25 Ocak 2009 Pazar

Çocuk Sahibi Olamayanlara Umut!! 1 Haftada Sağlıklı ve Mutlu Bir Hayata Geçiş

. 25 Ocak 2009 Pazar

Eşimle beraber İnegöl Oylatta gerçekleşen arınma programına katıldım. Yıllardır yanlış beslenme sonucu sağlıksız- kimyasal katkılı- genleriyle oynanmış besinleri yiye yiye vücudumuzu getirdiğimiz bu halden kurtardık.
16/12/2008 - 17:00
Benim sizde cep telefonum ve mail adresim var. Onu da sizin uygun göreceğiniz kişilere eğer konuşmak isterlerse verebilirsiniz...

Ben eşimle beraber 12-19 mayıs tarihleri arasında İnegöl Oylatta gerçekleşen arınma programına katıldım. Detoks hakkında bir süredir basında Çıkan haberleri takip ediyordum. Yıllardır gerek yanlış beslenme sonucu gerekse insanlığın geldiği nokta itibariyle
sağlıksız- kimyasal katkılı- genleriyle oynanmış besinleri yiye yiye vücudumuzu getirdiğimiz bu halden kurtarmamız gerektiğine inanıyordum. Fakat yine de işte insanoğlu müsibet gelmeden başa nasihatlere kulak asmıyor. Ama işte benim bedenim de sonunda çığlığı bastı ve 33 yaşında erken menopoz denilen sorunla karşılaştım. Hem de 4,5 yıllık evliliğin sonunda nihayet Çocuk kararı almışken... Çocuk için bunca zaman gereksiz sebeplerle beklemiş olmanın vicdan azabını yaşarken, bundan sonraki hayatımda erken menopoz nedeniyle beni beklediğini bildiğim (ciltte sarkma, kemiklerde incelme vs vs) sorunları düşünmeye gücünüz bile kalmıyor maalesef... 4 kere tüp bebek denemesi sonrasında, ilk kitabının yayınlanmasından itibaren Ahmet Maranki'nin hiç bir konuşmasını kaÇırmayan annem, Ahmet Bey'in önderliğinde düzenlenen arınma programından bahsetti.

Benim 4. tüp bebek denemesinin olumsuz sonucunu aldığım gün, Ahmet Maranki'nin sitesinde Kozmik Beden Temizliği-Arınma'nın 3. döneminin duyurusunun yayınlandığı gün oldu. Şimdi düşünüyorum da aslında iyi oldu. O ruh hali ve sonradan da tanık olduğum üzere bedenimin o haliyle hamile kalmış olmak pek de hayırlı olmayacaktı.

Heyecanla ama tabi ki binbir kuşku ve kaygıyla gittik...İlk olarak lavman düşüncesi bunca yıldır edindiğimiz katı düşünce kalıpları nedeniyle çok uzak geliyor ve korkutuyordu. Gerçi ne tesadüftir ki oraya okumak için götürdüğümüz Sümerleri anlatan kitapta da o dönemde kullanılan en etkili tedavi yöntemlerinden biri olarak lavmandan bahsediyordu. Aslında insanoğlunun bir zamanlar kendi kendinin doktoru olduğunu fakat zamanla ilaç şirketlerinin dayatmasıyla onların birer kar aracı ve canlı kobayları olarak kendi vücudumuza ne kadar yabancılaştığımızı o zaman algıladım.

Bunca yıldır her ne kadar dikkat ediyoruz desek de, vücudumuza ister istemez , onun doğasına aykırı bir çok (belki de kilolarca) maddeler sokmuştuk. Bu maddelere yaradılış gereği tamamen yabancı olan vücudun bunları hazmetmesi ve olması gerektiği gibi dışarı atması imkansızdı. En kaba ama basit haliyle lavaboya "yabancı" maddeler attığınızda nasıl da tıkanıp işlevsiz hale geldiği gibi.. Böylesi bir durumda görevini tam manasıyla yapamayan bağırsak nedeniyle diğer organlarımıza fazla yük binince vücudun başka başka yerlerinde sorunlar olması kaçınılmaz hale geliyor. İşte beslenme, bitkisel destekler ve lavman yöntemiyle temizlenen bağırsaklarınızın tam manasıyla işlevlerini yerine getirmesini sağlıyorsunuz. Bunun yanında aslında özellikle benim gibi yemeyi içmeyi seven biri olarak, aslında irademi kullanabileceğimi ve aç kalırsam (eski halime göre) ölmeyeceğimi gördüm (ki hiç de aç kalmadığınız gibi başka yerde kolay kolay tadamayacağınız bir çok sebze-yeşilliği de tadıyorsunuz)

Canınızın çektiğini zannetiğiniz o hamburger, pizza ve bisküvileri aslında görsel medyanın dayatması sonucu tüketmeye yöneldiğinizi görüyorsunuz... İlk iki günlük adaptasyon devresinden sonra vücudunuzdaki olumlu değişimleri de farkederek süreçten daha fazla keyif alıyorsunuz. Arınmanın bilincine varıyorsunuz. Özellikle içinizden çıkan çamur gibi sıvılar ve sarı sarı iltihapları (ve daha neler neler maalesef) görünce bunca zaman aklım neredeymiş diyorsunuz. Bir de normal zamanda haftanın iki günü küt diye gelip yerleşen ve bana ilaçsız dışarı çıkmayı kabus haline getiren başağrılarımın yok olduğunu (iki hafta oldu, zerre kadar ağrı yok...) gördüm.

Sabahları sürüne sürüne uyandığım 33 yıldan sonra saat 6.00 da rahat rahat kalkabildiğimi ve buna rağmen esneye esneye günü tamamladığım günleri geride bıraktığımı görünce daha da mutlu oldum

Tabi bir de program dönüşünde İstanbul'da (yine de dayanamayıp )
yumurta kontrolü için gittiğim doktorumdan sağ yumurtalığımda oldukÇa sağlıklı
bir yumurta geliştirdiğimi ve hatta sol yumurtalıkda önümüzdeki ayın
yumurtasının gelişmeye başladığını duyunca daha da mutlu oldum. Ben daha
doktoruma söylemeden kendisi bu ay tüp bebek denemesi yapmayıp kendi haline
bırakmayı önerdi. Ben inanıyorum, zorlamadan sadece bu bilince sahip olarak ve
gerÇekten kalpten inanarak bu sorunu aşacağım


Fiziksel değişimler kendini göstermeye başladı. Bunun yanında bilmiyorum neden, belki de bunca zaman vücuttaki tıkanıklıklar nedeniyle biriktirdiğiniz olumsuz düşüncelerden sıyrılıyorsunuz ve gönül gözünüzle görmeye başlıyorsunuz dünyayı... Ben başıma bu sorun geldiğinde çok ümit aradım. Her olumlu söze muhtaç hale geldim. Bu yüzden istiyorum ki insanlar arınma konusunu araştırsınlar canlı kobay olmaktan kurtulup kendi vücutlarını dinleyip tanısınlar tedavi etsinler.. Benim cep telefonumu ya da mail adresimi isteyenler Ahmet beyin asistanı Kübra hanımdan edinebilirler. Dediğim gibi ben çok ümit aradım sizlerin de ümidinizi hiç kaybetmemesi dileğiyle...



Senem ÖZESEN

0 yorum:

:)) ;)) ;;) :D ;) :p :(( :) :( :X =(( :-o :-/ :-* :| 8-} :)] ~x( :-t b-( :-L x( =))

Yorum Gönder

 

Zirve100 Site ekle
oyun komedi sohbet siteleri

Ahmet MARANKİ Kimdir?

Ahmet MARANKİ Kimdir?
Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. Liseyi İstanbul'da bitiren yazar ilk önce Tütün Eksperleri Yüksek Okulu’nu bitirip 1976 yılında stajını tamamlayarak devlet görevine başladı. Sırasıyla 1981 yılında İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği’ni, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Siyaset Bölümünde ‘master’ını, 1990 yılında aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu. 1993 yılında SSCB'nin yıkılmasıyla Azerbaycan devletinin talebi üzerine, T.C. adına görev yaptığı ilgili birimin baş uzmanı olarak araştırmalar yapmak ve üniversitelerde ders vermek üzere görevlendirildi. T.C. adına Azerbaycan Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) U.N.D.P, UNV birimlerinin kalkınma programları çerçevesinde devlet ve özel üniversitelerinin planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişleriyle ilgili "Principles Marketing", International Economic Organization", "International Marketing", "Islam Economy Relation" ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında "University Lecturer" unvanıyla "Specialist" olarak diplomatik statüde görev yapan yazar, Azerbaycan Millî Meclisi’nde danışmanlık yapmış olup, bu çalışmalarını "Türkiye Azerbaycan Haricî İktisâdî Alakaları" , "Agent Mukaveleleri" adlı kitaplarıyla yayınlamıştır. Ahmet Maranki yaptığı bu ve burada kaydedilmeyen çalışmalarıyla 1998 yılında Azerbaycan’da "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçilmiştir. BMT'nin Unesco ve Avrupa Birliği nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy'de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmi şura kararıyla "Univesity Lecturer" göreviyle "Economy" alanında profesör unvanı alarak ‘Ateste’ edilen tek T.C. vatandaşıdır. Kafkasya ve Azerbaycan’da kaldığı bu sürede yazar, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını almıştır. Yazar eserlerinde de görüleceği gibi T.C.’deki devlet görevi sırasında meslekî çalışmaları yanında, 1987'de Ortadoğu'daki İran-Irak Savaşı sırasında Musul-Kerkük bölgesinde Türkmenlerle ve Suudi Arabistan’da İslam konferansıyla ilgili, 1990 yılında Balkanlarda ve Bulgaristan'daki Türklere uygulanan asimilasyon ve tehcirle ilgili, 1991 yılında ABD'de Müslüman-Kızılderililerle ilgili, 1993'ten günümüze kadar da Kafkaslardaki Türkler ve bilhassa Azerbaycan’la ilgili çeşitli kuruluşlarla işbirliği içinde görev yapmıştır. Bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyada 55 adet tebliğ, 10 adet ders ve sosyal muhtevalı kitap ve "strateji" adıyla yayınlanan makaleleriyle kamuyla paylaşmıştır.Pek çok bilimsel araştırmanın öncülüğünü yapan ve Rusya-Avusturya-Azerbaycan -Türkiye'nin bilim adamlarından oluşarak 1990 yılında kurulan "Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüten yazar, halen Türkiye’nin AB'ye girme sürecinde AB stratejilerinin hazırlanmasıyla ilgili olarak Hollanda Amsterdam'da "Türkiye Hollanda Vakfı"nı ve bu kitabın konuların bilimsel olarak araştırmalarının yapıldığı "The Institute for Cross Cultural Health" adlı enstitünün başkanlığını yürütmektedir. BMT Asya-Pasifik ve Avrupa Başkanı Setsuka Yamazaki tarafından başka projelerde uzman olarak çalışmak üzere davet edilen yazar, Türkiye'de kalarak bu necip millete hizmeti ön planda tutmuştur. 1969 yılından beri sporla yakından ilgilenen yazar, kara kemer, judo, tekvando, şhiatsu hocası olarak halen Güreş İhtisas Kulübü’nde Türk sporuna hizmet vermektedir. Dünyada ve Türkiye'de sosyal ve stratejik pek çok vakıf, dernek, düşünce kulüpleri vs. gibi NGO'larda (Sivil Toplum Kuruluşu) faaliyet gösteren yazar evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce, Arapça, Rusça, Azerice, Osmanlıca bilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, yazarımızın son eseri “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” kitabı bugüne kadar 2 yılda 73 baskı yapmıştır.
Namablogkamu is proudly powered by Blogger.com | Template by o-om.com | Power by blogtemplate4u.com