan -Türkiye'nin bilim adamlarından oluşarak 1990 yılında kurulan "Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüten yazar, halen Türkiye’nin AB'ye girme sürecinde AB stratejilerinin hazırlanmasıyla ilgili olarak Hollanda Amsterdam'da "Türkiye Hollanda Vakfı"nı ve bu kitabın konuların bilimsel olarak araştırmalarının yapıldığı "The Institute for Cross Cultural Health" adlı enstitünün başkanlığını yürütmektedir. BMT Asya-Pasifik ve Avrupa Başkanı Setsuka Yamazaki tarafından başka projelerde uzman olarak çalışmak üzere davet edilen yazar, Türkiye'de kalarak bu necip millete hizmeti ön planda tutmuştur. 1969 yılından beri sporla yakından ilgilenen yazar, kara kemer, judo, tekvando, şhiatsu hocası olarak halen Güreş İhtisas Kulübü’nde Türk sporuna hizmet vermektedir. Dünyada ve Türkiye'de sosyal ve stratejik pek çok vakıf, dernek, düşünce kulüpleri vs. gibi NGO'larda (Sivil Toplum Kuruluşu) faaliyet gösteren yazar evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce, Arapça, Rusça, Azerice, Osmanlıca bilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, yazarımızın son eseri “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” kitabı bugüne kadar 2 yılda 73 baskı yapmıştır.
Namablogkamu is proudly powered by Blogger.com | Template by o-om.com | Power by blogtemplate4u.com