29 Ocak 2009 Perşembe

kozmik-bioenerji

. 29 Ocak 2009 Perşembe
0 yorum

Kozmostan gelen ve orada daima mevcut olan bioenerji yeryüzünde bulunan insan organizmasının hücrelerine, bitki tohumlarına, yani çevremizde bulunan bütün canlılara "moleküler" seviyede etki eder.



Bugünkü ilmin kabul ettiği gibi, kozmik bioenerji; hücrelerin ilk önce dış membranı seviyesinde iyonların geçirgenlik yeteneğine etki ederek, membran düzeyinde iç ve dış iyonların farklılığını oluşturarak elektrik potansiyel farkını ortaya çıkarıp hücrenin elektrik geçirgenliğinin değişmesine sebep olur. Böylece aynı zamanda hücre içinde bulunan organoidler ve onlarda bulunan polimerlerin poliyarlığı değişmekle bu polimerlerin kuruluşunda konformasyon yani değişiklik ortaya çıkar.

Hücre seviyesinde bu şualar, radyo dalgaları ve biyolojik aktif hücrelerde fizyolojik aktif maddelerin ortaya çıkmasına etki eder, böylelikle fizyolojik aktif maddeler esasen birleştirici olan hücrelerde sentez olunur. Böylelikle aktif maddeler kateholominler, prostoglendinler, kininler ve diğerlerinde ilk önce kan devrini ve maddelerin mübadelesini hızlandırır. İşte bu reaksiyonlar pozitif yüklü dalgaların etkisi ile hızlanır. Böylelikle hücrelerde olan enerji jenerasyonuna yardım ederek hücre dahilindeki proseslerini -proteinlerin parçalanmasını, sulu karbonların, ATP'nin sentezini ve parçalanmasını, sulu karbonların, yağların enerji kaynağına dönüşmesini- sağlayarak enerji kaynağı olarak istifade olunmasını hızlandırır. Biz bu izahlardan sonra diyebiliriz ki, organizmaların ihtiyacına bağlı olarak bu her iki (pozitif=müspet, negatif=menfi) enerji çeşidinden de yararlanmak, her zaman için mümkündür.



Sonuç itibariyle, "kozmos"ta daima mevcut olan bu enerji çeşitlerinin birbirine oranlarının bozulmasını yani müspet veya menfilerinin azalıp çoğalmasını, organizmaların "hastalanması" ile izah etmek mümkündür.



21. yüzyılın internet çağında teknik gelişmelerin bugünkü seviyesi ve gelecekteki perspektifleri bize şunu göstermektedir ki, “globalleşen; ekolojik problemlerin yükselen bir ivme gösterdiği ve bu ivmenin katlanarak arttığı, yaşlanan dünyamızdaki insan topluluklarına bütünüyle ve ayrı ayrı şahıslar seviyesinde psiko-emisyonel yüklenmelerin giderek artışı, dengelerin bozulması, insan, çevre ve sağlık sistemine yeni bakış açılarının zorunluluğunu” ortaya koymuştur.



İnsanların içinde yaşadıkları tabiatın ayrılmaz bir parçası oldukları hiç kimse tarafından reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçektir.



Fakat insanın tarihî seyri içindeki antropojenik faaliyeti, içinde yaşadığı tabiattan gitgide "uzaklaşması" ve çevrenin doğallığının yapay şekilde değiştirilmesi; insanlık için çözülmeyecek problemleri de beraberinde getirmektedir.



Bu gerçekleri göz önüne alarak bahsedilen bu sistemin karşılıklı etki ve alakalarının öğrenilmesi gerekir. Biyolojik bir sistem gibi insanın bioenerjetik ve kozmoz enformasyonundan nasıl istifade edebileceğinin, insanın ve yeryüzündeki başka bütün canlı organizmaların korunmasının, sağlamlaştırılmasının ve bu amaçla bioelektronik cihazların geliştirilip istifade alanlarının artırılarak nazari araştırmaların yanında uygulama alanlarının genişletilmesinin gerekliliği ortaya konulmalıdır.



Bu konunun önemine binaen eski S.S.C.B'de dünyayı iki bin yılında bahsi geçen tehlikelerden korumak ve bu asrın bu harika teknolojisine sahip olmak amacıyla uzun yıllar süren bir çalışma başlatılmış ve kozmosdaki enerjiden istifade edilerek hazırlanan bir merkez Kafkasya'da kurularak çalışmaya başlamıştır.



Bununla ilgili tüzel ve özel gönüllü kuruluşlar ilmî, metodik çalışmalarını, "Azerbaycan Türkiye Bilim ve Buluş Adamları" birliği olarak dünyaya tanıtmaya gayret göstermektedir. Bu merkezde pek çok bilim adamı görev yapmıştır ve yapmaktadır. Bugün bu merkezde yüksek kozmik bioenerjili değişik ürünler elde edilebilmekte ve enerji yüklü ürünlerin ve enerjiyi "uzak mesafelere transfer edebilme" parametrelerinin sınırları tayin edilebilmektedir.



Bu teknolojiden, yani radyo dalgalarıyla teşhis koyma ve tedavi yönteminden, ABD'nin Teksas eyaletindeki merhum Michael De Bakey'in de başkanlık ettiği tıbbî araştırma merkezinde de zaman zaman yararlanılmaktadır.



Kafkasya'da kurulan bu kozmik bioenerji merkezinde müsbet potansiyelli (etkili) kozmik bioenerjinin muhtelif materyallere verilebilmesinin optimal rejimi tecrübe edilmektedir. Ayrıca bunların faydalı olduğu kozmik enerji ile ilgili teknik aletlerce tespit edilerek ilim merkezlerinin resmî raporlarıyla yayınlanmıştır.



Bu kozmik merkezde yapılan faaliyetlerden ortaya çıkan sonuçlara göre elde edilen bioenerjistik aktifliğe sahip her alanda istifade edilen bu materyallerin muhtelif proseslere ve alanlara etki mekanizmasının öğrenilmesi daha da geliştirilip bundan sonraki çalışma ve araştırmaların derinleştirilerek yapılması, bizi, bugün gelinen noktadan çok daha ileriye götürme konusunda umutlandırıyor.



Kozmik merkezde bugüne kadar yapılan deneme çalışmaları hastanelerde, kozmik araştırma merkezlerinde, üniversitelerde devam etmiş, bugün gelinen noktada Azerbaycanlı, Rus ve Türk araştırmacıların başarılı çalışmaları sonucunda tıp, sanayi ve tarım alanında müşahhas, elle tutulur sonuçlar elde edilmiştir.

Kozmik merkezde, ilk elde edilen "kozmik enerji etkili malzeme" özel bir "know-how" teknolojisi ile üretilmiştir. Bu teknolojiler; yapısında kozmik fezada bulunan 1016 mikrona kadar olan mikroorganizmaları üzerinde toplayan "özel fermentteki silikat bileşimleri" şeklinde izah edilebileceği gibi; bir başka deyişle kompleks iyonlu (Na, K, Ca v.s) alimosilikat tertipli "yüksek enerjili bir malzeme" şeklinde de izah olunabilir.

Bu malzeme SIO2, Al2O3; Na2O, SIO2 veya başka oranlarda aktif iyonların miktarını, amaca uygun formda seçerek malzemeye değişik, gerekli olan özellikler verilebilmektedir.



KOZMİK SU

Bu aktif iyonlar malzemelerdeki serbest su moleküllerine, keza kristalleşen su moleküllerinin H-OH bağlantısına etki ederek ve aralarındaki mesafeyi değiştirerek serbest radikallerin oluşmasına sebep olurlar. Bu arada tek olan hidrojen radikali çevreden absorbe edilen bazı bileşmelerden CH3, C6H5 ve ayrıca dengelenmemiş elektronları olan aktif ve kinetik serbestliğe sahip olan diğer radikallerin de oluşmasına sebep olabilmektedir.

Günümüz Teknolojısı ve Kozmık Enerjı

Bütün bu çalışmalarda tespit edilmiştir ki, kompleks iyonlu alimoslikatın terkibini oluşturan elemanların belli oranlarda malzemenin bütün hacminde radikallerin oluşması prosesi çevre ile sürekli bir temas ve kozmik ışınlanmanın sonucunda da bu temas aralıksız devam etmektedir.



İşte bu özellikten dolayı malzeme daima bioenerjik akümülatör gibi çalışıp, oluşturduğu, "Kozmik Enerji", "Radyo Dalgasını" gerekli olan materyallere veya gerekli görülen bütün canlı organizmalara transfer edilebilme imkan ve şartlarını sağlamaktadır.

Yapılan bütün bu ilmî çalışmalar sonucunda mevcut teorik teamüller ve anlayışlar, oluşan bu "kozmik bioenerjinin" potansiyel dalga karakterli bir hareketliliğe sahip olduğunu ve belli bir frekans aralığında yayıldığını bize göstermektedir.



Bu serbest radikallerin sinüsoidal hareket hız-frekansına ve radikaller arası mesafesi değiştirilmiş su moleküllerinin hareket hız-frekansına esas olarak yapılan hesaplamalar göstermiştir ki, kozmik bioenerjik şualanma 10....100 mikrometre aralıklar arasındaki dalga uzunluğunda ve 3,5.106-3,5.107 Hertz hız-frekans sınırında yer almaktadır. Bu "Hız Sınırı" canlı hücrelerin yaydığı enerji ile çok yakın bir ilişki ve ilgiye sahiptir.



İşte bu bioenerjik şualanmanın yukarıda tespit edilen parametrelerde olması, direkt olarak, hücre yüzeyinde yer alan prosesleri doğrudan etkilemektedir.



Bildiğimiz gibi hücre içindeki maddeler mübadelesinin (protein, albümün, karbohidrojen, karbohidroksit ve mineral mübadelesi) yer alması, hücrenin dış plazmatik membran tabakasının ultra mikroskobik mesamelerden hücrenin beslenmesi, yaşayıp büyümesi için hücreler arası sıvıda erimiş maddelerin geçmesi ve maddeler mübadelesi sonucunda oluşan atıkların ve ifrazatın dışarı atılması ile nitelendirilir. İşte bütün bu proseslerin normal olarak gerçekleşmesinde hücrenin "elektrik potansiyelinin" rolü esastır.



Çeşitli sebepler sonucunda oluşan "hastalanma" hallerinde hücre yüzeyinde biokimyevî proseslerin bozulması sonucunda hücre membranı ve hücrenin tamamen sıkılıp genişlemesi zorlaşır ve hücredeki atıklar ve diğer ifrazat toplanıp hücre içinde kalır.

"Bioenerjik şualanmanın" dalga uzunluğu "hücrelerin ölçüleri" ile kıyaslanabilecek ölçülerde olduğundan yani kıyaslanabileceğinden fermentlerin iştiraki ile gerçekleştirilen biokimyevi reaksiyonların hızı; bioenerjik dalga hızına uygun olduğundan dolayı hücrenin aktifleşmesi ve hücre içindeki maddeler mübadelesinin normalleşmesi mümkün olabilmektedir.

Eğer bioenerjik şualanma ile etkisi belli bir zaman içinde muntazam olarak devam edilirse hücrede enerji emilmesi-yutulması ile gerçekleşen biokimyevi reaksiyonlar hızlanır ve böylece enerjinin ayrılması ile gerçekleşen reaksiyonların aktifleşmesi sağlanır.

Sonuç itibariyle yukarıdaki bu proseslerin belli bir "nizam" ve "intizam" içinde gerçekleşmesi ile yeni hücrenin seviyesinde-yüzeyinde bir biokimyevî reaksiyonun yürümesi için gerekli olan enerjinin yanında bulunan diğer hücrede bir biokimyevi reaksiyon oluşturduğumuzda birbiriyle mübadele olur ve hücrenin metabolizması da böylelikle yenilenir (rezonans etki).



Böylelikle ortaya çıkarılan değişik parametrelerdeki kozmik bioenerjik şualanma ile ve şualanmış değişik formadaki materyallerle direkt hücre yüzeyinde bitkilerde ve hayvanlarda yer alan prosesleri etkileyerek "tedavi-proflaktik amaçla" insan sağlamlığının çeşitli alanlarında uygulanması mümkün olmaktadır.



Bundan başka değişik parametrelerdeki "kozmik bioenerjik şuaların-dalgaların" "toprak yapısına" uygulanmasıyla topraktaki iyonlaşma ile bio-ultra ses dalgaları meydana gelmesi sonucunda topraktaki "bütün canlılara" etki ettiği gibi onların yüksek inkişaflarına ve topraktaki insan sağlığına zarar veren "toksik" "atık, zararlı" maddeleri de parçalayarak yüksek enerjili canlı bileşimlerin oluşmasında da kullanılabilmektedir.



Bugüne kadar yapılan araştırmalarla sanayi alanında da değişik olumlu sonuçlar alınması "kozmik bioenerjik şua dalgaların" pek çok alanda uygulanma imkanı olduğunu göstermiş ve bu yapılan araştırmalar sonucunda ispatlanmıştır.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Beden Temizleme-Arınma Usulleri ve Zamanı

.
0 yorum

İnsan vücudunda kalın bağırsağı temizlemek için en etkili ve zararsız yöntemler, beslenme değişikliği, bitki alımı ve lavman uygulamasıdır. İlaç uygulaması zararlıdır. İlaç hızlı etki verir ama devamlı ve uzun kullanmanın yan etkileri vardır. Bunun sonucunda başka hastalıklar meydana gelir.
a. Detoks Lavman Uygulamasıyla Temizlenme
Lavman uygulaması günümüze kadar gelen en eski ve en etkili kalın bağırsak temizleme yöntemidir.
Aynı zamanda sadece kalın bağırsağı değil insan vücudunu da temizleyen bir yöntemdir. Uzak Doğu’nun eski kâdim tıp kitaplarından olan “Ayurveda” ve Tibet’in “Cut-Şi” kitabında lavman uygulaması ile çağdaş tıpta ameliyat öncesi operasyonlarda da kullanılabildiği gibi insan vücudunun % 80’inin temizlendiği kabul edilmiştir. Bunun için lavman uygulamasını belli bir zaman, sıra, usul ve dozla uygulamak gerekir. Lavman yöntemi günümüze kadar 80 ayrı uygulama şeklinde geliştirilmiş ve uygulanmaktadır. Bu uygulamalardan en kolay ve en etkili olanları şunlardır:


Kaynamış su
Tuzlu su
Bitki suyu
İdrar

Özel mikro lavman taze süt, yağ ile de temzileme yapılabilmektedir.


Kaynamış Su ile Lavman Detoks Uygulaması
İki buçuk litre su kaynayana kadar ısıtılır. Kaynayan su vücut ısısına gelene kadar soğutulur. İki kaşık limon suyu ve elma sirkesi ilave edilir. Öncelikle bu karışımın yarım litresi, sulu lavman setinin torbasına doldurulur. Lavman setinin hortumunun ağzı hafifçe yağlandıktan sonra anüse sokulur. Lavman setindeki suyun kalın bağırsağa dolması beklenir. Dolduktan sonra minimum 5 dakika su kalın bağırsakta bekletilir. Erken peristaltik hareket refleksi oluşursa boşaltım yapılır. Daha sonra hazırlanan karışımın iki litresi lavman setine doldurulur ve lavman işlemi için hazırlanılır.

Bu aşamada diz üstü durulur ve öne yere doğru eğilinir. Hortum ve anüs yağlanarak veya kremlenerek hazırlanır. Lavman seti, içindeki suyun rahatça kalın bağırsağa akması için 1-1,5 m. yükseğe asılır. Diz üstü durumda lavman setinin hortumu anüse yerleştirildikten sonra dirseklerin üzerine eğilerek alın yere değecek şekilde baş ve beden öne doğru yatırılır. Lavman setindeki bütün suyun kalın bağırsağa dolması beklenir. Daha sonra duruş pozisyonu hiç bozulmadan, lavman seti anüsten çıkarılır. Bu işlemden 1 dakika sonra vücut önce sağ tarafa 5 dakika yatırılır. Sonra sırt üstü yatarak bacaklar yukarı doğru kaldırılır ve suyun kalın bağırsağın dibine doğru gitmesi sağlanır. Bu konumda mümkün olduğu kadar durulduktan sonra boşaltım yapılır. Bu süre 7 gündür.

Tedavi amaçlı olarak 6 hafta programlı olarak da uygulanabilir. En çok ve pratik kullanım yöntemi bu yöntemdir. 40 gün sürerken bu sürede hayvansal gıda asla kullanılmamalıdır. Yüzyıllardır Türk ve İslâm tarihinde bu metot büyük öğreticilerce de kullanılmıştır. (Riyazet)

b. Bitkisel Beslenme ile Temizlenme
Amerikalı Dr. Walker beslenme ile tedavi konusundaki kitabında kalın bağırsak temizleme konusunu şöyle açıklamaktadır. “Eğer insanlar pişmiş yemek ile besleniyorsa, kalın bağırsak normal fonksiyonunu kaybediyor.” Bu sonuçlar bilimsel deneyler ile ispat edilmiştir. Bu beslenme tercihi nedeniyle günümüzde ideal ve sağlıklı kalın bağırsağa sahip insan bulmak imkânsızdır. Bu yöntemi tercih edenler ilk önce lavman, detoks vasıtası ile kalın bağırsağı düzenli bir şekilde yıkamalıdır. Daha sonra kalın bağırsağın fonksiyonunu normale döndürmek için çiğ taze sebze suyu içilir. Sebze suları temizleyici, meyve suları besleyicidir. Bunu asla unutmayalım. En uygun sebze suyu karışımı havuç, ıspanak ve kırmızı pancardır. Bu su kalın bağırsak ve ince bağırsak içindeki kasları ve sinirleri besler, güçlendirir ve yeniler.

Eğer bu malzemeler bir arada bulunamazsa her gün sadece havuç suyu veya o mevsimde bulunabilen sebzelerin suları içilebilir. Kalın bağırsağa normal peristaltik hareketini kazandırmak için öğle ve akşam yemek menüsüne yeterli miktarda sebze, meyve, kabuklu bulgur gibi lif bakımından zengin besinler eklemek gerekir. Bu gıdalar aynı zamanda kalın bağırsağın hareket fonksiyonunu yükseltmektedir. Lif yapılı besinler sindirim esnasında gelen safrayı yapılarına alarak emerler. Emilen safra kalın bağırsak duvarlarını rahatsız ederek peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Safra lifli besinlerden ayrılmadığı için tam boşaltım olmaktadır. Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlayan en etkili meyve ve sebzeler; incir, kara erik, üzüm, bütün kuru meyveler, havuç, pancar ve taze lahanadır. Yenen meyve ve sebzeler kalın bağırsağın içinde şişer, hacim ve kütle kazanır. Bu da peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Kolit hastası olanların sadece lahana tüketmesi doğru değildir.
Sebze ve meyve dışında kalın bağırsak sindirimine yardımcı olan diğer gıdalar: karpuz, kavun, bal, bitkisel yağ, kara ekmek, kabuklu buğday, kara pirinç ve bütün diğer meyve ve sebze sularıdır. Her gün 300-500 gr. bu meyve ve sebzelerin suları içilmelidir.

Eğer tüketilen sebze ve meyveler şişkinlik yapıyor ve gaz oluşturuyorsa, sadece haşlama sebze tüketilir. Mevsime uygun olan meyve ve sebzelerden az miktarda alınır. Gıdalar şayet gaz oluşumuna ve şişkinliğe sebep oluyorsa, taze fasulye, bezelye, soğan, lahana ve pancar gibi gıdalar haşlama ve sıcak, az pişirilmiş olarak yenebilir, çiğ olarak yenmemelidir. Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsızlıklarının çözüm yolu ise taze çiğ lahana suyuna patates suyu katarak içmektir. İlk başlangıçta vücudu alıştırmak için 150 gr. havuç ve 150 gr. lahana suyu, 150 gr. patates birlikte alınır. Bu uygulama 2-3 gün devam ettikten sonra 300 gr. lahana ve patates suyuna geçiş yapılır ve gaz oluşumu, reflü, ülser tamamen ortadan kalkana kadar devam edilir. Lahana suyunun içine tuz katılmamalıdır. Gaz oluşumuna destek olarak dışarıdan müdahale etmek için, karın üzerine papatya bitkisi ile ıslatılmış sıcak kompres, sıcak küvet, vücudu susam ve badem yağı ile yağlama uygulanabilir.


c. Aç Kalarak (Oruç) Temizlenme-Arınma
Amerikalı Dr. Paul Breakt’in yöntemine göre insan her hafta 1 defa 24 ile 36 saat aç kalmalı. O zaman insan organizması sindirim için enerji harcamaz. Metabolizma bu enerjiyi organizmanın tüm sistemlerini kontrol etmek ve sistemlerde oluşan zehirli maddeleri dışarı atmak için kullanır. Bunun sonucunda kalın bağırsak taşları yumuşar ve kalın bağırsak duvarından ayrılır. Eğer insan bu yöntemi kullanırsa kendi kendine koruma yapabilir. Aç kalma sürecinden sonra ilk yemek olarak çiğ havuç ve lahana salatası az yağlı olarak alınabilir. Bu maddeler kalın bağırsaktaki çamurları dışarı atar. Diğer yemekleri de sebze yemeği ağırlıklı olarak alabilirsiniz.

Bu yöntem yılda iki kez tekrarlanmalıdır. Lavman uygulaması yılın her zamanı yapılabileceği gibi, en uygun zamanı ilkbaharın mart, nisan ve mayıs ayları, sonbaharda ise eylül, ekim, kasım aylarıdır. Uygulama zamanı ay takviminde ayın hareketine göre ayarlanır.


Kaynamış Tuzlu Su veya Potasyum Permanganat ile Lavman Detoks Uygulaması
Kalın bağırsağı tam olarak temizlemek için bu yöntem 5-8 gün uygulanmalıdır. Bu yöntem, daha etkili ve kısa sürede sonuç veren bir yöntemdir. Uzman kontrolünde yapılmalıdır.


İdrar ile Lavman Detoks Uygulaması

Kalın bağırsak temizlemede en ideal yöntemdir. Uzman kontrolünde yapılmalıdır. 2 şekilde uygulanabilir.

a- Normal idrar ile lavman uygulaması:

b- Buharlaşmış idrar ile lavman uygulaması: Kalın bağırsağın temizlenmesinde en etkili yöntemdir ama çok dikkatli olunması gerekir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kozmik Beden Temizliğinin Vücuda Katkıları

.
0 yorum

Karın boşluğu içindeki suyun emilimini yapmaktadır.
Kalın bağırsak duvarlarına idrarın çok acı olması sebebi ile baskı uygular ve yapışmış olan polipler ve balgamları ayırmaktadır.



Kalın bağırsak duvarlarının yapısının stimule etmekte ve kendi kendine peristaltik hareketini geri kazanması için yardımcı olmaktadır.



İnsan vücudunda eskide beri gelen kronik kabızlıklarda Buharlaşmış idrar uygulaması iki ay içinde kronik kabızlıkları tamamen ortadan kaldırmaktadır.



Sadece 1-2 defa uygulamasından sonra bile tenye ve diğer patolojik rahatsızlıkları boşaltmaktadır. Kalın bağırsak mikroflorasının bozulmamasına ve zamanla tam ters olarak normal hale getiriyor.



Kalın bağırsak Ph ve mikroflorasının normale dönmesini sağlamaktadır. Kalın bağırsak duvarlarını ve peristal hareketinin düzenlenmesini sağlar.



Hemoroid, polip, paropraktit, helmintoz ve diğer parazitlerin yok olmasını sağlar.
Buharlaşmış idrarın yoğunluk seviyesi çok yükseldiği için Kalın bağırsaktaki, böbreklerdeki, pankreas, idrar kesesi duvarları ve cinsel organlardaki yapışmış olan suyu, balgamı (patolojik balgam), kötü hücre tabakasını emip temizlemektedir.



Kasık ve pelvis bölgesinde zayıf düşmüş olan kasların güçlenmesini sağlar.
Tüm boşaltım sistemlerini rahatlatır, en çok yutak ve gırtlak geçişini
Vücudu su tutmayan kişiler (Susuz vücut, Susuz kalmış)
Vücut ısınması kötü, ısı üretemiyor, extremitelerde soğukluk (Ayak ve el parmaklarında)
Sık sık kabızlık yaşayanlar, sık sık büyük tuvalete ilaç ile çıkanlar.
Yukarıda belirtilen ve (heyecanlı kişiler), hava ve boşluk elementi fazla oluşmuştur. (Patolojik rüzgar). Zayıf ve nazik yapılı vücuda sahip, cilt yapısı kurumuş deri dökümü var, devamlı üşümekte olan bu insan tiplerindeki kişiler tavsiye edilmektedir.
Fazla gaz oluşan, kabızlık veya fekalii (koyun pisliği gibi), bel ve kalça eklemi ağrıları, âdet bozukluk, sperm boşaltma azalmış durum, deri kuruluğu ve dökülme, üşenmek, güçsüz, deri rengi koyulaşmış, aşırı derecede zayıflamalara karşı etkilidir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kozmik Beden Temizliği / Lavman / Detoks

.
0 yorum

Kozmik beden temizliği yılda 2 defa genellikle kozmozdaki ay hareketlerine bağlı olarak ilkbahar ve sonbaharda yapılır.
Kozmik beden temizliği; ilkbaharda mart, nisan, mayıs aylarında, sonbaharda ise eylül, ekim, kasım aylarında ayın gökteki hareketine göre ayın 9. günü beklenir. 15. gün dolunayda kozmik beden temizliği, lavman, detoks, arınma yapılarak, karaciğer, safra ve kalın bağırsak temizliği yapılmış olur. Tecrübeler göstermiştir ki kozmik beden temizliği sonrasında kan değerlerinden başlayarak, bağışıklık sistemine kadar olağanüstü değişiklikler yaşanmıştır. Bedenin 60 yılda 10 yaş gençleşmesi sağlanabilmektedir.
Herkesin yalnız başına evinde yapabileceği 1 haftalık kozmik beden temizliği için yapılması gerekenlerin başında birinci olarak beslenme alışkanlığımızı değiştirmek gelir. İkinci olarak bedene alacağımız bitki sularıyla beslenmeyi uygulamamız, üçüncü olarak da bir hafta metodlu olarak sulu lavman, detoks uygulaması gelir. 7 gün 1 bardak zeytin yağı ve 1 bardak limon suyunu akşamları yudum yudum planlı olarak anlatıldığı gibi kullanıp içerek gece yatılır. Beden ve karaciğer sıcak tutulur. 8. gün yani ayın 15’inden 16’sına geçilen sabah lavman, detoks yaparak temizlenip, arınma gerçekleştirilir.



KALIN BAĞIRSAK, KARACİĞER VE SAFRA KESESİ TEMİZLİĞİ VE İYİLEŞTİRDİĞİ HASTALIKLAR
a)Kalın bağırsak hastalıkları :
Kabızlık, Gaz oluşumu, Polip, Hemoroid, Tenye, Kolit, Ülser, Boşaltım bozukluğu ritmi
b)Kalın bağırsak hasta olduğunda sebep olduğu hastalıklar :
Baş ağrısı, Derinin sivilce ile kaplanması, ağızda iltihap, gözlerde konünktivit, eklem iltihabı, karaciğer hastalıkları, sinusid, bronşit astım, dudak kabarıklıkları ve değişik oluşumlar. Aynı zamanda insan dili üzerinde de kabarıklık ve diğer oluşumlar oluşmaktadır. Ağız ve beden kokusu, ilgisizlik, uykulu, alt karın bölge ağırlık, karın şişme, ağrı, ses, iştahsızlık, prostatik ve düzensiz adet, karın hastalıkları.
Kalın bağırsak hastalıkları insan üzerinde devamlı bir rahatsızlık hissi vermektedir. İletişim bozuluyor, kara düşünce, eğer bu rahatsızlıkları yaşıyorsanız Kalın bağırsağı temizlemeye başlayın.
c) Karaciğer Hastalıkları :
Heatomegaliya (karaciğerde büyüme), Hepatit, Karaciğer yağlanma, Seroz.
d) Safra Kesesi Hastalıkları : Safrada çamur, kum ve küçük taşları, iltihap ve Safra Kesesi yolları bozuklukları.
e) solunum sistemi hastalıkları: akciğer hastalıkları
f) ayrıca; böbrek, mesane, dalak ve pankreas ile ilgili hastalıklar

SAFRA KESESİ TEMİZLEME USULLERİ
1- AMAÇ
İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alır. Günümüzde tüketilen gıdalar ve solunan hava sağlıklı değil. Aynı zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altında kalınıyor. Bu nedenle vücudun, metabolizma ritmi bozulur. Bu durum insan vücudunu psikolojik ve metabolik toksin içinde bırakır. İşte bu gibi nedenlerden dolayı insanlar hastalanmamak veya hastalıklardan korunmak için kendi vücudunu temizlemeye mecburdur.
30 yaşından sonra insan vücudunun temizlenme ihtiyacı daha fazla artmaktadır. Bunun sebebi bu dönemde koruma direncinin zayıflaması nedeniyle hastalık, rahatsızlık ve diğer olumsuzlukların oluşma oranının daha fazla olmasıdır. İnsan vücudunu koruma ve tedavi için psikolojik ve metabolik olarak temizlemek gerekir.
İnsan vücudunda fizyolojik temizleme sıralamasında ilk olarak kalın bağırsak, karaciğer ve safra kesesi gelmektedir
1. Kalın bağırsak:
Kalın bağırsak insan vücudunda emme, boşaltma, ayırma, mikroflora, ısıtma, enerji oluşturma, stimüle etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. İnsanların genel olarak algıladıkları gibi kalın bağırsağın sadece boşaltım fonksiyonu yoktur. Aynı zamanda kalın bağırsak bir gaita deposu değildir. İnsanlar doğru beslenmedikleri için metabolizmalarının diğer fonksiyonel özelliklerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedirler. Bu özellikleri tekrar kazanmak için kalın bağırsağı temizlemeye mecburdurlar. Kalın bağırsak temizlenmeden karaciğer temizliği yapılamaz.
b. Safra kesesi:
Safra kesesi karaciğerde üretilen safrayı depo eder. Safra bağırsaklardan sindirime katıldığında:

Sindirilmekte olan gıdaların asit seviyesini nötralize eder.
Yağların formatını değiştirir ve emilim için hazırlar.
Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlar.
Fazla kollestrinin dışarı atılmasını sağlar.
Karaciğerin safra üretimi beslenmeye göre değişiklik gösterir. Açlık ve vücut sıcaklığının artması üretilen safra miktarını azaltır. Bunun tem tersi şeklinde vücut sıcaklığı azalınca ve protein ve yağ bakımından zengin gıdalar alındığında safra üretimi yükselir. En fazla yağlı yiyecekler yükselmeye neden olur. Bu yüzden safranın üretimi insan metabolizması için önemlidir. Ne zaman karaciğer fonksiyonlarında bozukluk meydana gelirse safra üretimi de bozulur ve vücudun diğer fonksiyonları da bundan olumsuz yönde etkilenir.
Her insan doğru beslendiğini düşünebilir ama beslenmene kadar sağlıklı olsa da vücutta devamlı toksin oluştuğu için bu organları her sene en az 2 defa olmak üzere temizlemek gerekir. Bu temizleme belli bir usulle ve sıralama ile yapılır. Bu usul ve sıralamaya dikkat edilerek yapılan vücut temizliğiyle insan sağlığı korunabilir ve sahip olunan bazı hastalıklardan kurtulma söz konusu olur.
Bitkisel Beslenme ile Temizlenme
Amerikalı Dr. Walker beslenme ile tedavi konusundaki kitabında kalın bağırsak temizleme konusunu şöyle açıklamaktadır. ?
Eğer insanlar pişmiş yemek ile besleniyorsa, kalın bağırsak normal fonksiyonunu kaybediyor.? Bu sonuçlar bilimsel deneyler ile ispat edilmiştir. Bu beslenme tercihi nedeniyle günümüzde ideal ve sağlıklı kalın bağırsağa sahip insan bulmak imkânsızdır. Bu yöntemi tercih edenler ilk önce lavman, detoks vasıtası ile kalın bağırsağı düzenli bir şekilde yıkamalıdır. Daha sonra kalın bağırsağın fonksiyonunu normale döndürmek için çiğ taze sebze suyu içilir. Sebze suları temizleyici, meyve suları besleyicidir. Bunu asla unutmayalım.
Hergün sabahları uygulanacak olan sıkılmış sebze ve meyve suyunun En uygunu 500gr hazırlanmış havuç, , elma ve kırmızı pancar suyudur.
Bu su kalın bağırsak ve ince bağırsak içindeki kasları ve sinirleri besler, güçlendirir ve yeniler. Bu karışım her sabah içilmeli ancak aşağıdaki rahatsızları bulunanlar bu karışımın içine ekleme yapmalıdır.
Eğer bu malzemeler bir arada bulunamazsa her gün sadece havuç suyu veya o mevsimde bulunabilen sebzelerin suları içilebilir.
Kalın bağırsağa normal peristaltik hareketini kazandırmak için öğle ve akşam yemek menüsüne yeterli miktarda sebze, meyve, kabuklu bulgur gibi lif bakımından zengin besinler eklemek gerekir..
Bu gıdalar ayni zamanda kalın bağırsağın hareket fonksiyonunu yükseltmektedir. Lif yapılı besinler sindirim esnasında gelen safrayı yapılarına alarak emerler. Emilen safra kalın bağırsak duvarlarını rahatsız ederek peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Safra lifli besinlerden ayrılmadığı için tam boşaltım olmaktadır
Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlayan en etkili meyve ve sebzeler; incir, kara erik, üzüm, ceviz, hurma gibi kuru meyveler, havuç, pancar ve taze lahana ve mevsimlik sebzelerdir. Yenen meyve ve sebzeler kalin bağirsağin içinde şişer, hacim ve kütle kazanır. Bu da peristaltik hareket refleksinin oluşmasini sağlar. Kolit hastasi olanlarin sadece lahana tüketmesi doğru değildir.
Sebze ve meyve dişinda kalin bağirsak sindirimine yardimci olan diğer gidalar.
Bal, bitkisel kabuklu buğday lapası, bütün diğer meyve ve sebze sularidir.
Her günboyunca 300-500 gr. bu meyve ve sebzelerin suları içilmelidir.
Eğer tüketilen sebze ve meyveler şişkinlik yapiyor ve gaz oluşturuyorsa, sadece az haşlama sebze tüketilir.
Mevsime uygun olan meyve ve sebzelerden az miktarda alinir
Gidalar şayet gaz oluşumuna ve şişkinliğe sebep oluyorsa, taze fasulye, bezelye, soğan, lahana ve pancar gibi gidalar haşlama ve sıcak, az pişirilmiş olarak yenebilir, çiğ olarak yenmemelidir.
Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsizliklarinin çözüm yolu ise taze çiğ lahana suyuna patates suyu katarak içmektir.
Sabahları içilecek olan sebze ve meyve suyu terkibi;
İlk başlangiçta vücudu aliştirmak için150gr.kırmızı pancar , 150 gr. havuç ve 150 gr.elma suyu ile yapılır. Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsizliklarinin çözüm yolu isebu karışımın içine taze çiğden150gr lahana suyu, 150 gr. Patatesle birlikte alinir. .
Toplam 500 gr olarakçiğden sıkılan bu karışım beden ısısında ve içine bir çay kaşığı saf zeytin yağı karıştırılarak yudum yudum içilmelidir.
Not: Bu karışımın içine bitkisel karışım iksir "Alveo"dan her bardağa 2'şer ölçek katılarak kullanmak faydalı ve uygun olacaktır.

Bu esas uygulamaya 2-3 gün devam ettikten sonra 300 gr. lahana ve patates suyuna geçiş yapilir ve gaz oluşumu, reflü, ülser tamamen ortadan kalkana kadar devam edilir.
Lahana suyunun içine tuz katilmamalidir. Gaz oluşumuna destek olarak dişaridan müdahale etmek için, karin üzerine papatya bitkisi ile islatilmiş sicak kompres, sicak küvet, vücudu susam ve badem yaği ile yağlama uygulanabilir.
Not : Her sabah içilen çiğden sıkılmış sebze ve meyve sularının her bardağına 2 ölçek ALVEO Bitkisel İksir katılması , Ayrıca akşamları yatmadan 1 bardak suya 1 ölçek ALVEO Bitkisel İksir katılması ve COSMIC bitkisel karışım tablet ürünlerinden Alfa, Soya, Kapari, Spirulina’nın kulanılması tavsiye edilir.
önemli Not :
Kozmik Beden Temizlik uygulamasında Kaynatılmış su ile Lavman detoks yapmayı uygun görüyoruz.

1) Kaynatılmış Su ile Lavman Uygulamasi

(Dr. N. Walker)
Yatmak üzere iken kaynatılan 2 Lt Su sabaha kadar beden isisina gelene kadar soğutulur. İki ÇORBA kaşığı limon suyu ve elma sirkesi ilave edilir. Öncelikle bu karişimin yarim litresi, lavman setinin torbasina doldurulur. Lavman setinin hortumunun ağzina ve anüse hafifçe vazelin - krem veya zeytin yağı sürülüp sonra anüse sokulur. Lavman setindeki suyun kalin bağirsağa dolmasi beklenir. Dolduktan sonra minimum 5 dakika su kalin bağirsakta bekletilir. Erken peristaltik hareket refleksi oluşursa boşaltim yapilir. Daha sonra hazirlanan karişimin iki litresi lavman setine doldurulur ve lavman işlemi için hazirlanilir.
Bu aşamada diz üstü durulur ve öne yere doğru eğilinir. Hortum ve anüs kremlenerek hazirlanir. Lavman seti, içindeki suyun rahatça kalin bağirsağa akmasi için 1-1,5 m. yükseğe asilir. Diz üstü durumda lavman setinin hortumu anüse yerleştirildikten sonra dirseklerin üzerine eğilerek alin yere değecek şekilde baş ve beden öne doğru yatirili

Lavman setindeki bütün suyun kalin bağirsağa dolmasi beklenir. Daha sonra duruş pozisyonu hiç bozulmadan, lavman seti anüsten çikarilir. Bu işlemden 1 dakika sonra vücut önce sağ tarafa 5 dakika yatirilir. Sonra sirt üstü yatarak bacaklar yukari doğru kaldirilir ve suyun kalin bağirsağin dibine doğru gitmesi sağlanir.şekil 2
Bu konumda mümkün olduğu kadar durulduktan sonra boşaltim yapilir.
Bu yöntem yılda iki kez tekrarlanmalıdır. Lavman uygulaması yılın her zamanı yapılabileceği gibi, en uygun zamanı ilkbaharın mart, nisan aylarıdır. Uygulama zamanı ay takviminde ayin hareketine göre ayarlanır.

2- Lavman Uygulamasi Zamani
Kalin bağirsak temizleme için her mevsim uygundur. En uygun zaman ilk ve sonbahar mevsimleridir. Ay dolaşiminin insan üzerindeki biyoritmik etkisine göre, kalin bağirsak temizleme için en uygun zaman yeni ay başlangicindan dolunay oluncaya dek geçen zamandir. Kalin bağirsaği temizlemek için sabahlari 05-07 saatleri arasi veya akşam güneşin batişindan sonraki zaman tercih edilmelidir.
Lavman ve detoks ile Kozmik Beden Temizliği uygulaması 7 gün her sabah 5-7 arası yapılır. Aksi bi durumda aksama yaşanırsa veya iş durumunuza bu saat uymuyorsa akşam güneş batınca yapılabilir.
7. gün beden ısıtılır , mümkünse hamama gidilir , Karaciğer , Safra ve Kalın bağırsak , Böbrek , Dalak , Akciğer ve Pankreas ısıtılır. Saat 20:00 den sonra önceden hazırlanmış özel saf 1 bardak 150 gr. Zeytin yağı yudum yudum 20 dk gibi bi sürede 1 bardak 150 gr.taze sıkılmış limon suyuyla birlikte 1yudum zeytin yağı 1yudum limon şeklinde veya karıştırılarak yudum yudum içilir.
Sonra nefes teknikleri yani burnun sol tarafından nefes alıp tutup biraz bekledikten sonra sağından verilir daha sonra aynı işlem sağdan alınıp beklenip soldan verilerek bu işleme 20 dk devam edilir.bu hareket diz üstünde namaz şeklindeki gibi oturularak yapılır.
Not: Alveo bulamayan veya kullanmayanlar sadece belirtilen terkipli suylada temizlik yapabilirler.
Bu sırada karaciğer ve karın bölgesine termoform konularak sıcak tutulur.Bu pozisyonda önce yarım saat sağ tarafa sonra sol tarafa dönerek Termoformla ısıtma devam ettirilerek uyunur.
8.yani pazartesi günü sabah Dolunay günün sabahı 05-07 arası yukarıda tarif edildiği şekli ile Sulu lavman seti ile detoks yani arınma yapılarak Kozmik Beden temizliği tamamlanmış olur.
8. gün ve sonraki günlerde yemek düzenine , saatine , şekline ve türüne dikkat ederek beslenmeli daha çok hayvansal gıdalardan uzak Sebze , Meyve yenmeli ve suları içilmelidir.

8. gün tam bir boşaltma yapılmadığını düşünenler ve diğerleri 9. gün sabahı da Lavman yapabilirler.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Ahmet Maranki'den Bir Başarı Daha

.
0 yorum

Maranki Hocamız, "Kozmik Bilim Işığı'nda Şifalı Bitkiler" kitabıyla "En Çok Satanlar" listesinde ikinci sıraya yerleşti.
28/01/2009 - 19:20
Cosmic Bilim çalışmalarıyla yediden yetmişe herkesin ilgisini çeken Prof. Dr. Ahmet Maranki bir başarıya daha imza attı.

Ahmet Maranki ve eşi Elmas Maranki'nin birlikte kaleme aldığı müthiş eser "Kozmik Bilim Işığında Şifalı Bitkiler", çeşitli kitap satış mağaza zincirlerinden alınan bilgilere göre, "En Çok Satan Kitaplar" listesinde ikinci sıraya yerleşti. Prof. Dr. Maranki ve eşinin kitabının başarısı basında şöyle yer aldı:

"Ahmet Maranki ve Elmas Maranki'nin satış grafiği her geçen hafta yükselen kitabı, Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar'ını da solladı ve gözünü zirveye dikti. Zar Adam ise düşüşe geçti.

Haber 7 Kitap Dünyası ve strateji ortağı www.ilknokta.com sitesi dağıtımcı rakamları ve kitap satış zinciri mağazalar zincirlerinden aldığı rakamlarla hazırladığı her türlü tartışmaya kapalı reklam ve spükalasyon kaygısı gütmeyen çon satılan kitaplar listesinde bu hafta da Ayşe Kulin'in Umut'u zirvede.

Ama dikkat çekici bir yükseliş trendinde olan Ahmet Maranki ve Elmas Maranki'nin Şifalı Bitkileri onu da tahtından etmeye aday görünüyor...

Üstelik bazı ünlü yayınevleri bu kitabın rüzgarından etkilenerek alternatif kitapları raflara tekrar çıkarttığı halde hiç biri onun satış hızına yetişemiyor. Kelimenin tam anlamıyla bir Marankimania olgusu yaşanıyor...

1- Umut - Ayşe Kulin - Everest Yayınları


2- Şifalı Bitkiler - Ahmet Maranki, Elmas Maranki - Mozaik Yayınları


3- Bab-ı Esrar - Ahmet Ümit - Doğan Kitap


4- Ozan Beedle'ın Hikayeleri - J.K. Rowling - Yapı Kredi Yayınları


5- Son Ada - Zülfü Livaneli - Remzi Kitabevi


6- Tutulma - Stephenie Meyer - Epsilon Yayınevi


7- Cahillikler Kitabı - John Lloyd,John Mitchinson - NTV Yayınları


8- Kıt'a Dur - Şamil Tayyar - Timaş Yayınları


9- Tarih-Lenk - Y. Hakan Erdem - Doğan Kitap


10- Apokrifal - Aydoğan Vatandaş - Timaş Yayınları


11- Zar Adam - Luke Rhinehart - Pegasus Yayıncılık


12- Luisito - Susanna Tamaro - Can Yayınları


13- Olasılıksız - Adam Fawer - April Yayıncılık


14- İhaneti Gördüm - Erdal Sarızeybek - Pozitif Yayıncılık


15- Osmanlı'nın Mahrem Tarihi - Mustafa Armağan - Timaş Yayınları


16- Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk - İletişim Yayınları


17- Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır - John Izzo - Pegasus Yayıncılık


18- Bu Yıl Farklı Olacak - Maeve Binchy - Doğan Kitap


19-La / Sonsuzluk Hecesi - Nazan Bekiroğlu - Timaş Yayınları


20- Talat Paşa'nın Evrak-ı Metrukesi - Murat Bardakçı - Everest Yayınları."

Kaynak: Haber7

Klik disini untuk melanjutkan »»

stres-hiperaktivite ve depresyon için

.
0 yorum


Prof. Dr. Ahmet Maranki stres ,hiperaktivite ve depresyona karşı bitkisel çözüm önerilerini açıkladı:

1- Stres ve gerginliğe karşı ; yeşil çay demlerken içine 3-4 adet tane karanfil atın. İyi bir sakinleştirici ve aynı zamanda yorgunluk gidericidir.

2- Yarım litre suya 5 gr. Kediotu (Valeriana officinalis) koyup 5 dakika kaynattıktan sonra sabah akşam 1 fincan için.

3- Her gün 5 tane badem yiyin ve sabah yüzünüze badem yağı sürün.

4- Depresyon ve hiperaktiviteye karşı 1 litre suyun içine 5 gr tane kimyon ve 5 gr. sarı kantaron koyup 15 dakika kaynatın. Günde 2-3 su bardağı için.

Prof. Dr. Ahmet Maranki

Klik disini untuk melanjutkan »»

Öksürük için pratik bitkisel formüller

.
0 yorum

Uzun süren öksürükler bir rahatsızlık değil,çeşitli hastalıkların belirtisidir. Her hangi bir tıbbi hastalığa bağlı olmayan uzun süreli öksürükler için birtakım bitkisel tedaviler uygulanabilir.


Okaliptüs,nane, ıhlamur, zencefil, meyankökü hapları ve şurupları. c vitamini, ıhlamur, zencefil, şahtere, hibiskus, meyankökü öksürük için yararlı bitkilerdir.


Ihlamur, zencefil, meyankökü beraber kaynatıldığında etkisi büyük olmaktadır.Yulaf samanı çayı ile üzerlik tohumu da kronik bronşite ve öksürüğe iyi gelmektedir.



Öksürük için pratik bitkisel formüller:

* Malzemeler:
2-3 parça parmak ucu kadar zencefil,
iri bir tutam ıhlamur,
1 çay kaşığı hibiskus,
1 çay kaşığı şahtere otu

Uygulanışı: Malzemeleri 1 su bardağı kadar suyun içinde 3-4 dakika kaynatın.2-3 dakika kısık ateşte demlendirildikten sonra için.

Şekeri fazla kullanmak doğru değildir. Çaya nöbet şekeri konulduğunda öksürüğü azaltır.

* Günde 2-3 kez meyan kökü çiğnemek de faydalıdır.

* Zencefil, kekik ve alerjik kökenli olmayan öksürükte karabiber yararlıdır.



* Kronik öksürük için 2 tane kara turp, kabak oyacağı ile 5-6 yerinden oyulur. oyukların içerisine bal doldurulur ve sadece oyukların üzeri turp parçalarıyla kapatılarak 24 saat bekletilir.Daha sonra içindeki sıvı şişeye doldurulur ve günde 3 çorba kaşığı içilir.

* Kuşburnu, ısırgan, zencefil, şahtere ve hibiskus çaylarını içmek de yararlıdır.

* Ebegümeci kaynatılır,içine zeytinyağı ve limon ilave edilerek bol bol yenirse göğsü yumuşatır.Öksürüğü hafifletir ve balgamı söker.

*Toz zencefil ile bal karıştırılarak yenilirse öksürüğe iyi gelmektedir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Behçet hastalığı için kişniş-kara kimyon kürü

.
1 yorum

Prof. Dr. Ahmet Maranki, Behçet hastalığı için kişniş-kara kimyon kürünü tavsiye ediyor :

Hazırlanışı: Yarım litre kaynar suyun içine 10 gram toz kişniş koyarak 5-6 dakika daha kaynatın. Elde ettiğiniz sudan bir su bardağı sabah , bir su bardağı da akşam için. Bu uygulamayı 7 gün yapın.

Bu uygulamaya ilave olarak geceleri yatmadan önce bir çay kaşığı toz kişnişi ağzınızda yaralarınızın üstünde gezdirin.

Taze kişnişi ağzınızda çiğneyin. yaralarınız üç günde iyileşecektir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hangi mevsimde hangi ne yenir ?

.
0 yorum

OCAK

Balık: Kefal, tekir,kırlangıç, istrongilos, levrek,





Sebze: Kereviz, lahana, brüksel lahanası, brokoli, havuç, pırasa, ıspanak, pazı, kara turp, kırmızı turp




Meyve: Elma, nar, portakal, armut, ayva, greyfurt




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Sebze ve et suyuyla hazırladığınız çorbaları sofranızdan eksik etmeyin. Hareketsiz geçirdiğiniz soğuk kış günlerinde çorbalar bağırsak sisteminizi düzene sokar. Soğuk havalarda vücuda direnç veren balık ve baklagiller de en çok tüketilmesi gereken yiyeceklerdendir.




ŞUBAT


Balık: Uskumru, istavrit, lüfer, palamut, tekir, kefal, kalkan, gümüş balığı,





Sebze: Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, pazı, ıspanak, pırasa, pancar, defne yaprağı, havuç, turp.





Meyve: Elma, portakal, muz, armut, greyfurt, ayva.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kansere karşı etkili lahanagilleri (lahana, brüksel lahanası, karnabahar ve brokoli) sık sık tüketin. Bol beta-karoten içeren havuç ile salata, zeytinyağlı yemek veya havuç suyu hazırlayın.




MART


Balık: Levrek, kalkan, kefal




Sebze: Ispanak, havuç, pırasa,kırmızı turp, brokoli.




Meyve: Elma, muz




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Mart, hafif beslenmeye ve diyet yapmaya başlamak için ideal bir aydır. Mart, aynı zamanda ilkbahara geçtiğimiz aydır. Bu nedenle hafif ve bir o kadar da direnç veren besinleri tüketmeye özen göstermeniz gerekir. Balık, ızgara et, sebze ve meyveleri bol tüketmelisiniz.




NİSAN


Balık: Kalkan, kılıç, kırlangıç, tekir, barbunya
Sebze: Taze soğan, taze sarımsak, kuşkonmaz,taze kekik, bakla, marul.




Meyve: Can erik




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kuzu etinin en taze ve lezzetli zamanıdır. Bahar aylarında et olarak kuzu eti tercih edilmelidir. Sütlü hafif tatlılar yiyin. Sabah kahvaltılarında ve geceleri yatmadan önce bir bardak süt içmelisiniz. Hafif fakat sağlıklı beslenerek ve açık havada düzenli yürüyüşler yapıp fazla kilolarınızı verebilirsiniz.




MAYIS





Balık: Barbunya, levrek, kılıç, kırlangıç, dilbalığı,





Sebze: Enginar, bakla, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci, domates, salatalık.





Meyve: Çilek, yeşil erik, malta eriği, dut.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Çilek ömrü kısa olan bir meyvedir. İçinde bulunan zengin vitaminler (özellikle de C vitamini) ve mineraller sayesinde ani enerji verip, bahar aylarında ortaya çıkabilen yorgunluk belirtilerini giderir.




HAZİRAN





Balık: Mercan, levrek, barbunya.





Sebze: Enginar, taze patates, taze fasulye, bakla (ayın ortasına kadar), bezelye, kabak, patlıcan, sivribiber, domates, salatalık, kuzu ıspanak, semizotu, rezene, marul, üzüm yaprağı, taze soğan, taze sarımsak, dereotu, dolmalık biber, çalı fasulyesi.





Meyve: Kiraz, yeşil erik, malta eriği, kayısı, şeftali, dut.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kısa ömürlü dut ve kiraz bu ayda bol bol tüketilmelidir. Her ikisi de zengin vitamin ve mineral kaynağıdır.




TEMMUZ





Balık: Sardalye, barbunya, tekir, ıstakoz, böcek, pavurya.





Sebze: Domates, salatalık, bezelye, dereotu, kum havucu, taze fasulye, kuzu ıspanak, kabak, patlıcan, semizotu, sivribiber, dolmalık biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi.





Meyve: Kayısı, şeftali, kavun, sarı erik, karpuz, ahududu, vişne.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Semizotu, balıktan sonra en çok omega-3 içeren sebzedir. Vücut tarafından üretilmeyen bir yağ asidi olan Omega-3, kalp hastalıklarına, zihinsel karışıklığa ve bunamaya karşı ekilidir.




AĞUSTOS





Balık: Çingene palamudu, mercan, kılıç, sardalye.





Sebze: Domates, salatalık, patlıcan, dolmalık biber, çarliston biber,sivribiber, taze fasulye, barbunya fasulyesi, kabak, mısır, kırmızı salçalık biber.





Meyve: Kayısı, kavun, kırmızı erik, şeftali, vişne, böğürtlen, karpuz, incir, mürdüm eriği, üzüm.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Yaz meyve ve sebzelerinin en olgun zamanıdır. Bol meyve yemelisiniz. Bunun yanısıra balık, zeytinyağlı sebze, hafif soslu makarnaları günlük öğünlerinize paylaştırın.




EYLÜL





Balık: Palamut, lüfer, kılıç, sardalye, kolyoz, kırlangıç.





Sebze: Mantar, patlıcan, mısır, pazı, biberiye, barbunya fasulyesi,kabak, dolmalık biber, kırmızı salçalık biber.





Meyve: Mürdüm eriği, fındık, kavun, karpuz, incir, üzüm.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Eylül, kışa hazırlık ayıdır. Vücudu soğuk mevsime hazırlamak gerekir.Bol balık, sebze, meyve ve makarna gibi enerji verici karbonhidratlar ağırlıklı beslenin. Mürdüm erik ve fındığı her gün belli bir miktar tüketmeye özen gösterin.

EKİM


Balık: Palamut, lüfer, istavrit, barbunya, kılıç, mercan, sardalye.


Sebze: Mantar, fındık, ceviz, ıspanak, yerelması, pırasa, lahana,kıvırcık salata, kırmızı turp, karnabahar, havuç.


Meyve: Armut, ceviz, üzüm,elma, greyfurt, mandalina, muz.

Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Ekim ayında omega-3 içerikli cevizin tam zamanı. Cevizi bu aylarda bol bol tüketin. Ayrıca mantarlı nefis yemekler pişirebilirsiniz. Mantar, balık, et ve sebzelere çok yakışır. Mantarı ızgarada üzerine peynir serperek pişirip kahvaltıda da yiyebilirsiniz.




KASIM





Balık: Mezgit, ringa





Sebze: Balkabağı, kabak, lahana, kereviz, pırasa, yerelması, havuç,ıspanak, karnabahar, pazı.





Meyve: Ceviz, kestane, üzüm, elma,muz, mandalina, nar, armut, kivi,greyfurt, Trabzon hurması.




Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kasım ayında balkabağından bol bol yararlanın. Çorbası, tatlısı ve pastası ile nefis lezzetler hazırlayabilirsiniz. Balkabağını ayrıca etli sebze yemeklerine de ilave edebilirsiniz. İçerdiği bol beta-karoten sayesinde kansere karşı etkili bir sebze.




ARALIK





Balık: Levrek.





Sebze: Balkabağı, lahana, yerelması, pırasa, brüksel lahanası,karnabahar, ıspanak, kereviz, havuç, pazı, kara lahana.





Meyve: Elma, mandalina, portakal, nar, armut, muz, kivi, kestane,greyfurt, ayva, Trabzon hurması.


Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:

Soğuk algınlığı hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslenin.Portakal veya greyfurt suyu için. Ispanak, baklagil, et, yoğurt, muz,elma ve kuruyemişleri bol tüketin.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Elmas Maranki noktalarla masaj

.
0 yorum

Nokta Masajı Hakkında Temel Bilgiler


Uygulama Usulleri


Geleneksel Asya tıbbında organizmada “Chi Enerjisi” (yaşam enerjisi) dolaştığı kabul edilir. Sistemler ve organlarda bu enerji dengeli bir şekilde bulunur. Asya tıbbı, organizmanın sadece bir bölümüne değil; tamamına bakmaktadır.


Bir hastalık oluştuğu zaman sadece hastalıkla ilgili belirtilere değil; bulunulan ortamın bedene nasıl bir etkisi olduğuna da bakılır ve ona göre teşhis konulur. Terapide amaç iç ortam ile, dış ortamın uyumunun sağlanmasıdır.


Asya tıbbında yaşam noktalarına etki eden 12 adet çift, 2 adet de tek enerji kanalı bulunmaktadır. Her organ ve sistemin bu düzene göre kendi yaşam enerjisi vardır. Bütün organların enerjisi birleşerek organizmanın bütün olarak yaşam enerjisini oluşturmaktadır.


Bu enerji de zaman içinde sıra ile bütün organları dolaşır. Yaşam enerjisinin bu ritmi-döngüsü uyumlu ise organizma sağlıklı demektir. Şayet bu döngüde ritim bozulması meydana gelirse hastalıklar oluşmaktadır.


Her organın aktif (yüksek enerji) ve pasif (düşük enerji) dönemi vardır. Bir organın aktif olduğu durumda, başka bir organ pasif duruma geçer. “Ying-Yang” öğretisi bu enerji sistemini temsil eder. Zıt güçler sembolik olarak gösterilmektedir.


Ying: Negatif (-), ana başlangıç, pasif, nemli, soğuk, karanlık, saklanmış, değişken, su tarafından temsil edilir. Ay ve gece gücüne sahiptir.


Yang: Pozitif (+), baba başlangıç, aydınlık, aktif, kuru, parlak, sıcak, yaratıcı olarak temsil edilir. Güneş ve ateş gücü vardır.


İnsan organizmasında Ying ve Yang birbirleriyle zıt olduğu için mücadele halindedir. Organizmanın sağlığını bu Ying ve Yang arasındaki enerji dengesi sağlar.


Ay + gece = Ying


Güneş + gündüz = Yang


İnsan organizması için Ying ve Yang ayrı karakteri temsil eder. Organizmada bazı hallerde Ying bazı hallerde Yang durumu olur. Mesela sıcak iklimde insan Yang durumundadır. Sebze ile beslenmelidir. Soğuk iklimde ise durum tam tersidir. Sıcak ve etli yemekler yenilebilir çünkü Ying durumu söz konusudur.


Her organın bir tadı vardır. Karaciğer ekşi, kalp acı, akciğer acı ama karabiber gibi, dalak tatlı, böbrek ise tuzlu tattadır.


Yang kanallar enerji üreten organlardan oluşur. Mide, ince ve kalın bağırsak, safrakesesi, idrar kesesi ve üçlü ısıtıcı gibi Yang organlar enerji üretir ve diğer organlara verirler. Ying organlar ise depo gibidir. Akciğer, dalak, pankreas, karaciğer, böbrek, kalp gibi Ying organların da enerjiyi toplama ve vücudu koruma görevleri vardır.


Bütün Ying-Yang kanallar birbirleriyle bağlantılıdır. Ön orta kanal bütün Ying organlara ve enerji hatlarına, arka orta kanal Yang organlara ve enerji hatlarına yöneticilik yapar.




Vücutta enerji kanalları dolaşım sistemine simetriktir. Uzak Doğu tıbbı 5000 yıl önce yaşam ritmi (biyoritim) kelimesini kullanmıştır. Organların birbiriyle biyoritm içinde çalıştığını, mevsimlere ve kozmosa bağlantılı olarak hareket ettiğini, organların pasif ve aktif vakitleri olduğunu belirlemiştir.


Örneğin; Akciğer 3-5 aktif 15-17 pasif vaktidir. Mesane 15-17 aktif 3-5 pasif vaktidir. Hastalıkların teşhis ve tedavisinde bu durum göz önüne alınır. Örneğin; hastaya ilaç verirken maksimum etki göstermesi için ayın durumu ya da hedef organın aktif zamanı dikkate alınmalıdır.


Dolunay zamanı hastaya verilen ilaç etkisini göstermez. Aynı şekilde hedef organın pasif zamanında da durum aynı olur. Güneş, toprak ve ay birbirleriyle bağlantılıdır ve belli bir ritimleri vardır.


Gün ve gece değişimi, ay değişimi, mevsim değişimi de organizmayı etkiler. Masaj terapisine başlanmadan önce biyoritmik durum ve genel gezegen ritmine bakılmalıdır. Aynı durum tıbbi tedavi (ameliyat vb.) için de geçerlidir.


İnsanların yaşadığı duygular organlarını da etki eder. Öfke, karaciğere, sevinç, kalbe, çok düşünmek ve araştırmak dalak ve pankreasa etki eder. Çile ve özlem duygusu akciğeri, korku böbrekleri etkiler.


İnsan tabiatın bir parçasıdır. Kainatın bir numunesidir.


Nokta Masajında Temel Yöntemler


a. Çizgisel Ovuşturma (Tuy)

b. Çimdikleme (Na)

c. Kısa Fasılalarla Bastırma (An)

d. Dairesel Ovuşturma (Ju)

e. Noktayı Ovuşturma (Mu)

f. Noktaya Bastırma (Tzen)

g. Noktada Sürtme (Ka)

h. Çizgisel Masaj (Tuy)

ı. Yuvarlama (Guen)

i. Vibrasyon (Tzen)

j. Uzun Süreli Bastırma (Tsia)

k. Hafif Vurmalar (Tszu)

l. Piston Sürtme (Shuy)

m. Hafif Dokunmalar (Tuy)

n. Hafif Dokunmalar ve Hafif Vurmalar (FuFa)





Fizyoterapist ve Bio-enerji Uzmanı


Elmas Maranki

Klik disini untuk melanjutkan »»

28 Ocak 2009 Çarşamba

29 Ocak Saat 19.30 Küçükçekmece Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'nde

. 28 Ocak 2009 Çarşamba
0 yorum

Zihinsel ve bedensel uyumu hayatının her noktasına başarıyla taşıyan Prof. Dr. Ahmet Maranki, sağlıklı yaşamın ipuçlarını verecek.29 Ocak Saat 19.30 Küçükçekmece Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'nde. Bilgi tel:5985523
12/01/2009 - 19:23
29 Ocak Saat 19.30 Küçükçekmece Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'nde

Bilgi:5985523

Zihinsel ve bedensel uyumu hayatının her noktasına başarıyla taşıyan ünlü yazar ve bilim adamı Prof. Dr. Ahmet Maranki, sağlıklı yaşamın ipuçlarını verecek.

Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. İ.Ü. Tasarım ve Endüstri Mühendisliği’nde lisans, İ.Ü. Sosyal Siyaset Bölümü’nde Yüksek Lisans, aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu. Uzun yıllar kaldığı Azerbaycan'da, çalışmalarıyla "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçildi. Kafkasya ve Azerbaycan'da kaldığı bu sürede, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını aldı.
"Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliği görevini üstlendi. Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, son eserlerinden "Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam enerjisi" kitabı bugüne kadar 3 yılda 78 baskı yapmıştır.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Bin Derde Deva Bitki; Mantar!

.
1 yorum

İçeriğinde şeker ve yağ miktarı oldukça az olan mantar bitkisi,bir çok hastalığa deva niteliğinde...
22/01/2009 - 22:27
Pamukkale Üniversitesi Mantar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kudret Gezer, mantarın insan vücudu için çok önemli bir besin kaynağı olduğunu belirterek, mantarda bulunan bileşiklerin 'Sarcoma-180' adı verilen tümörlerin gelişmesini yüzde 80 oranında durdurduğunu söyledi.

Protein miktarı yüksek, içeriğinde şeker ve yağ miktarı oldukça az olan mantarın, diyet için de ideal bir besin olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Gezer, "Yağ ve karbonhidrat miktarı düşük olduğu için kalp ve damar hastalıklarında tavsiye edilebilir. 100 gram mantarda bulunan protein oranı, aynı miktardaki sütteki protein ile eşdeğerdir. Ayrıca 100 gram mantardan alınan 2-5 gram protein, vücutta depolanmadan günlük olarak harcanırken, 100 gram hayvani gıdadan alınan 3-8 gram protein vücutta depolanarak damar çeperinde birikir ve kalp-damar hastalıklarının sebeplerinden biri olabilir" şeklinde konuştu.

PAÜ Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Kudret Gezer, aynı zamanda sakinleştirici özelliği olan mantarın içeriğindeki folik asitin kansızlığa da iyi geldiğini kaydederek, "Şeker hastalarının, böbrek ve karaciğer rahatsızlığı olanların mantarı tüketmelerinde yarar var" dedi.

Pamukkale Üniversitesi Mantar Araştırma ve Uygulama Merkezi (PAÜMMER) laboratuarında misel üretim çalışmaları, mikroskobik yapı çalışmaları, havalandırma, nemlendirme ve ısıtma sistemlerinden oluşan kontrol sistemleri uygulanması ve araştırılmasının yapıldığını belirten Gezer, merkezdeki uzmanların, Türkiye'de de yenilebilir ve yenilemeyen 2 bin 500 mantar çeşidinin bulunduğu dikkate alındığında, merkezin çalışma esasının Türkiye'deki mantar çalışmalarının eksikliğini gidermesi açısından önemli olduğunu söyledi.

Merkez olarak yaptıkları çalışmalarda Honaz ilçesinde 122, Başkarcı beldesinde de 100'den fazla mantar çeşidine rastladıklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Gezer, Buldan, Babadağ ve Denizli dışında Afyonkarahisar ve Uşak'ta da çalışmalar yürüttüklerini belirti. Türkiye'de mantar tüketiminin son yıllarda arttığını, bunun nedeninin de, insanların zehirli mantar konusunda bilinçlenmeye başlaması olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Gezer, vücuda birçok yararı olan mantarın üretiminin ve tüketiminin artırılması amaçlı projeler geliştirdiklerini kaydetti.

Merkezin halen devam etmekte olan 2'si TÜBİTAK, 2'si üretime yönelik sanayi projesi, 2'si de BAP olmak üzere toplam 6 projesi bulunduğunu kaydeden Gezer, halkın güvenle mantar tüketebilmesi için kapalı ambalajlarda, Sağlık Bakanlığı onaylı mantar satışının yapılabileceğini söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Kudret Gezer kültür mantarının zehirli olmadığını insanların rahatlıkla tüketebileceklerini belirterek, mantar satın alırken dikkat edilmesi gereken özellikleri şöyle belirtti:

''Taze görünümlü, sıkı dokulu, temiz ve tombul, parlak rengini ve canlılığını yitirmemiş olmalıdır. Belirli oranda nem içermeli ancak küf kokusu barındırmamalıdır. Pörsümüş, üzerinde yumuşak dokular oluşmuş mantarlar alınmamalıdır. Açık krem rengi ve beyaza yakın olan mantarlar satın alınmalıdır. Mantar ağzı hafifçe kapatılmış, kahverengi karton veya bez torbalar ile cam kaplarda buzdolabında saklanmalıdır.''

Kaynak: haber7

Klik disini untuk melanjutkan »»

PROF.DR.AHMET MARANKİ'DEN SAĞLIK ÖNERİLERİ

.
0 yorum

29/05/2008 Tarihinde Deryalı Günlere katılan Prof.Dr.Ahmet Maranki bitkiler üzerine açıklamalarda bulundu.
*Günlük tükettiğimiz gıdalar konusunda dikkatli olunması ve her türlü meyve ve sebzenin mevsiminde tüketilmesini tavsiye eden Maranki;"Sağlığımız için gıdaları zamanında yemeliyiz.
*Mesela kış aylarında domates kesinlikle yenmemeliyiz. Yüce yaratan onu yaz aylarında yenilmesi için yaratmış. Bu aylarda yenilen domatesin çekirdeği kan hücrelerine olumsuz etki yapabilir.
*Buna karşı yazın da kış aylarında yenilen meyveler yenilmemeli. Mesela;
MENOPOZ İÇİN
Bayanların menopoz dönemlerindeki sıkıntıları azaltmak için; civanperçemi, meyankökü,ve kır papatyasından yapılan çayı öneriyor
TROİD İÇİN CEVİZ
1 kaç adet cevizi bir su bardağında bir kaç gün bekletiniz ve cevizi yedikten sonra suyunu içiniz bunu hergün yaparsanız bir kaç hafta sonra sizdeki değişikliği farkedeceksiniz
Birde ceviz arasındaki perdeden 25,30 adetini bir litre suda bekletin ve onuda aynı şekilde hergün tüketirseniz troide faydasını fakedeceksiniz
SAĞLIKLI ZAYIFLAMAK İÇİN ÖNERİLER;
Beslenme düzenimizi değiştirmemiz lazım
Beslenme saatlerini değiştirmemiz gereklidir
Tatlıları yemekten 1 saat önce yada yemekten sonra yenmeli
Karbonhidratlarla proteini ayrı ayrı almamız lazım..
YEŞİL ÇAY
Asrın mucizesidir.Çinliler senelerdir yeşil çayı tüketmektedir.Çay yemekten 1 saat önce yada 1 saat sonra tüketmelidir.Yemekten hemen sonra içilirse demir eksikliğine neden olur.Beden yemekteki demiri ve bütün aminoasitleri tükettikten sonra çay içilmelidir.Buda yemekten 1 saat sonra uygun olur.

Klik disini untuk melanjutkan »»

PROF.DR.AHMET MARANKİ'DEN ALA HASTALIĞI KÜRÜ

.
0 yorum

Halk arasında "Ala" hastalığı da olarak bilinen bu hastalığın sebebi deriye rengini veren hücrelerin görevini yapamamasıdır. Sinirsel ve genetik etkilerin payının büyük olduğu düşünülürse.genelde hassas yapılı insanlarda sıkıntı ve üzüntülü dönemin ardından ortaya çıktığı görülmektedir. Dr.Ahmet Maranki'nin de ala hastalığına karşı bitkisel kürü bulunmakta. Bunu hem dıştan hemde içten destaklayerek en aza indirmek mümkün.
İçten destek için bitkisel kür malzemeleri
*Kırmızı pancar
*Beyaz lahana
*Elma, havuç
*Mevsimine göre ıspanak,kereviz,maydanoz
*1 tatlı kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı:Tüm malzemelerin suyu sıkılarak,sabah aç karnına 21 gün boyunca günde 2 bardak içilecek.1 hafta ara verildikten sonra aynı kür tekrarlanacak.1 hafta sonrasında metebolizma normale dönmeye başlıyacak ve karaciğeriniz temizleneceği için alalarınız yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır.
Dıştan destek için bitkisel kür malzemeleri
Hibrit tohumu olmayan yani genetiği ile oynanmamış mısırı haşlayarak yemelisiniz.Haşlanan mısırın suyunu için.Mısırın koçanını atmayın çünkü kurutup öğüttüğünüz mısır koçanının tozunu yemeklerinize serperek yiyiniz.
Mısır Lapası Kürü
Mısırı lapa şeklinde pişirdikten sonra ala olan bölgelerinize hem lapasını hem de suyunu sürün.
Korunmak için ise;
*Güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde güneşe çıkmayın.Dışarı çıkarken korumalı güneş kremleri kullanın.
*Vitiligo hastalığı olanlar bol bol soğuk su ile duş almalılar.
*Havuzdan çıktıktan sonra vücudunuzu klorlu sudan arındırmak için derhal duş almalılar.

Klik disini untuk melanjutkan »»

AHMET MARANKİ'DEN KISIRLIĞA BİTKİSEL ÇÖZÜMLER

.
0 yorum

Çocuk istemelerine ve bir yıllık düzenli cinsel yaşama rağmen gebe kalamama durumuna infertilite (kısırlık ) denir.
Önce doktor fakat bunun yanında alternatif tıptan da faydalanmakta yarar var.
Kısırlık tedavisinde önerilen şifalı bitkiler nelerdir ?
Zencefil: Erkekteki sperm sayısını ve hareketliliğini önemli derecede arttırdığı ispatlanmıştır.
Ayçiçeği ve Arginin içeren diğer bitkiler:Sperm sayısı düşük erkeklere doğal şifacılar tarafından genellikle arginin takviyesi önerilir. Arginin Ayçiçeğinde yeterli oranda bulunur.
Günde 4 gram arginin almak için 50 gram kadar ayçiçeği tüketmek yeterlidir.Bu hayati besini yüksek oranlarda içeren diğer besinler ise sırasıyla ; keçiboynuzu, ak ceviz, acı bakla, yer fıstığı, su teresi,susam, soya fasulyesi, çemen, badem,hardal,bakla ve mercimektir.
Ahududu: Kadınlarda hamilelik sırasında ortaya çıkan rahim iltihapları için ahududu yapraklarından yapılan çay önerilir.
Ispanak ve çinko içeren diğer bitkiler: Yapılan araştırmalar gösteriyor ki erkeklerin üretkenliğini etkileyen çinko eksikliği aynı zamanda sperm kalitesini de düşürmektedir. Çinko’nun bol bulunduğu sebzeler arasında en başta ıspanak geliyor.Sonra sırasıyla maydonoz,salatalık,bürüksellahanası, taze fasulye,hindiba, börülce, kuru erik geliyor.
Karnabahar ve B6 vitamini içeren besinler:Kısırlık için genellikle karnabahar önerilmektedir. B6 vitamini en çok Karnabahar, su teresi, ıspanak, muz, bamya, soğan, brokoli, kabak, karalahana, yer lahanası,bürüksel lahanası,bezelye ve turpda bulunur.

Klik disini untuk melanjutkan »»

AHMET MARANKİ'DEN KOZMİK BEDEN TEMİZLİĞİNİN FAYDALARI

.
0 yorum

Kozmik beden temizliğinin Faydaları
İnsanlara yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için besleniyor ve nefes almaktalar. Maalesef günümüzde tükettiğimiz gıdalar ve soluduğumuz hava pek temiz değil. Aynı zamanda insanın hayat ritmine de sahiptir. Ritmimizi günlük yaşam içinde düzenleyemediğimiz için stresin etkisi altında kalıyoruz. Bu yüzden vücudun doğru metabolizma ritmi bozuluyor ve devamlı stresli olmamız yüzünden bir gerginlik ve yorgunluk taşımaktayız. Bu durum insan vücudunu psikolojik ve metabolik toksin içinde bırakıyor. Hastalanmamak veya hastalıklardan korunmak için insan mecbur kalıyor kendi vücudunu temizlemeye.
30 yaş sonrası temizleme ihtiyacı daha fazla artmaktadır. 30 yaş ve üzeri kişilerde hastalık, rahatsızlık ve diğer olumsuzlukların oluşma oranı daha sık ve kaçınılmazdır. Bunun başlıca sebebi koruma direncinin zayıflaması ve pasif olmasıdır. (Temizlemeye yetiştiremiyor) Bu sebeplerden dolayı insan vücudunu koruma ve tedavi için psikolojik ve metabolik olarak temizlemek gerekir.
Fizyolojik temizleme sıralamasında ilk olarak insan vücudunda Kalın Bağırsak, Karaciğer ve Safra Kesesi gelmektedir.
Kozmik Beden Temizliğini Neden yapıyoruz?
Hastalıklardan korunmak hem ruhi hem fiziki olarak temizlenme toksinlerden arınmayla mümkündür. İnsan yılda en az bir defa bedenini fizyolojik olarak temizlemelidir. Bu temizleme yapıldığında aynı tabiat gibi bedende yeniden dirilip bir yılı savunma mekanizması güçlü olduğu için hastalıksız, aktif ve daha verimli geçirir. Bunun için mutlaka karaciğer, safra kesesi, kalınbağırsakların tamamen temizlenmesi ve toksinlerden arınması gerekir. Bu üç organın temizlenmesi bugün hayatımızda karşılaştığımız hemen hemen bütün hastalıkları ortadan kaldırılmasında ve beden ritminin düzenlenmesinde mutlaka gereklidir. Bu temizlik sonunda;
İnsanlığın bugün sıkça karşılaştığı ve tedavileri çok zor olan hepatit, siroz, kan yağlarının yüksekliği ve buna bağlı rahatsızlıklar kesinlikle son bulacaktır.
Safra kesesi intihapları safra, kum, çakıl ve çamurları, bunlardan oluşan hastalıklarda tedavi edilecektir.
Kalınbağırsağın tamamen boşaltılmasıyla da mide, ağız kokusu ve yaraları
Kaynak:Maranki.com

Klik disini untuk melanjutkan »»

AHMET MARANKİ'DEN BEDEN TEMİZLİĞİ

.
0 yorum

Esra Ceyhan'ın programına katılan AhmetMaranki pek çok bilgilerde bulundu.Çayların ve tatlıların yemeklerden 1 saat sonra içilmesi ve yenilmesi gerektiğini belirten Ahmet Maranki vücuttaki zararlı maddelerin atılımı(Beden temizliği) için bir bardak limonlu suyun içine 1 yemek kaşığı zeytinyağını katarak için..Ertesi gün vücudunuzdaki değişikliği farkedin..

Klik disini untuk melanjutkan »»

NAR ÇİÇEĞİ TABLET ÇAYI - BAMYA ÇİÇEĞİ

.
0 yorum

* Kış günlerinde çocuklarınızın ve sizin C vitamini ihtiyacını karşılamaya yardımcı
* Kan ve plazma temizlemesine yardımcı
* Toksin giderilmesine yardımcı
* Gribal enfeksiyonlardan korunmanızı sağlayan lezzetli kozmik içeceğiniz hizmetinize sunulmuştur.
* 80 fincan çay içebilirsiniz.
* Detoks - Arınma - Beden temizliğinde destekçiniz.
Kullanımı :
1 fincan sıcak suya 2 tablet atılarak içilir.
Kaynak:Maranki.com

Klik disini untuk melanjutkan »»

PROF.DR.AHMET MARANKİDEN YAĞLI CİLTLERE YULAFLI MASKE

.
0 yorum

Gerekli malzemeler:
2 yemek kaşığı yulaf unu
2 yemek kaşığı rendelenmiş limon kabuğu
6yemek kaşığı dolusu buğday kepeği
Yapılışı: Malzemeleri iyice karıştırdıktan sonra biraz su ile lapa haline getiriniz. Bu karışımla yağlı cildinizi 2-3 dakika boyunca temizleyiniz.Daha sonra ılık su ile yıkayınız.
PROF.DR.AHMET MARANKİ

Klik disini untuk melanjutkan »»

BEL,BOYUN VE EKLEM AĞRILARI İÇİN AHMET MARANKİDEN ÖNERİLER

.
0 yorum

Bel,eklem ve boyun ağrılarından müzdaripseniz;
**Zeytin yağı
**Badem yağı
**Biberiye yağı
**Kekik yağı
**Hardal yağı
**Ceviz yağı
Tüm malzemeleri karıştırarak eklem yerlerinize iyice sürün. Streç filmle sarın.
Önemli dip not:Hardal,biberiye ve kekik yağları yakıcı yağlardır.Zeytinyağı,badem ve ceviz yağı gibi yumuşatıcı olan yağlar ile karıştırılmadan sürüldüğünde cildinize zarar verir.

Klik disini untuk melanjutkan »»

REFLÜYE DOĞAL TEDAVİ

.
0 yorum

Hatalı beslenme, kötü alışkanlıklar ve çevresel etkenler nedeniyle oluşan mide sorunlarından şikayet etmeyen yoktur herhalde..
Ayaküstü beslenme alışkanlığı, gelişigüzel alınan ilaçlar, aşırı tüketilen sigara ve alkol ve stres… Gündelik yaşam alışkanlıklarımız gittikçe olumsuz yönde değişiyor. Bu karamsar tablodan en fazla payını alanlardan biri midemiz. Ağrılar, ekşime, şişkinlik ve kramplarla aslında bize tepkisini anlatmaya çalışıyor! Ülser, gastrit ve reflü…
Prof.Dr.Ahmet Maranki katıldığı Esra Ceyhan'ın programında reflü konusunda kısa bilgiler verdi
Ne yapmalı:Çiğ patates ve beyaz lahananın suyu sıkılarak içilmelidir.Her sabah bir bardakla başlanmalı ve daha sonra 1,5-2 bardağa kadar çıkartılabilir.Bu kür 20 günlüktür.

Klik disini untuk melanjutkan »»

HEMOROİTE KURU İNCİR VE KAYISI İYİ GELİYOR

.
0 yorum

Hemoroitte, beslenme alışkanlığı çok önemlidir.Bunun için en önemli besin Zeytinyağıdır.Her gece yatmadan pamuğa döküp makat kısmına koyuyorsunuz..Bunu tam 7 gece uyguluyorsunuz...Bsurunuzun düzeldiğini göreceksiniz...
Dahilden
Her gece yatmadan 3 adet inciri (40 kiloysanız) 70-80 kiloysanız (5 adet) kuru inciri sıcak suyun içine koyuyorsunuz..Bu incirler 1-2 saat içinde şişiyor.Yatmadan evvel bu incirleri yiyiyorsunuz.Yada Ihlamur çayı ile birlikte içebilirsiniz
Gölgede kurutulmuş 5 adet kuru siyah kayısıyı alıyorsunuz yine incirde olduğu gibi sıcak suyun içerisine koyup 1-2 saat şişmesini bekliyosunuz ve daha sonra kayısıları gece yatmadan önce yiyiyorsunuz..
Not:3 hafta devam ediyorsunuz.
PROF.DR.AHMET MARANKİ

Klik disini untuk melanjutkan »»

PROF.DR.AHMET MARANKİ’DEN TAVSİYELER

.
0 yorum

Günlük tükettiğimiz gıdalar

konusunda dikkatli olunması ve her türlü meyve ve sebzenin mevsiminde tüketilmesini tavsiye eden Maranki;”Sağlığımız için gıdaları zamanında yemeliyiz.

*Mesela kış aylarında domates kesinlikle yenmemeliyiz.

Yüce yaratan onu yaz aylarında yenilmesi için yaratmış. Bu aylarda yenilen domatesin çekirdeği kan hücrelerine olumsuz etki yapabilir.

*Buna karşı yazın da kış aylarında yenilen meyveler yenilmemeli. Mesela;

MENOPOZ İÇİN

Bayanların menopoz dönemlerindeki sıkıntıları azaltmak için; civanperçemi, meyankökü,ve kır papatyasından yapılan çayı öneriyor

TROİD İÇİN CEVİZ

kaç adet cevizi bir su bardağında bir kaç gün bekletiniz ve cevizi

yedikten sonra suyunu içiniz bunu hergün yaparsanız bir kaç hafta sonra sizdeki değişikliği fark edeceksiniz

Birde ceviz arasındaki perdeden 25,30 adetini bir litre suda bekletin ve onuda aynı şekilde hergün tüketirseniz troide faydasını fakedeceksiniz

SAĞLIKLI ZAYIFLAMAK İÇİN ÖNERİLER;

Beslenme düzenimizi değiştirmemiz lazım

Beslenme saatlerini değiştirmemiz gereklidir

Tatlıları yemekten 1 saat önce yada yemekten sonra yenmeli

Karbonhidratlarla proteini ayrı ayrı almamız lazım..

YEŞİL ÇAY

Asrın mucizesidir.Çinliler senelerdir yeşil çayı tüketmektedir.Çay yemekten 1 saat önce yada 1 saat sonra tüketmelidir.Yemekten hemen sonra içilirse demir eksikliğine neden olur.Beden yemekteki demiri ve bütün aminoasitleri tükettikten sonra çay içilmelidir.Bu da yemekten 1 saat sonra uygun olur.





>>>AHMET MARANKİNİN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ <<<

didem el 17 de October de 2008 a las 20:07 dijo: merhaba hocam,benim bir kaç sorum olacaktı.1. si annem su içmiyor.ilaç içmekte bile zorlanıyor.ne yapabiliriz? 2. si benim saçlarım kalın telli ve gür ama çok dökülüyor. ne yapabilirim?3. sü ağız kokusu için ne yapabiliriz?şimdiden teşekkürler

gülçin hüner el 18 de October de 2008 a las 18:59 dijo: mrh.hocam benim sorunum omuzlarımdaki agrı.3 yıl önce MAS teşhisi konularak ilaç tedavisi gördüm ardından o bölgeye iğneyle ilaç enjekte edildi ve fizik tedavisi gördüm ve agrılarım tekrar başladı.vanın ilçesinde tayin dolayısıyla ikamet ediyoruz saglık imkanları kısıtlı sizce neler önerirsiniz cevabınızı bekliyorum.şimdiden sonsuz şükranlarımı iletiyorum tşkler

onat el 19 de October de 2008 a las 13:46 dijo: ben hitatik kist karaciyer hast amelet old. 10 cmdi1ay oldu.bunun tekr.olm için bana bitki öneremisin.tkr.

sevim el 20 de October de 2008 a las 16:51 dijo: sayın hocam ben anne olmak istiyorum ama cocuklarım yaşamıyor 43 yaşındayım 4 küretaj oldum cocuklar 2 aydan fazla yaşamıyor doktolar tüm hormonların cok iyiy ama tanı koyamadıl sigsra icme diyolar ama ben hamile kalınca icmiyorum evliligim bitmek üzere allah aşkına yardım edin intiharı düşünüyorum.yapıcam da herkes doguryor bir bn beceremedim eşimin ailesinin lafları beni yordu men memurum cahil degilim sadece caresizim

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya güzellik ve cilt bakımı tarifleri

.
0 yorum

Yumuşak eller için
Kuru cilt için duş jeli
kirpiklerim dökülüyor
kirpiklerin uzaması için
kısa kirpikleri uzatmak için
makyaj öncesi maske-1
makyaj öncesi maske - 2
koltuk altı rengini açmak için
Karma - Hassas ciltler için tonik
Yağlı ciltler için tonik
Cildinizi nemlendirmek için
yüz temizliği için peeling
Peeling karışımı yapımı
parlak bir cilt için doğal peeling
Kuru cilt ve siyah noktalar için doğal peeling
çabuk ve kolay bronzlaşmak için
bronzlaşmak için bitkisel yağlar
bronzlaşmak için bitkisel yağlar - 2

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya çiller ve cilt lekeleri için tarifler

.
0 yorum

Çillere Karşı Önlem
Güneş lekeleri için
Cilt Lekeleri için öneriler
Geçmeyen cilt lekeleri
Geçmeyen güneş lekeleri için
lekeleri yok etmek için
Yüzdeki çiller için beyaz barbunya

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya akne ve sivilce için öneriler

.
0 yorum

Pratik akne tedavisi
Sivilceler için maske
Ergenlik sivilcesi - akne
sivilce için maske tarifi
Ergenlik sivilcileri için
sivilceden kurtulmak için
Sivilce izleri için cilt maskesi
yüzdeki sivilcelerden kurtulmak için
Normal ciltlerdeki sivilceler için tonik
Normal ciltler için sivilceye maske
Sivilceler için Temizleme losyonu
Sivilceler için Limon suyu ve Aspirin
Sivilce izleri için bakla içi maskesi
Sivilce izi için pastane mayası maskesi
Regl dönemi sivilceleri için kuru maya maskesi
sivilce izleri için menekşe suyu ve krem tarifi

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya siyah noktalar için tarifler

.
0 yorum

Burun üstündeki siyah noktalar
Siyah Noktalar için Yulaf Maskesi
Cildin " T" bölgesindeki siyah noktalar
Kuru cilt ve siyah noktalar için doğal peeling

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya kırışıklıklar için öneriler

.
0 yorum

Göz altı kırışıklıkları
Kırışıklık için maske
Kırışıklıklar için maske
Kırışık giderici güzellik kremi
Göz çevresinde oluşan kırışıklıklar
Kırışıklıklar için nar çekirdeği yağı
Kırışıklıklar için nar çekirdeği yağı
Kırışıklıklar için buğday unu maskesi

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya selülit için tarifler

.
0 yorum

Selülit için
Selülit için formül
selülit giderici çay tarifi
Selülit için Defne-Biberiye-Susam ve soya yağı masajı

Klik disini untuk melanjutkan »»

Suna dumankaya Yağlı saçlar için

.
0 yorum

Bir tutam biberiye ve bir tutam kekiği 250 gram kaynar suda çay gibi demleyip, süzün.Sıvıyı temiz saç diplerine sürün.

suna dumankaya

Klik disini untuk melanjutkan »»

suna dumankaya saç bakım önerileri

.
0 yorum

Saç bakımı
Yağlı saçlar için
Kepekli saçlar için
Cansız saçlar için
saç bakım önerileri
saç bakım önerileri-2
Güçlü saç dipleri için
Normal saçlar için tonik
Saç diplerinde kaşıntı için
Aşırı yağlanan saçlar için
Erken beyazlayan saçlar için
Saç beyazlığını gidermek için
Yağlı saçlar için doğal bakım
Kuruyan ve dökülen saçlar için
Dökülen saçlar için böbrek yağı
Dökülen saçlar için doğal bakım
ince telli ve dökülen saçlar için
Saçların dökülmesini önlemek için
Saçlarınızın daha çabuk uzaması için
Boyalı, yıpranmış saçlar için maske
saç dökülmesi için sığır iliği maskesi
Dökülen saçlar için defne ve badem yağı

Klik disini untuk melanjutkan »»

Suna Dumankaya Cilt Bakımı ve Güzellik Sırları

.
1 yorum

Türkiye'nin bitkisel ürünler ile cilt bakımı yapan ilk Bitki Bilimi ve Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya ‘nın, herkesin evinin bir köşesinde mutlaka bulunan malzemelerle, hem kolay, hem de bütçeyi sarsmayacağı için herkesin yapabileceği güzellik,sağlık, saç bakımı ve cilt bakımı ile ilgili önerilerini siz de deneyin :



>> Sağlık önerileri

>> Saç bakım önerileri

>> Cilt maskesi tarifleri

>> Selülite karşı öneriler

>> Kırışıklıklar için öneriler

>> Siyah noktalar için öneriler

>> Akne ve sivilce için öneriler

>> Çiller ve cilt lekeleri için tarifler

>> Güzellik ve cilt bakımı için tarifler


>> Ahmet Maranki sağlık ve güzellik önerileri için tıklayın

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu sağlık ve güzellik kürleri için tıklayın



20 yorum:
demet dedi ki;,
gerçekten ciltle ilgili çok güzel şeyler yazmışsnz hepsini uygulycm şimdiden teşkkürler

... 05 Aralık 2008 Cuma 14:21



Adsız dedi ki;,
meraba suna abla benim yüzümde ve vücudumda hep güneş lekeleri ve çiller var bunları azaltmak veya yok etmek için ne yapmalıyımmm

... 16 Aralık 2008 Salı 14:24



güneş lekeleri dedi ki;,
bu yorumun başlığına tıklayarak Güneş lekeleri için bitkisel formül konusunu okuyun

... 16 Aralık 2008 Salı 15:59



güneş ekeleri için formüller dedi ki;,
mucize iksirler başlığı altındaki arama kutusunua güneş lekeleri yazıp aratarak güneş lekeleri ile ilgili diğer yazılara ulaşabilirsiniz

... 16 Aralık 2008 Salı 16:03



Adsız dedi ki;,
merhaba,ayaklarımda parmak aralarımda mantar mantar var aşırı kaşıntı oluyor.6,7 senedir var bnde ilaç tedaviside gördüm fakat yine tekrarlıyor bana bu konuda yardımcı olurmusunuz.tşkrler.

... 17 Aralık 2008 Çarşamba 00:04

Klik disini untuk melanjutkan »»

İbrahim Saraçoğlu topuk dikeni için çekirdekli siyah kuru üzüm-kırmızı pul biber kürü

.
0 yorum

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Kanal D 'de yayınlanmakta olan Sabahların Sultanı Seda Sayan Programında Topuk dikeni 'ne karşı çekirdekli siyah kuru üzüm-kırmızı pul biber kürünü önerdi.


Topuk dikeni kürü :


Topuk dikeni kürü her biri 3 gün uygulanacak 3 aşamadan oluşmaktadır

1- Üç gün süre ile;Üç yemek kaşığı Orta acı (çok acı olmayacak) Kırmızı pul biberi havanda ezdikten sonra akşam yatmadan önce bir tülbent veya gazlı bezle topuğunuza sarın. Sabah sökün.

2- Üç gün süre ile; 3 yemek kaşığı çekirdekli siyah kuru üzüm çekirdekleri ile beraber dövdükten sonra akşam yatmadan önce bir tülbent veya gazlı bezle topuğunuza sarın. Sabah sökün.

3- Üç gün süre ile; Orta acı (çok acı olmayacak) Kırmızı pul biber ve çekirdekli siyah kuru üzüm çekirdekleri ile birlikte dövdükten sonra akşam yatmadan önce 3 yemek kaşığı kadarı bir tülbent veya gazlı bezle topuğunuza sarın. Sabah sökün..

Not: Bu kürün yararlı olması için kırmızı pulbiberin ebter (kısır) tohumdan üretilmemiş olması gerekiyor.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Bu kürün % 60 oranında yarar sağladığını açıkladı.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu 'ndan sağlık ve güzellik kürleri için tıklayın




4 yorum:
Adsız dedi ki;,
siteniz mükemmel..daha bu sabah seda sayanin programinda gördüm ..

bu kürün tarifini aldim ve simdi sizde görüyorum hemde ibrahim saracoglunun anlattigi gibi..

gercekten hizlisiniz..sagolun..emeginize saglikk

... 21 Aralık 2008 Pazar 11:23



Adsız dedi ki;,
ebter pulbiber tohumu ile ebter olamayanin arasindaki fark nedir ve ben bunu nereden ve nasil alirim yada alinca nasil anlarim ebter mi degilmi..Yardimci olabilirseniz iyi olur..

... 25 Aralık 2008 Perşembe 12:26



Adsız dedi ki;,
biebter tohumdan üretilip üretilmediğini bizlerin anlamsı zor. üreticisine sormak lazım.

ticari kaygı gütmeden doğal yollarla üretim yapn kişiler danışmakta fayda var.

... 25 Aralık 2008 Perşembe 12:58



Adsız dedi ki;,
benimde topuk dikeni rahatsızlığım var modern tıpa baş vurdum ve ilaç taavis yapıyorum doktor ban ayaklarınızı sıcak suya koyun dedi sizce bunu faydası ne kadar siyak çekirdekli kuru üzüm bunun kesin bir faydası var mı ebter tohumu nereden bulacağımı bilmiyorum yardm ederseniz sevinirim

... 17 Ocak 2009 Cumartesi 21:00

Klik disini untuk melanjutkan »»

İbrahim saraçoğlu meme-göğüs büyütmek için bitkisel kür

.
0 yorum

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bitkisel kür ile meme (göğüs) büyütmenin mümkün olduğunu söyledi.Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bitkisel kür ile meme büyütmek için bayanlarda 31 yaş sınırının olduğunu açıkladı.

Meme büyütmek isteyen bayanlara uygulayacakları bir beslenme programı ile birlikte günde 1 kez içilecek bitki çayı formülünü verdiklerini açıklayan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bu kür uygulandığında 9 ayda göğüslerin 1 beden büyüdüğünü söyledi.

Göğüs büyütme kürününün içeriği açıklanmıyor.Satın almanız gerkiyor.

Göğüs büyütme kürünü temin etmek için İbrahim Saraçoğlunun resmi web sitesini www.saracoglu.at ziyaret edip sipariş başlığı altından sipariş verebilirsiniz. Kürün fiyatı 250 YTL olarak belirlenmiş.

Uyarı : Sitemizdeki bilgiler sadece paylaşım amaçlı ile yazılmıştır.Sayın Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'na sorularınızı kendisine ait www.saracoglu.at sitesini ziyaret ederek iletişim bölümünden sorunuz.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu 'ndan sağlık ve güzellik kürleri için tıklayın






7 yorum:
mıne dedi ki;,
ben 24 yasında bır cocuk annesıyım.emzırmeden sonra goguslerım sondu sankı.ve bu duruma cok uzuluyorum.sızın onerdıgınız kur benım ıcın cok pahalı.yanı maddı durumum ıyı degıl.ama goguslerımın buyyumesını cok ıstıyorum.bana bır yontem onerırsenız cok sevınıcem gercekten.sımdıden tesekkur ederım.

... 27 Kasım 2008 Perşembe 15:51



Adsız dedi ki;,
merhaba ben avrupada yasiyorum kitabiniz burda bulamadim.kitabinizi erde alabilirim

... 05 Aralık 2008 Cuma 12:13



lilasocean dedi ki;,
ben kitabinizi aldim turkiyeye gittigimde Allah sizden razi olsun bu sivilcelerden kurtuldum sonunda.

... 10 Aralık 2008 Çarşamba 17:44



Adsız dedi ki;,
ben 26 yaşındayım.1çocuk annesiyim.emzirmeden sonra göğüslerim söndü ve küçüldü.bu duruma çok üzülüyorum.bir çok yöntem denedim fakat sonuç alamadım.sizin önerdiğiniz kür'e maddi durumum iyi değil.eşimde göğüslerimin küçük olmasından rahatsız.lütfen göğüslerimin büyümesi için bana bir yöntem önerirseniz sevinirim.teşekkür ederim.

... 10 Aralık 2008 Çarşamba 19:26

Klik disini untuk melanjutkan »»

Taylan Kümeli Alzheimer hastalığından korunmak için öneriler

.
0 yorum

Alzheimer hastalığı yaşamın orta ve ileri evrelerinde ortaya çıkar, 60 yaş üstünde görülme sıklığı yüzde 30'a çıkar.

Alzheimer'ın nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, kalıtsal faktörler, düşük sosyokültürel düzey, kafa travması gibi nedenler üzerinde durulmakta, östrojen hormonu ve nonsteroid grubu ilaçlar kullanmanın önleyici etkilerinin bulunduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.
Beslenme ayrı bir öneme sahiptir,yapılan çalışmalarda orta yaşlarda obezite, yüksek kolesterol ve yüksek tansiyon, ileriki yaşlarda Alzheimer türü hastalıkların oluşması yönünde ayrı ayrı risk faktörleri oluşturuyorlar. Bu problemlerden her biri, hastalık riskini iki katına çıkarıyor. Yani bu problemlerden üçüne birden sahip olanlar, hiç sahip olmayanlardan 6 kat daha fazla risk taşıyorlar.


Alzheimer hastalığından korunmak için öneriler:

Kilo fazlalığı, yüksek kolesterol düzeyleri ve trigliserit birikiminin Alzheimer riskini arttırdığı bilinmektedir, bu nedenle az yağlı bir beslenme tarzına geçilmelidir.

Antioksidan besinleri bol bol tüketin. Özellikle C vitamininin yetersizliği görüldüğünden yeşil yapraklı sebzeler ve narenciye meyvelere ağırlık verilmelidir.

Hergün 2 adet ceviz,5 adet badem,5 adet fındık yeme alışkanlığı edinin.Doktorunuz onaylıyor ise E vitamini takviyesi yapmak da gerekebilir.E vitamini lipid peroksidasyonunu önleyecektir.

Her gün bir aspirin almak.

Alkolden uzak durun çünkü uzun süreli ve yüksek dozda kullanıldığında beyin tahribatına neden olmaktadır.

Taylan Kümeli

>> Taylan Kümeli önerileri için tıklayın <<

Klik disini untuk melanjutkan »»

Taylan Kümeli Daha sağlıklı bir yaşam için yeme-içme önerileri

.
0 yorum

Ekmek konusunda seçiminizi yüzde 100 tam tahıldan üretilmiş ekmekten yana kullanın.

Bitki çaylarını ihmal etmeyin ama doğru zamanlarda tüketin.

Örneğin, adaçayının uyarıcı, melisanın ise rahatlatıcı etkisi vardır. Siyah çayın, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece kalorisi yoktur.

Vücudun su dengesinin korunmasında önemli bir rol oynayabilir. Ancak kafein içermesi nedeniyle dikkatli tüketilmeli.

Çayınızı, kahvenizi veya kahvaltılık gevreğinizi tatlandırmak için normal şeker yerine, enerjisiz doğal tatlandırıcıları kullanın.
Her zaman yanınızda, çantanızda, arabada, ofiste sağlıklı atıştırmalıklar bulundurun.
Omlet yaparken iki yumurta yerine, yumurtalardan birinin tamamını kullanın, diğerinin ise sadece beyazını ekleyerek aldığınız kaloriyi azaltın. Omletinizi peynir veya et yerine, soğan, mantar, ıspanak, biber ve baharatlarla lezzetlendirin.
Kırmızıbibere acı tadını veren kapraicin adlı madde güçlü bir antioksidandır. Bu nedenle yemeklerinizi kırmızıbiberle tatlandırın.
Soya fasulyesi sağlıklı bir protein kaynağıdır, öğünlerinizde kullanmaya özen gösterin.
Süt-yoğurt-peynir : Süt, her tür peynir, yoğurt, dondurma gibi süt ürünleri, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral sağlar.
Tereyağı dışındaki süt ürünleri kemiklerin büyümesi ve bakımı için önemli bir besleyici olan kalsiyumun olağanüstü kaynaklarıdır. Sütte çeşitli oranlarda tam yağlı (yüzde 2), kaymağı alınmış ya da kısmen yağı alınmış (yüzde 1) D vitamini vardır.

Ortalama yetişkin günde iki bardak süte ihtiyaç duyar. Süt aynı zamanda temel kalsiyum kaynaklarından biridir. Kadınlar, özellikle hamile ve emziren kadınlar ve büyümekte olan çocuklar günde iki bardaktan fazlasına ihtiyaç duyar.

Klik disini untuk melanjutkan »»

bağırsak problemi olanlar için bitki çayı

.
0 yorum

Malzemeler:


5 bardak su

3 kayısı,

1 limon

bir avuç içi maydanoz,

bir avuç içi kiraz sapı

üç poşet yeşil çay


Hazırlanışı: Malzemeleri 5 bardak suyun içine koyarak kaynatın. Sabahtan akşama kadar içiyorsunuz. Bu çay bağırsak problemi olanlar için iyi bir çözüm olmaktadır.

Taylan Kümeli

>> Taylan Kümeli önerileri için tıklayın <<

Klik disini untuk melanjutkan »»

taylan kümeli diyet ve beslenme önerileri

.
0 yorum

Taylan Kümeli 1962 yılında Ankara’da dünyaya geldi.1986 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü dereceyle bitirdi.

‘Toplu Beslenme Birimlerinde Menü Planlamada Tasarruf ’çalışması ile 1987 yılında VB tarafından ödül aldı.1986 – 1988 yılları arasında O.D.T.Ü. Gıda Mühendisliği bölümünde “Gıda Katkı Maddelerinin İnsan Sağlığına Etkileri Üzerine” konulu tezi ile yüksek lisans programını tamamlamıştır.


20 yılı aşan bir süre içinde hastanelerde, değişik kurumlarda ve catering firmalarında tedavi edici ve kurumsal diyetisyen olarak çalışmıştır. Klinik çalışmalarında “Tip II Diabet ve Kolesterol” tedavilerinde başarılı sonuçlar almıştır.


Uluslararası pek çok platformda “Beslenme” konulu konferanslarda görev almıştır. Taylan Kümeli Uluslararası ADA, ICDA, EFAD, Diabet ve Beslenme Derneği, Türkiye Diyetisyenler Derneği’ne üyedir.



Taylan Kümeli diyeti
Ramazan Diyeti
iştah kesmek için
Selenyumun faydaları
Detoks programı
Gelin diyeti ve detoksu
İştahı kesen yiyecekler

Ramazanda sağlıklı beslenme önerileri

Fazla ödem ve şişkinlikten kurtulabilmek için
Bağırsak problemi olanlar için bitki çayı
Sağlıklı bir yaşam için yeme-içme önerileri
Alzheimer hastalığından korunmak için öneriler

Klik disini untuk melanjutkan »»

Prof. Dr Erkan Topuz ’dan böğürtlenin faydaları

.
0 yorum

Böğürtlen hafıza kaybından, mesane taşlarına kadar pek çok hastalığa iyi geliyor. Prof. Dr Erkan Topuz, böğürtlenin çiçeklerinin ve taze meyvesinin pek çok hastalığa iyi geldiğini belirtiyor.

Mevsim özellikleri nedeniyle en çok Mersin ve Bursa yörelerinde yetiştiriliyor.

Kozmetik sanayisinde ise içinde böğürtlen aroması bulunan duş jeli ve güzellik losyonları üretilmeye başlandı.

Diyabet ve böbrek taşları için faydalı olan böğürtlenin sıkılarak elde edilen suyunun ishal rahatsızlıklarına, taze veya kurutulmuş 20 gram böğürtlen yaprağından yapılan çayın ise, ağız yaralarına iyi geldiğini belirten Prof. Dr Erkan Topuz , antioksidanlar açısından zengin olduğunu belirttiği böğürtlen meyvesinin ise yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarına, diyabete ve böbrek taşlarına karşı kullanıldığını belirtti.

Böğürtlenin faydaları :

*Böğürtlen idrar söktürür.

*Ayaklardaki şişlikleri indirir.

*Yüksek tansiyonu düşürür

*Gözlerdeki zafiyeti giderir.

*Mesane taşlarının düşmesine yardımcı olur.

*Ağız, dil, diş eti ve bademcik giderir.

*Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser.

*Haricen kullanıldığı takdirde ağrıları dindirir, yanıkları iyileştirir.

*Kökü kaynatılıp, suyu içilecek olursa kandaki şeker miktarını düşürür

Prof. Dr Erkan Topuz

>> diğer Erkan Topuz sağlık önerileri

Klik disini untuk melanjutkan »»

Zerdeçalın faydaları

.
0 yorum

Prof. Dr Erkan Topuz doğanın her hastalığın yanında şifasını da verdiğini söyledi.
Prof. Dr Erkan Topuz zerdeçalın faydalarını şöyle açıkladı:

* Zerdeçal en etkin ve yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir


* Zerdeçalın enfeksiyon etkisi : yapılan araştırmaların sonunda zerdeçalın lekotiren,prostoglandin,tümör,nekroze edici faktör ve interlokin-12 gibi iltihap oluşturan maddelerin ortaya çıkışını geciktirerek hafiflettiğini göstermiştir


* Zerdeçal solunum yollarına iyi gelir : antienflamatuar ve antioksidan etkileri ile üst solunum yolları,astım ,bronşit ve sinüzite çok iyi gelir


* Zerdeçal kansere iyi gelir : zerdeçalın aktif maddesi curcumin hem kanserin korunmasını sağlar hem de bazı kanserlerde tedavi edici olarak kullanılır.tümör hücrelerinin üremesini engeller ve toksik yan ürünlerini azaltır.


* Zerdeçal Alzheimer hastalığına iyi gelir :antioksidan ve antienflamatuar etkisi ile Alzheimer hastalığına gidişi engeller.ayrıca beta amiloit plakalarının gelişimini yavaşlattığını göstermiştir


* Zerdeçalın iyi geldiği diğer hastalıklar : Katarak oluşumu, karaciğer hastalıkları,felç gibi hastalıkların tedavisinde olumlu etkisi vardır

Prof. Dr. Erkan Topuz

Klik disini untuk melanjutkan »»

Prof. Dr. Erkan Topuz Karadut Şurubu ve Faydaları

.
0 yorum

Karadut meyvesi çok güçlü antioksidanlar içermektedir. Bu güçlü antioksidanlar vücuttaki serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği flavonoidler sayesinde ise kalbi korur aynı zamanda da yaşlanmayı geciktirici etkiye sahiptir.



Karadut bitkisi böceklenmeyen tek organik bitkidir. Betakaroten ihtiva eder. Ancak zamanı çok çabuk geçtiği için en bol olan zamanlarında kaynatarak şurubunu yapabilir ve bu karadut şurubunu derin dondurucuda saklayabilirsiniz. Kanserden korunmak için Sağlık ve gençlik kaynağı olan bu şurubu mutlaka tüketin.


Karadut nelere iyi geliyor?

* Halsizliği, aşırı yorgunluğu giderir
* Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına tavsiye edilir
* Kanı temizler anemi hastalarına tavsiye edilir
* Kan basıncını düşürür
* Sindirim sistemi kronik hastalığına faydalı
* Mide salgılarını arttırır
* Sindirimi sistemini düzenler
* Saçların ve dişlerin güçlenmesini sağlar
* Kronik gastrit ve hepatit tedavisinde kullanılabilir
* Uykusuzluğa iyi gelir

Prof. Dr. Erkan Topuz

>> diğer Erkan Topuz sağlık önerileri




1 yorum:
Adsız dedi ki;,
erkan hocam sana cok teşekkür ederim ama bide bitkileri nasıl kullanacagımızı daha acık yazarsanız daha cok sevinecegiz. tekrar teşekkürler.

... 18 Eylül 2008 Perşembe 10:40

Klik disini untuk melanjutkan »»

Erkan Topuz kansere karşı korunma önerileri

.
0 yorum

-Beyaz un, beyaz şeker ve tuzu kullanmaktan uzaklaşmak gerek. Tuzu kaya tuzu olarak çok az miktarda kullanın.
-Hiç bir ürünü sürekli olarak kullanmayınız. Mesela içtiğiniz kaynak sularını bile 3 ayda bir değiştirin. Düzenli olarak kullandığınız bir şey uzun sürede kanser yapıcı etkiye sahiptir.


-Esmer ekmek kabuğunu yeyin. Esmer ekmeğin kabuğunda vücudumuzu kanserden koruyucu bir madde bulunur.

-Kuşkonmaz ve fesleğen çok büyük şifa kaynağıdır. Fesleğeni salatalarınıza koyun, fesleğende çok miktarda C vitamini vardır.

-Bbol bol Rezene tüketin. Rezeneyle birlikte, taze zencefil, nane ve bir elmayı birlikte katı meyve sıkacağından geçirerek yemeklerden evvel bir iki çorba kaşığı içerseniz sizi mide kanseri, ülser ve gastritten koruyacaktır.

-Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar, kaynar suya bir kahve kaşığı kuru zencefil, papatya ve bir dilim limon koyarak günde 3 kupa kadar tüketebilir. Bu karışım, ağız yaralarına ve radyoterapiden dolayı meydana gelen bazı yanmalara engel oluyor, kemoterapi sonucu meydana gelen bulantıyı da azaltır.

-Çemenin, tümör hücrelerini küçülttüğü tesbit edilmiştir. Aynı zamanda sarımsak, arnavut biberi (acı seviliyorsa), domates salçası ve mesela tarhun gibi mucizevî bitkiler çektirilip her gün bir dilim ekmeğin üzerine sürülerek yenilirse kendisini kanserden bir ölçüde korumuş olur .

-Kansere yakalanmadan önce süt içmekte hiç bir sakınca yok. Fakat kansere yakalanan kişiler aşırı miktarda sütlü gıdalardan uzak durmalı.

-7-8 kadından biri ailesinde meme kanseri hastalığına yakalananlar olmasa dahi zaten bu hastalığa yakalanmakta. Meme kanserinden korunmak için ve herhangi bir şekilde memede fibrokist ya da başka kist varsa keten tohumu tüketmeyi ihmal etmeyin. E vitamini, soya yağı ve selenyumu mutlaka doktora danışarak almalı. Ailede meme kanseri varsa kesinlikle hormonal ilaç alınmaması gerekir.

-Kolon kanserleri: Kolon kanserine yakalanmamak için kesinlikle kabızlık çekmemeli. Bu tür hastalara havuç ve ananas tavsiye ediyorum. Bunları tüketerek büyük fayda görürler. Bu kişilere meyve suyunu tavsiye etmiyorum. Meyveleri posalı olarak tüketmeleri daha faydalıdır. Kırmızı etten mutlaka kaçınmalı, tuzlu ve bekletilmiş etler, salam, sucuk, sosis gibi yiyeceklerden ve fastfoodlardan uzak durmalılar.

- Doğal pamukta (Normal pamuk kanserojendir) arpa buğday, fasulye, soya, mercimekleri çimlendirin ve salatalarınıza katın. Bunların filizleri sizi kanserden korur ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

-Biberiye hem meme kanserinde hem de diğer kanser türlerinde çok büyük şifa kaynağıdır. Biberiye aynı zamanda depresyona da iyi gelir. Balkonunuza ekin, tazesini salatalarınıza katın , kurusunun da çayını yapın.


-Arnavut biberi de çok şifalı bir bitkidir.


-Keten tohumunu tane olarak alın, küçük kahve ya da karabiber değirmeninde öğüterek her gün bir çorba kaşığı tüketin.Meme , kolon ve prostat kanserinde özellikle çok şifalı. Keten tohumunda çok önemli yağlar var. Ancak soya yağı ve keten tohumu meme kanserine yakalanan kişiler için yasak.

-Zeytin şifa kaynağıdır. Belli bir marka veya güvendiğiniz yerleren alın.

-Rahim ağzı kanserinden korunmak mutlaka havuç tüketin. Kırmızı renkli yiyecekler çok önemlidir. Kırmızı renkli her gıdanın rahim kanserinde çok büyük koruyucu etkisi vardır.

Dulavratotu, civanperçemi çayı miyom oluşmasını geriletir. Her kadının yılda bir kere simir testi yaptırması gerekir.

-Sakın sıcak veya kaynar su ile veyahut meyve suyu ile ya da susuz bir şekilde hap yutmaya çalışmayın. Hapı mutlaka su ile için. Aksi halde hap yemek borusuna takılı kalır ve bir müddet sonra ülser meydana getirir. Kronik ülser de zamanla kanser oluşumuna neden olur.

-Zerdaçal, Allah’ın bir mucizesidir. Günde 2-3 çorba kaşığı kullanılmalı. Bir tavuk çorbası içine zerdeçal koyarak ailece yenilebilir. zerdeçalı bir baharat olarak kullanın.

-Elma ve soğan kanserle mücadelede çok önemlidir. Kansere karşı korunmak için mutlaka yenilmesi lazım.

Prof. Erkan Topuz

>> diğer Erkan Topuz sağlık önerileri

Klik disini untuk melanjutkan »»

Prof. Dr. Erkan Topuz Kansere karşı korunmak için sağlıklı beslenme önerileri

.
0 yorum

Özellikle ailesinde kanser hastalığı bulunanların düzenli bir hayat tarzı ve beslenme biçimiyle, bu hastalığı önleyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Erkan Topuz, şu tavsiyelerde bulunuyor:

- Havuç suyu, nar suyu, domates, ev yoğurdu, peynir, kayısı, kara üzüm, brokoli, kırmızı ve beyaz lahana, karnabahar, maitake mantarı, kıvırcık salata, semizotu, şalgam suyu, acı biber, keten tohumu, çörekotu, muz, ananas, soğan ve özellikle de sarımsak kanserden koruyor.

- Ailesinde özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri olan kişiler 20 yaşından önce kanserden koruyucu sebze ve meyveleri, vitamin ve mineralleri tüketirse, yüzde 33 ile yüzde 53 arasında bu hastalıktan korunabiliyor. Bunlara özellikle maitake mantarını almalarını profilaktik olarak öneriyoruz.

- Mide kanserinden diyetle korunma oranı yüzde 60''''a çıkıyor. Bu yüzden her gün brokoli, karnabahar kıvırcık salata,shiitake mantarı,dandelion, beyaz lahana, kabak ve domates tüketin.


Domatesin içinde bulunan likopen ve selenyumun, prostat kanserinde, meme kanserinde, kolon kanserinde ve mide kanserindeki koruyucu etkisi ispatlandı. Biz hastalarımıza günde 4-5 tane domates yemelerini tavsiye ediyoruz. Likopen dışardan hap olarak da alınabiliyor.

- Kansere sebep olan en önemli faktörlerden biri şişmanlık. Özellikle kalın bağırsak ve meme kanserlerinde büyük risk yaratıyor. Bu yüzden kırmızı etin kesilmesi, beyaz, zeytinyağı ve soya gibi yağlarla beslenilmesi şart.

Mineraller sağlık kaynağı

- Omega 3 : Özellikle Kuzey Denizi balıklarında bol olarak bulunan Omega 3 de kanserden koruyucu özelliği saptanmış maddelerden biri. Başta meme kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere koruyucu bir etki sağlıyor. Kanserden korunmak için her gün düzenli olarak Omega 3 tüketilmesi öneriliyor. Yeterli Omega 3 tüketilebilmesi için haftada 3 defa balık yenilmesinin yeterli olduğu belirtiliyor.

- Selenyum : Selenyum prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanserden korunmada etkili rol oynuyor. Yapılan çalışmalarda yüzde 40 oranında prostat kanserini azalttığı gösterilmiştir" Bunun dışında selenyum vücuttaki özellikle rahim kanserinde, mide kanserinde, ağız, baş boyun kanserlerinde koruyucu olduğu tespit edilmiştir.

- C vitamini: Meyve ve sebzelerde en çok bulunan vitaminlerden biri olan C vitamini hem kanserden korunmada hem de yüksek dozlar tercih edilerek kanser tedavisinde başarıyla kullanılıyor. C vitamini senelerdir kanseri tedavi etmek amacıyla veya kanserden korunma amacıyla kullanılmıştır.


Normal olarak insanların günlük ihtiyacı günde 2 gram civarındadır. Ama yüksek dozda eğer kanseri tedavi edelim diyorsanız 10 grama kadar çıkması tavsiye edilebilir. Çünkü insan vücudu C vitaminini yapmadığı ve bundan dolayı da dışarıdan alınan C vitaminin kanseri önlediği ve bağışıklık sistemi uyardığı gösterilmiştir.

Havuç DNA hasarını önlüyor

Havuç içerdiği "betakaroten" le, DNA hasarını önleyici bir etkiye sahip. Betakarotenler kansere karşı vücudun direncini artırırlar. Siyah üzümün çekirdeğinde ve kabuğunda "Vesibretrol" adı verilen bir madde var. Bu madde vücudu kansere karşı doğrudan koruyor.


Yapılan araştırmalar, kekik, çörekotu, keten tohumunun da kanserden korunmada etkili olduğunu gösteriyor. Kanser tedavisi sırasında zencefil bulantı problemine karşı kullanılıyor. Papatyanın ise kanser hastalarının ağzında oluşan aftı önleyici bir etkisi var.


Deve dikeni çiçeği karaciğer kanserlerini tedavi edebiliyor, tümörleri küçültebiliyor. Isırgan yıllardır kanser tedavisinde kullanılıyor. Fakat sadece kökü yararlı.Nettle olarak geçiyor kokunun adı. Bitkisel ilâçların ilâç tedavisi sırasında kullanılmaması gerekiyor.

Prof. Dr. Erkan Topuz

>> diğer Erkan Topuz sağlık önerileri

Klik disini untuk melanjutkan »»

erkan topuz

.
0 yorum

Prof. Dr Erkan Topuz 1946 yılında İstanbul 'un Yeşilköy semtinde dünyaya geldi. Pertevniyal Lisesi'ni 1964 yılında bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi.

1975 yılında İç Hastalıkları İhtisasını bitirdi.1976 yılında İstanbul Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Tıbbi Onkoloji Biriminde göreve başladı.

1979–1980 yılları arasında Avusturya'da immünoloji ve onkoloji dalında Viyana Kanser Enstitüsü'nde görev yaptı. 1982'de Üniversite Doçenti oldu. 1984'te Erlangen Üniversitesi'nde, 1985'te Londra Royal Marsden Hastanesi'nde, 1986'da Nürnberg Şehir Hastanesi'nde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. 1988 yılında profesör oldu.


1997 yılında John Hopkins Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak çalışmalar yaptı. Bugüne kadar Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanlığı, Anabilim Dalı Başkanlığı, Yönetim Kurulu Üyelikleri ve İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürlüğü yapmaktadır.

85'i dış ülkelerde yayınlanmış 190 yayını mevcuttur. İyi derecede İngilizce bilmektedir. 6 kitabın editörlüğünü yapmış ve bu kitapların bazı bölümlerini yazmıştır.

Kanserden korunmak için sağlıklı beslenme önerileri için tıklayın
Kansere karşı korunma önerileri için tıklayın
Karadut Şurubu ve Faydaları için tıklayın
Zerdeçalın faydaları için tıklayın
Böğürtlenin faydaları için tıklayın

Klik disini untuk melanjutkan »»

Taylan Kümeli Gelin diyeti ve detoksu

.
0 yorum

Ünlü diyetisyen Taylan Kümeli, Dünya evine girecek gelin adayları için özel bir düğün detoksu tarifi açıkladı. Taylan, düğün stresinden yakınanlar için biberiye çayını önerdi.





Siz hayatınızın en özel günlerinden biri olan düğününüz için hazırlandınız. Saç, makyaj ve kıyafetinizin nasıl olacağını düşündünüz. Peki o gün ne yiyeceğinizi planladınız mı? Evleneceğiniz gün yiyecekleriniz, sizin formda gözükmenize neden olup, bütün günü aktif şekilde geçirmenizi sağlayabilir.





Öte yandan şimdilerde düğünden iki hafta önce, 'gelin diyeti' yapmaya başlamak da çok moda... 'Gelin diyeti'; gelinliğin içinde hoş ve enerjik görünmek için vücudun özel bir detoks programından geçirilmesini sağlıyor.










* Gelin adayları düğün gününde neler yemelidir?





Gelin; gecenin ilerleyen saatlerinde hazımsızlık çekmemek için yemeğinin hafif tariflerden oluşan bir yiyecek olmasına ve küçük porsiyonlarda zevkli bir sunumla servis edilmesine özen göstermelidir.





Yemeğin sunumunda renk, aroma ve yumuşaklık kriterlerinin çeşitli ve birbirleriyle uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. Hafif bir tatlı seçimi ile yemeği tatlı noktalamak gerekir. Bu sayede yemek sonrasında uyku halinin oluşması engellenebilir.





Düğün heyecanının ilacı 2–3 bardak biberiye çayı!





Güne başlarken yüzünüze kocaman bir gülümseme kondurun ve su ısıtıcısının düğmesine basın. Stresli ya da biraz sinirli olabilirsiniz. Biberiye çayı, sinir sistemini dengeleme, ödem çözme ve kan dolaşımını güçlendirme özellikleri ile bu özel günün stresinden arınmanıza yardımcı olur.





Biberiye çayı: 12 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış biberiyeyi, bir bardak kaynar suyla 10 dakika kadar demleyip, gün boyu 2-3 bardak için.





SEBZE VE MEYVE YİYİN





* Gelin adayları düğün öncesinde fazla kilolarından kurtulmak için neler yapmalı ?





Uyanır uyanmaz oda sıcaklığında su için. Suyun içine akşamdan kabuklu limon dilimleri koyun. Tuzu kesmeyin ama mutlaka azaltın. Şeker ve şekerli ürünler tüketmeyin. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeniz; sindirim şikâyetlerinizi azaltarak uykuya dalmanızı kolaylaştırır.





Detoks süresince mevsim sebzelerini, mümkünse organik tarımla üretilmiş olanları tercih edin. Sebze ve meyvelerden maksimum sağlık faydası kazanmaya ve vücudun toksinlerden arınmasını hızlandırmak adına çeşitli beslenmeye dikkat edin.





Özellikle enginar, soya filizi, maydanoz, kuşkonmaz, koyu yeşil yapraklı sebzeler, domates, kereviz ve lahana yiyin. Geceleri ağır ve yağlı yemekler tüketmeyin. Stresli olacağınızdan bol bol kahve içmek isteyebilirsiniz.





Kendinizi kısıtlayın. Kahve, çay, soğuk içecekler, kakao ve kafeinli içecekleri azaltın. Kahve yerine rahatlatıcı bitki çaylarını tercih edin. Yeşil çay, ısırgan otuyla yapılan bitkisel çaylar ve özellikle biberiye çayı için.





* Gelin adaylarının gelinliklerinin içinde formda gözükmeleri için öneriler:





Haftada mutlaka en az 3 kere, 45 dakikalık tempolu yürüyüşler yapın. Mümkün olduğu kadar hareketli olun. Gün içinde küçük şekerlemeler yapmak ve günlük hayata kıyasla daha erken saatlerde uyumak; metabolizmanın dinçleşmesi, dolaşımın hızlanması ve sindirim sisteminin korunması adına son derece önemlidir.





Düğün gününün tadını çıkartmak için bu sürede alışkanlıklarınızı yeniden yorumlayın. Yürüyün, dans edin, plates gibi kasları geliştiren programlı sporlar yapın. Mümkünse bir uzmandan destek alın.





Toksinlerden arınmak adına belli aralıklarla pasif terlemeye yardımcı olabilecek sauna kullanımını da öneririm. Gelin hamamı da yararlıdır. Hamama giderek, cildinizi temizlemiş olursunuz.



Diyetisyen Taylan Kümeli




>> Taylan Kümeli önerileri için tıklayın <<




0 yorum:

Klik disini untuk melanjutkan »»
 

Zirve100 Site ekle
oyun komedi sohbet siteleri

Ahmet MARANKİ Kimdir?

Ahmet MARANKİ Kimdir?
Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. Liseyi İstanbul'da bitiren yazar ilk önce Tütün Eksperleri Yüksek Okulu’nu bitirip 1976 yılında stajını tamamlayarak devlet görevine başladı. Sırasıyla 1981 yılında İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği’ni, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Siyaset Bölümünde ‘master’ını, 1990 yılında aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu. 1993 yılında SSCB'nin yıkılmasıyla Azerbaycan devletinin talebi üzerine, T.C. adına görev yaptığı ilgili birimin baş uzmanı olarak araştırmalar yapmak ve üniversitelerde ders vermek üzere görevlendirildi. T.C. adına Azerbaycan Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) U.N.D.P, UNV birimlerinin kalkınma programları çerçevesinde devlet ve özel üniversitelerinin planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişleriyle ilgili "Principles Marketing", International Economic Organization", "International Marketing", "Islam Economy Relation" ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında "University Lecturer" unvanıyla "Specialist" olarak diplomatik statüde görev yapan yazar, Azerbaycan Millî Meclisi’nde danışmanlık yapmış olup, bu çalışmalarını "Türkiye Azerbaycan Haricî İktisâdî Alakaları" , "Agent Mukaveleleri" adlı kitaplarıyla yayınlamıştır. Ahmet Maranki yaptığı bu ve burada kaydedilmeyen çalışmalarıyla 1998 yılında Azerbaycan’da "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçilmiştir. BMT'nin Unesco ve Avrupa Birliği nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy'de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmi şura kararıyla "Univesity Lecturer" göreviyle "Economy" alanında profesör unvanı alarak ‘Ateste’ edilen tek T.C. vatandaşıdır. Kafkasya ve Azerbaycan’da kaldığı bu sürede yazar, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını almıştır. Yazar eserlerinde de görüleceği gibi T.C.’deki devlet görevi sırasında meslekî çalışmaları yanında, 1987'de Ortadoğu'daki İran-Irak Savaşı sırasında Musul-Kerkük bölgesinde Türkmenlerle ve Suudi Arabistan’da İslam konferansıyla ilgili, 1990 yılında Balkanlarda ve Bulgaristan'daki Türklere uygulanan asimilasyon ve tehcirle ilgili, 1991 yılında ABD'de Müslüman-Kızılderililerle ilgili, 1993'ten günümüze kadar da Kafkaslardaki Türkler ve bilhassa Azerbaycan’la ilgili çeşitli kuruluşlarla işbirliği içinde görev yapmıştır. Bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyada 55 adet tebliğ, 10 adet ders ve sosyal muhtevalı kitap ve "strateji" adıyla yayınlanan makaleleriyle kamuyla paylaşmıştır.Pek çok bilimsel araştırmanın öncülüğünü yapan ve Rusya-Avusturya-Azerbaycan -Türkiye'nin bilim adamlarından oluşarak 1990 yılında kurulan "Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüten yazar, halen Türkiye’nin AB'ye girme sürecinde AB stratejilerinin hazırlanmasıyla ilgili olarak Hollanda Amsterdam'da "Türkiye Hollanda Vakfı"nı ve bu kitabın konuların bilimsel olarak araştırmalarının yapıldığı "The Institute for Cross Cultural Health" adlı enstitünün başkanlığını yürütmektedir. BMT Asya-Pasifik ve Avrupa Başkanı Setsuka Yamazaki tarafından başka projelerde uzman olarak çalışmak üzere davet edilen yazar, Türkiye'de kalarak bu necip millete hizmeti ön planda tutmuştur. 1969 yılından beri sporla yakından ilgilenen yazar, kara kemer, judo, tekvando, şhiatsu hocası olarak halen Güreş İhtisas Kulübü’nde Türk sporuna hizmet vermektedir. Dünyada ve Türkiye'de sosyal ve stratejik pek çok vakıf, dernek, düşünce kulüpleri vs. gibi NGO'larda (Sivil Toplum Kuruluşu) faaliyet gösteren yazar evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce, Arapça, Rusça, Azerice, Osmanlıca bilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, yazarımızın son eseri “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” kitabı bugüne kadar 2 yılda 73 baskı yapmıştır.
Namablogkamu is proudly powered by Blogger.com | Template by o-om.com | Power by blogtemplate4u.com