25 Ocak 2009 Pazar

Kobik Kuran'daki Mucize Emirlere Görüntülerle Işık Tutuyor

. 25 Ocak 2009 Pazar
0 yorum


Prof. Dr. Maranki Dünyada ve Türkiye’de ilk defa Kuran’daki hükümleri ilim ve fen noktasında aklı gözüne inenlere bile ispat etmede bir çığır açıyor. Daha pek çok bugün için sır olarak bilinenleri görüntüleriyle açıklıyor..
16/12/2008 - 17:32
Prof. Dr. Maranki Dünyada ve Türkiye’de ilk defa Kuran’daki hükümleri ilim ve fen noktasında aklı gözüne inenlere bile ispat etmede bir çığır açıyor. Daha pek çok bugün için sır olarak bilinenleri görüntüleriyle açıklıyor..
İnanamayacaksınız..Kuran’daki şifreler çözülüyor mu?Kıyamet ne kadar yakın?


İlahi hükümlerin Kozmik boyutları videosu için TIKLAYINIZ



Görünmezlik mümkün mü?
Hz. İsa ölüleri nasıl diriltti, hastalara nasıl şifa verdi?
Bedenimizde, ellerimizde, gözümüzde ve düşüncemizdeki şifa..
Namazın kozmik boyutu, kimin için namaz kılıyoruz?
Secde anı niçin önemlidir?
Sadaka belayı nasıl defeder?
Öfke şeytandan mıdır?
Cin ve şeytanı nasıl anlamalıyız? Görebilir miyiz?
Ruhun bedenden çıkışı nasıl oluyor?
Besmele’deki sır nedir?
Kuran’daki Hurufu Mukattalar ne mesaj veriyor?
Allah’ın isimlerindeki şifreler
Apdest almadaki hikmetlere kozmik bakış..
Sağ elle yemenin hücredeki atom dengelerine tesiri
Sol elle yiyince posa mı yiyoruz?
Sol ve sağ ellerin vazifelerinin ilmi izahı..

Klik disini untuk melanjutkan »»

Çocuk Sahibi Olamayanlara Umut!! 1 Haftada Sağlıklı ve Mutlu Bir Hayata Geçiş

.
0 yorum

Eşimle beraber İnegöl Oylatta gerçekleşen arınma programına katıldım. Yıllardır yanlış beslenme sonucu sağlıksız- kimyasal katkılı- genleriyle oynanmış besinleri yiye yiye vücudumuzu getirdiğimiz bu halden kurtardık.
16/12/2008 - 17:00
Benim sizde cep telefonum ve mail adresim var. Onu da sizin uygun göreceğiniz kişilere eğer konuşmak isterlerse verebilirsiniz...

Ben eşimle beraber 12-19 mayıs tarihleri arasında İnegöl Oylatta gerçekleşen arınma programına katıldım. Detoks hakkında bir süredir basında Çıkan haberleri takip ediyordum. Yıllardır gerek yanlış beslenme sonucu gerekse insanlığın geldiği nokta itibariyle
sağlıksız- kimyasal katkılı- genleriyle oynanmış besinleri yiye yiye vücudumuzu getirdiğimiz bu halden kurtarmamız gerektiğine inanıyordum. Fakat yine de işte insanoğlu müsibet gelmeden başa nasihatlere kulak asmıyor. Ama işte benim bedenim de sonunda çığlığı bastı ve 33 yaşında erken menopoz denilen sorunla karşılaştım. Hem de 4,5 yıllık evliliğin sonunda nihayet Çocuk kararı almışken... Çocuk için bunca zaman gereksiz sebeplerle beklemiş olmanın vicdan azabını yaşarken, bundan sonraki hayatımda erken menopoz nedeniyle beni beklediğini bildiğim (ciltte sarkma, kemiklerde incelme vs vs) sorunları düşünmeye gücünüz bile kalmıyor maalesef... 4 kere tüp bebek denemesi sonrasında, ilk kitabının yayınlanmasından itibaren Ahmet Maranki'nin hiç bir konuşmasını kaÇırmayan annem, Ahmet Bey'in önderliğinde düzenlenen arınma programından bahsetti.

Benim 4. tüp bebek denemesinin olumsuz sonucunu aldığım gün, Ahmet Maranki'nin sitesinde Kozmik Beden Temizliği-Arınma'nın 3. döneminin duyurusunun yayınlandığı gün oldu. Şimdi düşünüyorum da aslında iyi oldu. O ruh hali ve sonradan da tanık olduğum üzere bedenimin o haliyle hamile kalmış olmak pek de hayırlı olmayacaktı.

Heyecanla ama tabi ki binbir kuşku ve kaygıyla gittik...İlk olarak lavman düşüncesi bunca yıldır edindiğimiz katı düşünce kalıpları nedeniyle çok uzak geliyor ve korkutuyordu. Gerçi ne tesadüftir ki oraya okumak için götürdüğümüz Sümerleri anlatan kitapta da o dönemde kullanılan en etkili tedavi yöntemlerinden biri olarak lavmandan bahsediyordu. Aslında insanoğlunun bir zamanlar kendi kendinin doktoru olduğunu fakat zamanla ilaç şirketlerinin dayatmasıyla onların birer kar aracı ve canlı kobayları olarak kendi vücudumuza ne kadar yabancılaştığımızı o zaman algıladım.

Bunca yıldır her ne kadar dikkat ediyoruz desek de, vücudumuza ister istemez , onun doğasına aykırı bir çok (belki de kilolarca) maddeler sokmuştuk. Bu maddelere yaradılış gereği tamamen yabancı olan vücudun bunları hazmetmesi ve olması gerektiği gibi dışarı atması imkansızdı. En kaba ama basit haliyle lavaboya "yabancı" maddeler attığınızda nasıl da tıkanıp işlevsiz hale geldiği gibi.. Böylesi bir durumda görevini tam manasıyla yapamayan bağırsak nedeniyle diğer organlarımıza fazla yük binince vücudun başka başka yerlerinde sorunlar olması kaçınılmaz hale geliyor. İşte beslenme, bitkisel destekler ve lavman yöntemiyle temizlenen bağırsaklarınızın tam manasıyla işlevlerini yerine getirmesini sağlıyorsunuz. Bunun yanında aslında özellikle benim gibi yemeyi içmeyi seven biri olarak, aslında irademi kullanabileceğimi ve aç kalırsam (eski halime göre) ölmeyeceğimi gördüm (ki hiç de aç kalmadığınız gibi başka yerde kolay kolay tadamayacağınız bir çok sebze-yeşilliği de tadıyorsunuz)

Canınızın çektiğini zannetiğiniz o hamburger, pizza ve bisküvileri aslında görsel medyanın dayatması sonucu tüketmeye yöneldiğinizi görüyorsunuz... İlk iki günlük adaptasyon devresinden sonra vücudunuzdaki olumlu değişimleri de farkederek süreçten daha fazla keyif alıyorsunuz. Arınmanın bilincine varıyorsunuz. Özellikle içinizden çıkan çamur gibi sıvılar ve sarı sarı iltihapları (ve daha neler neler maalesef) görünce bunca zaman aklım neredeymiş diyorsunuz. Bir de normal zamanda haftanın iki günü küt diye gelip yerleşen ve bana ilaçsız dışarı çıkmayı kabus haline getiren başağrılarımın yok olduğunu (iki hafta oldu, zerre kadar ağrı yok...) gördüm.

Sabahları sürüne sürüne uyandığım 33 yıldan sonra saat 6.00 da rahat rahat kalkabildiğimi ve buna rağmen esneye esneye günü tamamladığım günleri geride bıraktığımı görünce daha da mutlu oldum

Tabi bir de program dönüşünde İstanbul'da (yine de dayanamayıp )
yumurta kontrolü için gittiğim doktorumdan sağ yumurtalığımda oldukÇa sağlıklı
bir yumurta geliştirdiğimi ve hatta sol yumurtalıkda önümüzdeki ayın
yumurtasının gelişmeye başladığını duyunca daha da mutlu oldum. Ben daha
doktoruma söylemeden kendisi bu ay tüp bebek denemesi yapmayıp kendi haline
bırakmayı önerdi. Ben inanıyorum, zorlamadan sadece bu bilince sahip olarak ve
gerÇekten kalpten inanarak bu sorunu aşacağım


Fiziksel değişimler kendini göstermeye başladı. Bunun yanında bilmiyorum neden, belki de bunca zaman vücuttaki tıkanıklıklar nedeniyle biriktirdiğiniz olumsuz düşüncelerden sıyrılıyorsunuz ve gönül gözünüzle görmeye başlıyorsunuz dünyayı... Ben başıma bu sorun geldiğinde çok ümit aradım. Her olumlu söze muhtaç hale geldim. Bu yüzden istiyorum ki insanlar arınma konusunu araştırsınlar canlı kobay olmaktan kurtulup kendi vücutlarını dinleyip tanısınlar tedavi etsinler.. Benim cep telefonumu ya da mail adresimi isteyenler Ahmet beyin asistanı Kübra hanımdan edinebilirler. Dediğim gibi ben çok ümit aradım sizlerin de ümidinizi hiç kaybetmemesi dileğiyle...



Senem ÖZESEN

Klik disini untuk melanjutkan »»

Dünyada Kozmik Beden Temizliği Uygulamaları

.
0 yorum

ABD'de Dr. Walner, Rusya'da, Avrupa'da S. Kneipp Enstitüsü'nde 1821'lerde sıcak-soğuk su terapileri, Selçuklu ve Osmanlı'da 1000 yıla yakın tabii şifahanelerde suyla arınma ve detoks uygulamaları günümüze kadar uygulanagelmiştir.
16/12/2008 - 17:44
ABD'de Dr. Walner, Rusya'da, Avrupa'da S. Kneipp Enstitüsü'nde 1821'lerde sıcak-soğuk su terapileri, Selçuklu ve Osmanlı'da 1000 yıla yakın tabii şifahanelerde suyla arınma ve detoks uygulamaları günümüze kadar uygulanagelmiştir.

2005 yılında KOBİK tarafından ülkemize tanıtılan arınma metodunu bizzat uygulayan, uzakdoğuda eğitim almış, diplomalı bir arınma uzmanının ibret dolu KOZMİK BEDEN TEMİZLİĞİ TECRÜBESİNİ akıllara gözlerine inenlere de anlatabilmek için sizlerle paylaşıyoruz.

Değerli Hocam,

Ben uzun yıllar Rusya'da pek çok şehirde ve Bulgaristan Deliorman'da gelen bir Türk'üm. Göç zamanı 1990 yılında Türkiye'ye geldim türkiye'de sağlıklı yaşamla ilgili Çok ciddi Çalışmalar yaptım. Rusya'da batı tarafından bilinmeyen pek Çok arınma metodunu ve bitkisel tedavi metotlarını Türk insanıyla tanıştırdım. 2003 yılından sonra başta kendim olmak üzere arınma, detoks yaptım ve ve insanlara da yaptırdım. 2006 yılında Ahmet Maranki hocamla karşılaştım.
Bir konferansında karşılaştığımızda benim yüzüme bakarak 'senin safra taşların var ve karaciğerin rahatsız, kalın bağırsağınıda temizlemen gerek' dedi. Tabi ben içimden tebessım ettim, bunu anlamış olacak ki, beni ihtar ederek 'yapmazsan ilerde büyük sıkıntılarla karşılaşır safra keseni aldırmak zorunda kalırsın, karaciğer araman gerekir, hatta kalın bağırsakların rahatsızlanır' dedi. Ben bu uyarıları pek ciddiye almadım daha sonra hocamın anlattığı ve Masajla Mucizevi Tedaviler kitabında uzun uzun yazdığı Kozmik Beden Temizliği ve arınmayı defalarca okudum. Hocam benim yaptığım arındırmalardan farklı metotlar da uyguladığını gördüm. Bilimin sonu olmadığını düşünerek ben hocamızın söylediği astrolojik hesaplara dayanarak ayın çekim kuvvetinden istifade ederek önerdiği Beden temizliği, arınmayı vakti geldiğinde yapmaya karar verdim. Tabi bu temizlik benimkinden farklı bir temizlikti. Hele son gün yapılan yağ ve limon içimi en etkili ve can alıcı noktasıydı, organı ve karaciğeri ısıtmakta önemli bir faktördü.


Ne mi oldu??

3 yıldır kendi metotlarımla yaptığım arınma ve detoks, kısa ve uzun süreli su oruçları ile bedenimde artık olumsuz bir şey olmadığını düşündüğümden herhalde benden birşey çıkmaz dedim. İlkbahar Temizliğini yaptığımda, ki en az 4 kez uyguladım, her seferinde aşağıdaki resimlerdede gördığınız gibi bugın bile halen cevap bulamadığım 35-135 mm bıyıklığınde yosunlu yuvarlak, köşeli, parçalı, sert kıçık kum tanelerini taş ve çamur gibi maddeleri attığımı gördım. Bunun ızerine hocamla birlikte olarak bu bilimi insanlığa duyurmaya karar verdim. çünkü 1 1'dir, 2 tane 1 ise 11 eder sözÜ üzerine hocamlaçalışmaya başladım. Daha sonra hocamızın kontrolınde Antalya'da yaptırılan Kozmik Arındırma Merkezi'nin başında bu bilgi ve bilimle yızlerce yurtiçinden ve yurtdışından seçkin ve istekli olan insanların bizzat arındırmalarını yaptırdım. Hepsinde 100% başarılar elde ettik. Bunların neredeyse hepsi safra kesesi alınma noktasında olan, karaciğer yetmezliği ve kalın bağırsak problemleri yanında yüksek tansiyon, kolesterol, kolit, şeker, mide rahatsızlıkları ve kilo problemi olan ve çocuğu olmayan insanlardı. uygulamaların bıyık çoğunluğu hekim ve uzman kontrolınde yapıldı. İınkı bilimsel araştırmalara veri tabanı oluşmasını istiyorduk.
Daha sonra kendim Sonbahar Temizliği'yle de kalın bağırsak, safra, dalak, akciğer ve pankreas temizliğini bıtın devreleriyle uyguladım ve inanılmaz inanılmaz neticeler elde ettim. Aşağıdaki çektiğim resimleri sizinle paylaşarak sonuçları göstermek istedim.
Bütün dünya insanları her sene doğuda ve batıda olduğu gibi halktan en yüksek tıp ve bilim adamlarına kadar bizimde bu uyguladığımız bir takım detoks ve arınma metotlarıyla beyazın beyaz olduğunu biliyor ve mutlu, sağlıklı bir hayat yaşıyor. Ama malesef Türkiye'deki insanlar bir takım medyatik etkiler, çevre faktörleri, inanç yapılarındaki yönlendirmeler sebebi ve hekimlerimizin üniversitelerden bu gibi bilgileri almadıkları ve bu tür telkinler yapılmadığı için Anadolu insanı bundan mahrum bırakılmakta ve başka yönlere yönlendirilerek hastane kuyrukları oluşturmaktadırlar.

Başta Türkiye için büyük bir kazanç kaynağı olan Prof. Dr. Ahmet Maranki ve eşi Elmas Maranki'yle beraber bende gücümün yettiğince bu güzel Anadolu insanına beyazın beyaz olduğunu zorda olsa anlatmaya çalışıyoruz. İyiki bu ülkede Ahmet Maranki'ler var! Ben bu konunun uzmanı olarak bana söylediklerine tebessüm ettiğim hocamdan af diliyor ve insanlığa bu metotları uygulamasının ne kadar lazım olduğunu aşağıdaki resimlerinde yayınlanmasını isteyerek bilgilerinize sunuyorum . Gelin sizde kendi kendinize yılda 2 defa organlarınıza detoks ve arındırma yaparak sağlıklı, mutlu, huzurlu bir hayatı seçin. hemde hiçbir yan etkisi olmadan..


Detoks ve Arınma Uzmanı,
Akuna Alveo Türkiye Genel Müdürü Rıfkı Korkmaz

Klik disini untuk melanjutkan »»

İnanamayacaksınız.Tükrük bezleri İltihabından Kurtuldum

.
5 yorum

Saygıdeğer Ahmet Hocam Annem sizi dinledikten sonra dediklerinizi ve Kozmik Beden Temizliği-Lavman yapmaya karar verdi. Beden temizliğinden sonra annem, 'sanki üzerimden dünyanın yükünü attım ve çok rahatladım'diyor. Sizlere bol bol dua ediyor.
16/12/2008 - 17:15
Saygıdeğer Ahmet Hocam sizleri 2002 yılında bir radyodan tanımak nasip oldu. Annem de sizi dinledikten sonra dediklerinizi ve Kozmik Beden Temizliği-Lavman yapmaya karar verdi.
Annemin(55 yaşında) tükürük bezleri iltihabı taşa dönüştürüyor, bu taşları da burnundan, ağzından, dil kökünden, dil altından, bademciklerinden, alnından sancıyla tabiri caizce yerleri tırmalayarak vücuttan atıyordu.

Kullandığımız antibiyotikler fayda etmiyor gene de ağrıyı çekiyordu. Ayrıca böbreklerinden senede 3-4 defa kum, taş döküyordu, ağrıları geçsin diye doktor doktor gezdiriyorduk(nafile). Sürekli baş ve mide ağrısı çekiyordu.

Lavmandan sonra annemden cisimlerini tanımlayamadığımız solucan parçaları;
rafadan yumurta sarısı gibi köpük; siyah kan pıhtısı şeklinde sayısı belirsiz parçalar;
yeşil renkte 9-10 parça tırnak yüzü kadar parçalar;
Yumurta sarısı, fındık büyüklüğünde çamur şeklinde yağa benzer parçalar döktü.

Ayrıca lavmanın üçüncü günü idrardan taş düşürdü. Oysa o taşı düşürmek için 1 ay sancı çekiyordu, sancısız kolayca düşürdü. 9 gün hergün lavman yaptık.

Şimdi nemi oldu 'sanki üzerimden dünyanın yükünü attım ve çok rahatladım'diyor. Sizlere bol bol dua ediyor.

Allah sizlerden razı olsun kıyamete kadar sizin gibi insanları başımızdan eksik etmesin.
İnsanlarımıza diyeceğim hiç korkmasınlar yapsınlar, ilk başta zor gibi gelse bile insan bir çok derdinden kurtuluyor.

Bir başka şifa hikayesini de sizlerle paylaşmak istedik;

Ben 27 yaşındayım Mart ayında detoks-lavman yapmıştım, çok rahatladığım için Kasım ayında da yapmaya karar verdim. Bende adet düzensizliği, ellerde titreme,
korku duygusu ve bu korku duygusundan mütevellid el ve ayaklarda uyuşma, titreme vardı.

Mart ayındaki lavmandan sonra Allaha şükür bunları attım. Artık insanlardan korkmuyor, dimdik karşılarında durabiliyorum. Kasım ayındaki yaptığım lavmanda artık benden hiçbir şey çıkmaz diye düşünüyordum. Yanılmışım, kocaman kocaman bağırsak kurtları çıktı., şaşırdım. Gerçekten de senede en az 2 defa yapmak gerekiyormuş. Bunların fotoğrafını çektim.

Allaha emanet olun. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Hepatit C'den Nasıl Kurtuldum!.. Umum Yerlerde Çalışanlar ve Havuza Girenler Dikkat

.
0 yorum


Toplumumuzda giderek yaygınlaşan gizli düşman Hepatitten korunma ve Hepatit hakkında bilmeniz gereken herşey..
16/12/2008 - 17:27
Hala bana bile hayal gibi geliyor. Fakat bu zor ve pahalı tedavi gerektiren hastalıktan kurtuldum.(Hepatit Hakkındaki tüm Bilgiler yazının devamında...)




Toplumumuzda giderek yaygınlaşan gizli düşman Hepatitten korunma ve Hepatit hakkında bilmeniz gereken herşey






Hikayem, Haziran 2007 tarihinde benim tiroid bezime baktırmak için KIZILAY hastanesine gitmemle başladı. Uzun zamandır içimde Hepatit testi yaptırma konusunda bir istek vardı. Doktordan rica ettim, test formunda ANTİ HCV’yi de işaretledi. Ben rahatım! Bana göre nasıl olsa hiçbir şey çıkmaz!
Ama öyle olmadı
Birkaç gün sonra test sonuçlarını aldığımda büyük bir süprizle karşılaştım: ANTİ HCV pozitifti.


Tam o günlerde de bir sene önce radyoda dinlediğim Maranki Hoca’nın sitesini “acaba bahsettiği merkez kuruldu mu?” diye sıkı takip ediyorum. Lavman kısmında bize, acısız, maliyetsiz ve son derece sağlıklı bir yöntemle çok büyük şikayetlerin iyileştirilebileceğinin müjdesini veriyordu. O sıralar hastalığın varlığından haberdar olmadığımdan, detoks+lavman uygulamasını “yapabilirsem yaparım” diyerek keyfi yaklaşıyordum fakat kucağıma bomba gibi düşen hastalıktan sonra benim için bu uygulama mecburi oldu !


İlk test sonucundan sonra, beni hemen Marmara Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Oraya gidip kan vermeden önce aradaki bir haftalık zamanda detoks + lavman uygulamasını yaptım. Sonra hastaneye kan vermeye gittim. RNA testi yapılacaktı.


20 gün test sonuçlarını, büyük bir endişe ve üzüntüyle bekledim. Bu zaman aralığında da sürekli Maranki Hoca’nın sitesini okuyordum. Ben onun yöntemiyle iyileşeceğime inanıyordum ama %20’lik bir payla da kendimi bu hastalıktan dolayı değişmesi muhtemel bir hayata hazırlamaya çalışıyordum.
Bu tip hastalıklarda insanı paniğe sürükleyen ilk şey, bilmemek. Yani bu hastalık nasıl sonuçlar doğurur, yaşantım nasıl değişir, tedavisi olur mu olmaz mı, başkasına bulaşır mı bulaşmaz mı, maddi olarak çok zorlar mı vs. bir sürü soruyla beraber bilinmezliklerin karanlığında yuvarlanıyorsunuz. Moraliniz çok bozuluyor ve doğal olarak bol bol ağlıyorsunuz.
Çok şükür ki ben, ağlamanın ötesinde bir uygulama yapmış olmanın da rahatlığını yaşıyordum.
Bu test sonucunu bekleme dönemimde, hastalığın detaylarını öğrenmeye çalışıyordum. Tüm süreç boyunca bu hastalıktan, aileme ve arkadaş çevremden kimseye bahsetmedim. Bunun sebebi de belki sessizce atlatacağım bir hastalık yüzünden onları üzmek, tedirgin etmek istemememdi.(Bu arada eklemek isterim ki Hepatit C’nin çok bariz belirtileri yok. Yani o belirtilerle başka bir hastalık olduğu da düşünülebilir. Yıllarca sinsice vücutta kalabiliyor. Takip edilmezse aniden karaciğer hastalıklarıyla karşılaşılıyor. Ayrıca tedavi masrafları çok yüksek.)


Evet, 20 gün dolmuştu ve ben yine hastane yollarındaydım. Pozitif mi negatif mi ? Bu iki işaret, şimdi hayatımın dönüm noktasıydı.
Çekinerek ve heyecanla testlerin dağıtıldığı bölüme yaklaştım.
Ve test sonucu elimdeydi :
HCV - RNA NEGATİF


Hemen doktora götürdüm. “İyi, atlatmışsın. Virüs pasifize olmuş. Yalnız 15 gün sonra tekrar ANTİ HCV’ye bakalım” dedi.


15 gün sonra Kızılay’da (sonuç NEGATİF) , 1 ay sonra da tekrar Marmara Hastanesin’de (bu testte ne negatif ne pozitif çıktı. Makine ölçememiş dediler) iki ayrı test yaptırdım.


Doktora götürdüm. İunları söyledi :”Bunun üstünde durmana gerek yok. Vücut virüse karşı antikor üretmiş. Belki 1 sene sonra tekrar test yaptırabilirsin.”


Artık doktor beni ciddiye almıyordu. Çünkü ortada ciddi bir hastalık yoktu :)
Ağlayarak ayrıldığım hastaneden gülerek ayrıldım ve keyifle evime geldim.
Ahmet Maranki ve değerli eşi Elmas Maranki’ye içimden minnettardım. Çok büyük teşekkür ve dua ile andım.
Daha sonra TÜYAP kitap fuarında, bizzat kendilerine yaşadıklarımı anlatıp teşekkürlerimi iletme fırsatı yakaladım.


Onlar sayesinde kim bilir daha nice insanların hastalıkları şifaya dönecek. Bir ay sonra açılacak olan “Sağlık Yaşam Merkezi”ni de dört gözle bekliyoruz.
*
Bir hayat düşünün sevdiklerinizle, sevdiğiniz şeyleri yaparak keyifli yaşamak; bir hayat düşünün hastane kuyruklarında - belki aşağılanmalarla- doktorların iki dudağının arasına hapis olmak !

Ben öncelikle yüce Allahım’a daha sonra da vesile olan çok değerli Ahmet Hocamıza ve değerli eşine tekrar şükranlarımı sunuyorum.


Böyle olumlu tecrübe yaşayan arkadaşlarımızı da sitede paylaşmaya davet ediyorum.


Sevgi ve saygılarımla

Genel Hepatit Belirtileri Nelerdir ?

*Halsizlik ve kaslarda zayıflık hissi

* Baş ağrısı

*Karın ağrısı (ki bu ağrısı karaciğer bölgesinin hemen üzerindeki bölge)

* Mide bulantısı

*Koyu renkte idrar (kola rengi)

*Kilo kaybı

*Yağlı yiyeceklerden tiksinme

*Nadiren sarılık

*Eklem ağrıları





Hepatit A


Hepatit A son derece bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Halk arasında sarılık adıyla bilinir. Virüsünün vücuda girdikten sonraki 2-6 hafta kuluçka süresidir. Ülkemizde önemli bir sağlık sorunudur.


Belirtilerin hepsi aynı anda olabileceği gibi hiçbiri de görülmeden sessiz olarak hastalık ortaya çıkabilir. Hastanın yaşı arttıkça hastalık daha ağır seyreder. Küçük çocuklarda hiçbir belirti görülmeyebilir. Hepatit A genellikle 3-6 hafta sürer, ancak bazı olgularda altı aya kadar devam eden uzun süreli ya da kötüleşerek tekrarlayan semptomlar olabilir.Hastalık süresince çok uzun süre yatakta kalınması ve buna bağlı olarak işgücü kaybında artış söz konusudur. Tam düzelme 6 ay kadar sürebilir.


Korunma Yolları Nelerdir?
Tam olarak temizliğinden emin olunmayan suyu içmeyin ve bu sudan oluşan buzu kullanmayın. Aynı tehlike bu su ile diş fırçalarken de söz konusu olabilir. Soyulmamış meyvelerin, salataların, haşanmamış sebzelerin yıkanmadan yenmemesi ve çiğ deniz mahsüllerinden sakınılması gerekir. Sokaklarda temizlik kurallarına dikkat edilmeden hazırlanmış yiyecek ve içeceklerin yenilmemesi gerekir.
Tüm bu önlemlere rağmen Hepatit A riski altında olabilirsiniz. Korunmanın en kesin ve güvenli yolu aşılanmaktır.


Hepatit A Nasıl Bulaşır ?
Kan yoluyla ve yakın temasla (kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) bulaşır. Derideki bir çatlak yada açık yara ile temas eden bir damla kan yada tükürük bile hastalığın bulaşması için yeterli olabilmektedir. Taşıyıcı anneden bebeğine de doğum esnasında bulaşabilir.
En önemli ve yaygın bulaşma yolu korumalı da olsa cinsel ilişkidir, çünkü ter ve tükürük gibi vücut sıvılarıyla dahi geçişeri olabilmektedir.


Hepatit A Risk Grupları Hangileridir ?

Çocuk yuvaları, kreşler ve okullarda bulunan çocuklar ve buralarda görevli personel.
Eşcinseller.
Yüksek endemik yerlere seyahat edenler.
Sağlık çalışanları, laboratuvar personeli.
Askeri personel.
Hapishanede bulunanlar ve görevliler.
Yakınları Hepatit A hastalığı geçirenler.
Aşçılar ve gıda sektöründe çalışanlar.


Hepatit B


Hepatit B bulaşıcı bir hastalıktır ve ülkemizde çok önemli bir sağlık sorunudur.Türkiye'de bugün her 3 kişiden yaklaşık 1'i Hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her 10 kişiden 1'i Hepatit B virüsünü taşımakta ve bulaştırmaktadır. Hastaların % 75-80 inde herhangi bir belirti vermeksizin gelişir, taramalarda ve kan bağışlarında yapılan tetkiklerde tesadüfen tespit edilir. Kuluçka süresi 2-6 ay arasında değişmektedir.


Virüsün İzlediği Yol:
1.Kişinin bağışıklık sistemi kuvvetli ise vücudunda virüse karşı antikorlar oluşur ve hastalık oluşmaz. 2.Bu koruyucu antikorlar, eğer ki yeterli düzeye ulaşamazsa kişi taşıyıcı olarak kalır ve potansiyel virüs saçıcı olarak etrafında risk oluşturur. 3.Kişide koruyucu antikorlar hiç oluşamaz, vücut yeniktir, karaciğer enzimleri yüksektir, kişi hastadır, hızla karaciğer yetmezliğine gider veya hastalık yıllara yayılır zamanla karaciğer yetmezliğine ya da kansere dönüşür.


Hepatit B Nasıl Bulaşır ?
Kan yoluyla ve yakın temasla (kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) bulaşır. Derideki bir çatlak yada açık yara ile temas eden bir damla kan yada tükürük bile hastalığın bulaşması için yeterli olabilmektedir. Taşıyıcı anneden bebeğine de doğum esnasında bulaşabilir.
En önemli ve yaygın bulaşma yolu korumalı da olsa cinsel ilişkidir, çünkü ter ve tükürük gibi vücut sıvılarıyla dahi geçişleri olabilmektedir.


Hepatit B Risk Grupları Hangileridir ?

Hepatit B'li anneden doğan bebekler,
Ev içinde Hepatit B hastası yada taşıyıcısı olanlar,
Birden fazla kişi ile cinsel ilişkisi olanlar,
Eşcinseller,
Kan ve kan ürünleri kullananlar,
Hemodiyaliz hastaları,
Damar içi ilaç bağımlıları,
Sağlık personeli,
Toplu halde bulunulan yerlerde ( okullar, kreşler, kışlalar, yurtlar, huzurevleri v.s.)
Yaşayanlar risk gruplarını oluştururlar.



Hastalıklarınızın çözümü için COSMİC bitkisel karışım tabletlerini deneyiniz.

Hepatit C


Hepatit C viral yoldan bulaşan hepatitler arasında kan yolu ile en sık bulaşan tiptir. Bu sebeple özellikle kan nakli ve kan ürünleri ile edinildiğinin bilinmesi oldukça önemlidir. Belirtileri hafif olarak algılanabilir yada farkında olmadan geçirilebilir. Genel olarak küçük çocuklarda belirtisiz seyreder. Ancak daha büyük çocuklarda yetişkinlerde bazi belirtiler görülür
6 aydan daha fazla sürede devam eden hepatit C ile oluşan hepatit durumu kronikleşmiş hepatit C hastalığıdır. Özellikle küçük çocuklarda belirti vermeden gider. Ancak daha ileri yaşlardaki bireylerde bazı belirtiler olabilir

Kronik Hepatit C Belirtileri :
Sebat eden bir halsizlik
Hafif-orta derece karın ağrısı
Siroz belirtileri: vücutta kırmızı damar lekeleri ki bunlara spider (örümcek) denir. Avuç içersindeki kızarıklıklar, karında şişlik, el ve ayaklarda ödem ve şişlik gibi belirtileri olan karaciğer de fibrozla giden çok ciddi bir hastalıktır.


Korunma Yolları Nelerdir?
Olası infeksiyöz materyale bulaşmış iğne batmaları veya sivri uçlu alet yaralanmalarından kaçınmak; eldiven, maske gibi koruyucu gereçler kullanmak
Damar içi ilaç kullanmamak, eğer kullanılacaksa tek kullanımlık iğne ucu veya şırınga kullanmak
Gerektikçe el yıkamak
Traş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi şahsi eşyaları paylaşmamak
Korunmasız cinsel ilişkide bulunmamak
Kontamine yüzeyleri 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlemek
Kesik, yanık ve diğer açık yaraları bandaj ile kapamak
Dövme piercing, akupunktur, sünnet, kulak deldirme, diş tedavisi gibi risk taşıyan girişimleri sağlıklı ve steril şartlarda yaptırmak


Hepatit C Nasıl Bulaşır ?
Kan ve kan ürünleri ile geçebilmektedir. Ayrıca uyuşturucu kullananlarda iğnelerden bulaşması dolayısıyla yaygın görülür. Ayrıca tüm sağlık çalışanları hepatit C içinde riskli bir gruptadır. Sağlık çalışanlarına yine iğne batması ve diğer tıp ekipmanı ile bulaşması söz konusudur.


Cinsel İlişki İle Bulaşır mı?
Doğal olarak akla gelen hepatit C nin cinsel ilişki ile geçip geçemediği sorusudur? Hepatit C cinsel yolla bulaşır, ancak bu olasılık son derece düşüktür. Tek eşli çiftlerde bu olasılık daha da zayıftır. Ancak çok eşli , cinsel yolla bulaşan hastalığı olan ve AİDS li kişilerde cinsel yolla bulaşma olasılığı yüksektir. Ayrıca organ nakli sırasında hepatit C geçme olasığıda çok yüksektir. Ancak özellikle kan nakli ve organ nakillerinde kan ve organlar hepatit C yönünden taranmaktadır. Bu da hastalığın yayılmasını önlemektedir.





Hastalıklarınızın çözümü için COSMİC bitkisel karışım tabletlerini deneyiniz.


Hepatit D, E, G

Hepatit D virüsü yalnızca hepatit B virüsü ile birlikte görülebilen bir enfeksiyondur. Çünkü çoğalmak için Hepatit B virüsüne ihtiyaç duyar. Hepatit B infeksiyonunun kliniğini hızlandırır ve ağırlaştırır.
Hepatit E Hepatit A virüsüne benzer şekilde feko-oral yolla bulaşır, kronikleşmez ancak gebelerde %20 oranında ölümcül seyretmektedir.Türkiye'de taşıyıcılığı % 5 civarındadır


Hepatit G Karaciğerde enfeksiyon etkeni olan hepatit etkeni virüslerden biri olan hepatit G virüsü yeni bulunmuş (laboratuarda yeni tespit edilmiş) bir viral hepatit virüs türüdür.

Korunma Yolları Nelerdir?
Olası infeksiyöz materyale bulaşmış iğne batmaları veya sivri uçlu alet yaralanmalarından kaçınmak; eldiven, maske gibi koruyucu gereçler kullanmak,
Damar içi ilaç kullanmamak, eğer kullanılacaksa tek kullanımlık iğne ucu veya şırınga kullanmak
Gerektikçe el yıkamak
Traş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi şahsi eşyaları paylaşmamak
Korunmasız cinsel ilişkide bulunmamak
Kontamine yüzeyleri 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlemek
Kesik, yanık ve diğer açık yaraları bandaj ile kapamak
Dövme piercing, akupunktur, sünnet, kulak deldirme, diş tedavisi gibi risk taşıyan girişimleri sağlıklı ve steril şartlarda yaptırmak

Nasıl Bulaşırlar ?
Hepatit D Damardan uyuşturucu kullananlarda, hemofilili hastalarda ve homoseksüellerde bulaşma riski ve görülme sıklığı oldukça yüksektir. Anneden bebeğe geçme çok nadir olarak görülür.
Hepatit E özellikle Asya'nın bir kısmı ve Afrika da görülen bu oral-fekal yani ağız dışkı yolu ile geçiş göstermektedir.
Hepatit G'nin kan ve kan ürünleri ile bulaştığı yönünde yayınlar son 5-10 yıl içinde çeşitli kliniklerce yayınlanmıştır.
* Hepatit G virüsünün bulaşmasını engellemek için kan ürünlerine uygulanan ve virüsü etkisiz hale getirecek yöntemlerin oldukça başarılı olduğu söylenebilir

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kalın Bağırsak, Karaciğer ve Safra Kesesi Temizleme Usulleri

.
0 yorum

İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alir. Günümüzde tüketilen gidalar ve solunan hava sağlikli değil. Ayni zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altinda kalınıyor.
16/12/2008 - 19:09
İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alir. Günümüzde tüketilen gidalar ve solunan hava sağlikli değil. Ayni zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altinda kaliniyor. Bu nedenle vücudun, metabolizma ritmi bozulur. Bu durum insan vücudunu psikolojik ve metabolik toksin içinde birakir. İşte bu gibi nedenlerden dolayi insanlar hastalanmamak veya hastaliklardan korunmak için kendi vücudunu temizlemeye mecburdur.



30 yaşindan sonra insan vücudunun temizlenme ihtiyaci daha fazla artmaktadir. Bunun sebebi bu dönemde koruma direncinin zayiflamasi nedeniyle hastalik, rahatsizlik ve diğer olumsuzluklarin oluşma oraninin daha fazla olmasidir. İnsan vücudunu koruma ve tedavi için psikolojik ve metabolik olarak temizlemek gerekir.


İnsan vücudunda fizyolojik temizleme siralamasinda ilk olarak kalin bağirsak, karaciğer ve safra kesesi gelmektedir.


Kalin Bağirsak


Kalin bağirsak insan vücudunda emme, boşaltma, ayirma, mikroflora, isitma, enerji oluşturma, stimüle etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. İnsanlarin genel olarak algiladiklari gibi kalin bağirsağin sadece boşaltim fonksiyonu yoktur. Ayni zamanda kalin bağirsak bir gaita deposu değildir. İnsanlar doğru beslenmedikleri için metabolizmalarinin diğer fonksiyonel özelliklerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedirler. Bu özellikleri tekrar kazanmak için kalin bağirsaği temizlemeye mecburdurlar. Kalin bağirsak temizlenmeden karaciğer temizliği yapilamaz.





Kalin Bağirsak Stimüle Sistem:



1-Tiroid Bez
2-Karaciğer,
3-Safra Kesesi,
4-Kalp,
5-Akciğer,
6- Mide,
7-Dalak,
8-Pankreas,
9-Böbrek Üstü Bezi,
10-Böbrek,
11-Cinsel Bezi,
12-Yumurtalik,
13-İdrar Kesesi,
14-Prostat,
15-Cinsel Organlar





Kalin bağirsak kirliliği üzerine oluşan hastaliklar: Boyali alanlar kalin bağirsakta pisliklerin birikim yerlerini, fekal taşlari, balgam ve karazar dokusunu göstermektedir.


Karaciğer


Karaciğerin, sindirim, kan dolaşimi, metabolizma ve detoksikasyon gibi görevleri vardir. Bütün damarlarda dolaşan kan karaciğerden geçer ve burada kontrol edilir. Sadece kalin bağirsağin alt rectus collum parçasinin kani karaciğerden geçmemektedir. Karaciğer, kalin bağirsak içindeki zehirli maddelerin zararli etkilerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedir. Ayni zamanda kan, lenf ve safra hücresi üretildiği; karbonhidrat, protein, yağ, su, mineral, pigment, vitamin ve hormonlarin sentezlerinin son aşamasinin yapildiği organdir. Bu sentezlerin son aşamasinda insan vücudu için zararli olan üre meydana gelmektedir. Oluşan üreyi laktik aside çeviren ve böbreklerden atilmasini sağlayan organ karaciğerdir. Karaciğer insan metabolizmasinin iç dengesini tutmaktadir. Karaciğer oluşturduğu safranin bir bölümünü safra kesesi içinde, diğer bölümünü ise onikiparmak bağirsağindan sindirime vermektedir.


Safra Kesesi


Safra kesesi karaciğerde üretilen safrayi depo eder. Safra bağirsaklardan sindirime katildiğinda:



Sindirilmekte olan gidalarin asit seviyesini nötralize eder.


Yağlarin formatini değiştirir ve emilim için hazirlar.


Kalin bağirsağin peristaltik hareketini sağlar.


Fazla kollestrinin dişari atilmasini sağlar.


Karaciğerin safra üretimi, beslenmeye göre değişiklik gösterir. Açlik ve vücut sicakliğinin artmasi üretilen safra miktarini azaltir. Bunun tam tersi şeklinde vücut sicakliği azalinca ya da protein ve yağ bakimindan zengin gidalar alindiğinda safra üretimi yükselir. En fazla yükselmeye yağli yiyecekler neden olur. Bu yüzden safranin üretimi insan metabolizmasi için önemlidir. Ne zaman karaciğer fonksiyonlarinda bozukluk meydana gelirse safra üretimi de bozulur ve vücudun diğer fonksiyonlari da bundan olumsuz yönde etkilenir.

Her insan doğru beslendiğini düşünebilir ama beslenme ne kadar sağlikli olsa da vücutta devamli toksin oluştuğu için bu organlari her sene 1 defa olmak üzere temizlemek gerekir. Bu temizleme belli bir usulle ve siralama ile yapilir. Bu usul ve siralamaya dikkat edilerek yapilan vücut temizliğiyle insan sağliği korunabilir ve sahip olunan bazi hastaliklardan kurtulma söz konusu olur.


Prof.Dr.Ahmet Maranki

Klik disini untuk melanjutkan »»

Organik Tarım İncelemesi ve Son Haberler

.
0 yorum

KOBİK ekibi Yozgat Çekerek'teki KOBİK'e ait organik tarım arazileri üzerinde sezonun ekim çalışmalarını yürütmek, yeni arazilerin tespiti ve devri için bölgede araştırmalar ve çalışmalarını gerçekleştirdi.
16/12/2008 - 17:13
Yozgat Çekerek'teki KOBİK organik arazilerin de ürün çeşitleri arttırılıyor. COSMIC Bitkisel Karışım Tablet ürünlerinde kullanılan aromatik ve diğer bitki çeşitleri Çekerek barajı etrafındaki arazilerde doğal olarak yetiştirilecek. Kuşburnu, badem, ceviz, kapari, kara havuç, kırmızı pancar, oraginik sırık domates, lahana, kırmızı biber yanında denemeler devam ediyor. Şimdi de Tokat bölgesinde organik araziler için devlet ve çeşitli kuruluşların tekliflerini değerlendiren KOBİK ekibi Türkiye'ni meyva ve sebze ambarı olarak bilinen Tokat, Turhal, Pazar bölgelerinde çalışmalarda bulundu, arazi ölçümleri, toprak analizi ve verimlilik çalışmalarında bulundu.

Yozgat Çekerek'teki organik arazilerimizdeki kapariler 3 yaşında ve 60 cm ile 1 mt arasına yetişti


Kuşburnu ağaçları tek tük de olsa ilk meyvasını verdi,


Türkiye'de ilk defa tek çekirdek yetiştirilen kuşburnu

Arazilerimizde organik bal üretimi devam ediyor. Denemeler olumlu netice verdi. İlk planda keven balı üretimi amaçlanıyor.

Yaylaklarda yetişen deve dikenleri bu sene çok verimli mahsül çok olacak


Besi hayvanlarımız için yem yapacağımız organik ve aromatik bitkiler ve otlar

Arazilerimizdeki yörük çiftliklerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarla keçi besiciliği

Çekerek'teki bu arazilerde eskiden buğday ekilirdi, ilk defa organik sırık domates, lahana, biber ekimi denemesi yapıldı. 10bin sırık domates fidanı dikildi.

Yozgat-Çekerek ve Tokat-Turhal'daki yeni organik arazilerimizdeki çalışmalar

Turhal kapari, badem, ceviz ve aromatik bitki arazileri

Turhal'daki arazide sulama projeli organik tarım

Turhal organik kiraz armut ve kayısı arazileri

Yozgat-Çekerek ve Tokat-Turhal'daki yeni organik arazilerimizdeki çalışmalar

Klik disini untuk melanjutkan »»

Kozmik pamuktan sonra kozmik meyvelerde üretiliyor.

.
0 yorum

Kozmik Bilinç Ekibi, Tokat'ta gerçekleşen konferans ve oturumların ardından bölgede bulunan kozmik ürünlerin üretildiğitarım arazilerini ziyaret etti.
16/12/2008 - 23:29


28 Nisan 2007'de Tokat'ta çeşitli etkinlikler düzenleyen kozmik bilinç ekibi ve Ahmet Maranki, büyük katılımlarla gerçekleşen konferans ve oturumların ardından bölgede bulunan kozmik bilime aitürünlerinüretildiği organik sertifikalı tarım arazilerini ziyaret etti.



Bir süre önce başlatılan sertifikalı organik tarım çalışmalarında 450 bin adet kuşburnu, 50 bin adet ceviz, 50 bin adet badem, her türlü meyve; elma, armut, kiraz v.s ve çeşitli aromatik bitkilerinüretildiği alanlarda çalışmalar yaptı.

Üretilen "Cosmic" bitkisel karışım tabletürünlerinin ham maddeleriyle ilgili "Kozmik Gübreleme" ile ilgili ön çalışma, toprak ve tarla düzenlemesi yapıldı.




"Yaşam Enerjisi" kitabında "Kozmik Gübreleme" bölümünde de geniş izahatı yapıldığı gibi, "Kozmik Gübreleme" ile
havadaki azotun toprağa alınması metotlarıüzerinde çalışma yapıldı. (Bknz. Yaşam Enerjisi, Kozmik Gübreleme)





450 bin kuşburnu ağacı
insanlığın hizmetine sunuluyor.
Fidanlar Kastamonu menşeili.

Tokat'ın Çekerek ilçesinde bulunan tarlalarda incelemelerde bulunan ekibimiz, bugüne kadar yapılan uygulamaların verimlilik ölçümlerini yapmışlar, bölgedeki toprak yapısının bitki ile olan adaptasyonunu ölçümlemişlerdir.







Ziyaret esnasında köylülerle ve gazetecilerle sohbet eden ve açıklamalarda bulunan










Ahmet Maranki; köylünün Tokat'ın verimli topraklarından yararlanması gerektiğini vurgulamış ve bölgeye ekilen buğday, arpa gibi tahıl ve ucuz bitkilerin dışında, böyle verimli, sulak arazilerde pahalı ve verimi yüksek sebze ve meyvecilik yanında parfüm ve ilaç sanayi ile birlikte bitkisel tabletürünlerinde kullanılan aromatik tıbbi bitkilerin yetiştirilmesi gerektiğini ve zaruriyetini belirtmiştir.

Dünyanın çeşitli noktalarında yetiştirilen ve insan bedeni için önem arz eden bu bitkiler hemülke tarımımızın hemde bölgenin kalkınması noktasında faydalı olacak hemde çiftçimizin daha verimli çalışmasına ve gelir elde etmesine yardımcı olacaktır. Dedi.









Küçük ve Büyükbaş Hayvancılık Kooperatifi kuruldu.



Çekerek'in Yayla köylerinde kozmik çevre şartları ve ekoloji göz önüne alınarak hayvan besiciliği, süt ve süt mamülleriyle ilgili bir kooperatif kuruldu ve Avrupa Birliği projeleri kapsamında faaliyet yapabilmesi için çalışmalar başlatıldı.

İlk olarak üretilen sütlerin organik bio kozmik ayran olarak piyasaya sunulması hedefleniyor. Bu faaliyetin amacı hem bölge kalkınmasını sağlamak hemde nesillerimizi kolalı ve gazlı içeceklerden koruyarak mangurt nesiller oluşmasını engellemektir.

Daha sonra ki hedeflerimiz de kozmik bilime göre en faydalı hayvansalürün olan keçi besiciliği hedeflenmekte, keçi sütü, eti, kılı v.s istifade yolları oluşturmaktır.





Organik tarım uygulamasının sorumlusu
Abdurrahman Bolat, Prof. Dr. Ahmet Maranki
ve Hukuk Müşavirimiz Mustafa Arslan
bölgede inceleme yaparken







Besicilikte yem olarak ve bitkisel karışım tabletlerde
kullanacağımız deve dikenleri gelişimlerini tamamladı
ve kullanıma hazır hale getiriliyor.









Organik tarım arazisinde ilginç uygulama. Yetkililerin dikkatine!!!

Organik tarım arazisini fareler bastı, bölge kalkınmasına engel mi olmak istiyorlar?
Bu nasıl bir uygulama? Sertifikalı arazide organik tarım mı yoksa çöp dağları mı?
Çöplerin döküldüğü özel arazi büyük bir çevre kirliliği yaşanmaktadır, dökülen çöpler organik tarım arazisini istila etmekte, yanı başından geçen oto yolu ve Çekerek çayını kirletmektedir. Bölgenin imajı açısından başta Valilik, Kaymakamlık ve Belediye yetkililerini bölgenin kalkınmasına önemli bir katkı sağlayacak bu güzel çalışmalara engel olan bu uygulamanın bir an önce düzeltilmesini bilgilerinize sunuyoruz.

Bölgeye yapılan ziyarette hukuk müşavirlerimizle yerinde olay tespiti yapılmış ve olayın düzeltilmesi için gerekli duyuruların yapılması istenmiştir.




Evlatlarımız altı aylık oldu.
Seneyeürün alıyoruz.
Müjde Cosmic Kuşburnu
tableti geliyor.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Rahat uyumaya yardımcı yiyecekler

.
0 yorum

Uyku getiren ve rahat uyumaya yardımcı yiyecekler:

MUZ
Gerçek uyku hapı olan muz, seratonin ve melatonin içermektedir. Bunun yanısıra magnezyumu da içeriğinde barındırdığı için kaslarınızı gevşeterek sizi çok rahatlatacaktır.


ILIK SÜT

Süt en çok bilinen uyku getirici besinlerden birisidir. Süt içeriğinde bulunan ve tripsin etkisi ile serbestlenen ve organizma için gerekli bir aminoasit olan triptofan sayesinde beyniniz yatışırak daha sağlıklı bir uykuya dalarsınız.


PAPATYA ÇAYI

Sakinleştirici özelliği sayesinde papatya çayı, kaygılı ve sinirli bir bünyenin en iyi panzehiridir.


BAL

Bitki çayınızın ya da ılık sütünüzün içine atacağınız bir çay kaşığı kadar balın etkileri hiç de göründüğü kadar küçük değildir.


PATATES

Az miktarda fırında pişirilmiş patates iyi bir gece uykusu uyumanıza yardımcı olabilir. Midenizi yormayacağı gibi, içeriğinde bulunan triptofan sayesinde asit seviyesini düşürür. Etkiyi daha da artırmak için süt ile beraber püre kıvamına getirerek tüketebilirsiniz.


YULAF UNU

Yulaf içeriğindeki melatonin sayesinde iyi bir uykunun en iyi ilaçlarından birisidir. Bir miktar akçaağaç şerbeti ile karıştırdığınızda lezzetiyle de sizi büyüleyecek. Ayrıca yulaf strese karşı da en etkili tahıllardan birisidir.


BADEM

Bir avuç kalp dostu badem yediğinizde tatlı bir şekerleme yapabilirsiniz. Badem hem triptofan içeriği hem de uygun ölçüde içerdiği kalsiyum sayesinde kaslarınızın rahatlamasını sağlayacaktır.


TURP

Çok iyi bir C vitamini kaynağı olan turptan gece yatmadan bir parça yemek veya suyunu içmek derin bir uyku için çok faydalıdır.


KAYISI

Kan yapan, kansızlığa ve kabızlığa iyi gelen kayısı sinirleri yatştırarak uykusuzluğa da iyi geliyor.


ELMA

Gece yatmadan önce yenen bir elma en güzel uyku ilaçlarından biridir.


KAVUN

Yaz mevsiminin sevilen meyvelerinden kavunun %95'i sudur ve sinirleri yatıştırıp rahat bir uyku uyumak için faydalıdır.


KEPEK EKMEĞİ

Bal kattığınız çayınızla berabere yiyeceğiniz bir ince dilim kepek ekmeği, vücuttaki insülinin biraz serbest kalmasına ve triptofan ve seratonine "uykum geldi" mesajı yollamasına yardımcı eder.


HİNDİ

Güzel bir uykunun 2-3 saat öncesinde, bir ince dilim kepek ekmeği üzerine koyacağınız küçük bir parça haşlanmış hindi eti yararlı olacaktır. İçeriğindeki triptofan sayesinde midenizde çok miktarda protein olmadığı zamanlarda bile sizi rahatlatır.


KETEN TOHUMU

Süt veya yoğurt içine katabileceğiniz keten tohumu, omega 3 yağ asitleri açısından zengindir ve doğal bir moral verici etkisi bulunur. Ayrıca bağırsak hareketlerine yardımcı olur.

Klik disini untuk melanjutkan »»

Çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmek için

.
0 yorum

Kış mevsiminde çocuklar çok sık hastalanırlar. Onları hastalıklardan korumanın yolu ise bağışıklık sistemini güçlendirmekten geçmektedir.

Çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmek için


- Çocuklarınızın sebze ve meyve tüketimlerini artırın. Sebze sevmeyen çocuklar için, sebzeleri blenderden geçirerek çorba veya köfte yapıp tüketmelerini sağlayabilirsiniz.


Kış aylarında meyve tüketimi çok önemlidir, çünkü bu mevsimin meyveleri özellikle C vitamini yönünden zengin, vücut direncini artırıcı özellikteki meyvelerdir.

- Omega-3, yağları kalbi desteklemelerinin yanı sıra bağışıklık sistemini de kuvvetlendirici özelliktedir.


Çocuklarınızın beslenmesinde Omega-3 içeriğinden zengin besinler olan ton balığı, somon, uskumru, hamsi, sardalye, ceviz, fındık, buğday, semizotu, ıspanak ve brokoliye yer vermelisiniz.

- A vitamini ve betakaroten bakımından zengin beslenme de bağışıklık sistemini güçlendirecektir. Besinlerden; yumurta sarısı, havuç, süt, yeşil biber, brokoli, kayısı, balık yağı, kırmızı et, patates, yeşil yapraklı ve sarı sebzeler A vitamini ve betakaroten bakımından zengindir.

- Kola, gazoz gibi şekerli ve gazlı içeceklerin tüketimlerini azaltın. Su tüketimini yüksek tutun.

- Çocuğunuzun mineral alımını artırmalısınız. Minerallerden özellikle demir ve çinko bağışıklık sistemini güçlendirici özelliktedir. Demirden zengin besinler; kırmızı et, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kereviz yaprağı, roka ve kuru kayısıdır. Çinkodan zengin besinler; tam tahıllar, ekmek, et, balık, badem ve cevizdir.

- Çocuğunuzdaki kilo artışı bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olur. Bu sebeple kilosunu dengede ve sağlıklı değerlerde tutmak önemlidir.

- Egzersiz ve hareketlilik bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli bir rol oynar. Yapılan araştırmalarda hareketli olan ya da sporla uğraşan çocukların hastalıklara yakalanma riskinin daha az olduğu görülmüştür.

- Uyku düzenine dikkat etmelisiniz. Düzensiz ve az uyku uyuyan çocukların vücut direnci zayıfladığı için hastalıklara yakalanması daha kolay olmaktadır.

Klik disini untuk melanjutkan »»
 

Zirve100 Site ekle
oyun komedi sohbet siteleri

Ahmet MARANKİ Kimdir?

Ahmet MARANKİ Kimdir?
Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. Liseyi İstanbul'da bitiren yazar ilk önce Tütün Eksperleri Yüksek Okulu’nu bitirip 1976 yılında stajını tamamlayarak devlet görevine başladı. Sırasıyla 1981 yılında İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği’ni, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Siyaset Bölümünde ‘master’ını, 1990 yılında aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu. 1993 yılında SSCB'nin yıkılmasıyla Azerbaycan devletinin talebi üzerine, T.C. adına görev yaptığı ilgili birimin baş uzmanı olarak araştırmalar yapmak ve üniversitelerde ders vermek üzere görevlendirildi. T.C. adına Azerbaycan Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) U.N.D.P, UNV birimlerinin kalkınma programları çerçevesinde devlet ve özel üniversitelerinin planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişleriyle ilgili "Principles Marketing", International Economic Organization", "International Marketing", "Islam Economy Relation" ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında "University Lecturer" unvanıyla "Specialist" olarak diplomatik statüde görev yapan yazar, Azerbaycan Millî Meclisi’nde danışmanlık yapmış olup, bu çalışmalarını "Türkiye Azerbaycan Haricî İktisâdî Alakaları" , "Agent Mukaveleleri" adlı kitaplarıyla yayınlamıştır. Ahmet Maranki yaptığı bu ve burada kaydedilmeyen çalışmalarıyla 1998 yılında Azerbaycan’da "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçilmiştir. BMT'nin Unesco ve Avrupa Birliği nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy'de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmi şura kararıyla "Univesity Lecturer" göreviyle "Economy" alanında profesör unvanı alarak ‘Ateste’ edilen tek T.C. vatandaşıdır. Kafkasya ve Azerbaycan’da kaldığı bu sürede yazar, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını almıştır. Yazar eserlerinde de görüleceği gibi T.C.’deki devlet görevi sırasında meslekî çalışmaları yanında, 1987'de Ortadoğu'daki İran-Irak Savaşı sırasında Musul-Kerkük bölgesinde Türkmenlerle ve Suudi Arabistan’da İslam konferansıyla ilgili, 1990 yılında Balkanlarda ve Bulgaristan'daki Türklere uygulanan asimilasyon ve tehcirle ilgili, 1991 yılında ABD'de Müslüman-Kızılderililerle ilgili, 1993'ten günümüze kadar da Kafkaslardaki Türkler ve bilhassa Azerbaycan’la ilgili çeşitli kuruluşlarla işbirliği içinde görev yapmıştır. Bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyada 55 adet tebliğ, 10 adet ders ve sosyal muhtevalı kitap ve "strateji" adıyla yayınlanan makaleleriyle kamuyla paylaşmıştır.Pek çok bilimsel araştırmanın öncülüğünü yapan ve Rusya-Avusturya-Azerbaycan -Türkiye'nin bilim adamlarından oluşarak 1990 yılında kurulan "Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüten yazar, halen Türkiye’nin AB'ye girme sürecinde AB stratejilerinin hazırlanmasıyla ilgili olarak Hollanda Amsterdam'da "Türkiye Hollanda Vakfı"nı ve bu kitabın konuların bilimsel olarak araştırmalarının yapıldığı "The Institute for Cross Cultural Health" adlı enstitünün başkanlığını yürütmektedir. BMT Asya-Pasifik ve Avrupa Başkanı Setsuka Yamazaki tarafından başka projelerde uzman olarak çalışmak üzere davet edilen yazar, Türkiye'de kalarak bu necip millete hizmeti ön planda tutmuştur. 1969 yılından beri sporla yakından ilgilenen yazar, kara kemer, judo, tekvando, şhiatsu hocası olarak halen Güreş İhtisas Kulübü’nde Türk sporuna hizmet vermektedir. Dünyada ve Türkiye'de sosyal ve stratejik pek çok vakıf, dernek, düşünce kulüpleri vs. gibi NGO'larda (Sivil Toplum Kuruluşu) faaliyet gösteren yazar evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce, Arapça, Rusça, Azerice, Osmanlıca bilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, yazarımızın son eseri “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” kitabı bugüne kadar 2 yılda 73 baskı yapmıştır.
Namablogkamu is proudly powered by Blogger.com | Template by o-om.com | Power by blogtemplate4u.com